Günlük hayatımda gerekli gördüğüm her alanda teknolojiyi sonuna kadar tüm özellikleriyle kullanan birisiyim.

Biraz önce televizyonu açtığımda dünyadaki küresel bilgisayar sistemlerinde büyük aksaklıklar ve kesintiler yaşandığı haberini gördüm. Buna karşılık Çin ve Rusya gibi ülkelerin kendi alternatif yazılımlarını kullandıkları için sorun yaşamadıkları bildiriliyor. Ulaşım sisteminden, borsalara, sağlık sistemine, alışveriş sitelerine, bankacılık ve iletişim sistemlerine kadar pek çok alanda sorun yaşanıyor. Görünen o ki teknolojide kendi yazılımlarını geliştiren ülkeler, küresel sistemin bilinçli veya bilinçsiz aksaklıklarından korunacaklar. Nedir alternatif sistemler biraz tanımak, bilmek gerekiyor. Ülkemizin de kendi yerli ve milli yazılımlarını geliştirmesi gerekiyor. Bu cümleyi kurduktan sonra akla Tubitak tarafından geliştirilen Pardus işletim sistemi geliyor. Ancak gördüğümüz kadarıyla Pardus projesi pek destek görmedi ve geliştirilemedi. Sadece bir kaç kurumda kullanılıyor olması ve yaygınlaşamamasının elbette sebepleri var. Oysa bu işletim sistemine kullanıcı dostu grafiksel bir arayüz kazandırılarak, tüm evlerde ve şirketlerde kullanılabilmesi iyi olurdu. Yapılan çalışmaları küçümsemiyorum ama sonuçta gelinen yer önemli elbette. Telif hakkı sorunu olmayan ve bu sayede milyonlarca, hatta milyarlarca dolar tasarruf edebileceğimiz bir yazılım söz konusu. Gelin şimdi linux işletim sistemi nedir, biraz bahsedelim.

2010 yılından beri bilgisayarımda linux işletim sistemi kullanıyorum. Hani şu çoğunluğun makine açılışındaki mavi renkli windows bilmem kaç yazısı gördüğü ekran benimkinde yok. Açıldığı zaman da biraz farklı görünümü olan, ama kullanıcıya son derece önemli kolaylıklar sunan başka bir yazılımla karşılaşıyorum. Linux işletim sistemi. Diğer adıyla özgür yazılım. Lisans sorunu yok, kamuya açık lisansa sahip, dileyen alıp bilgisayarına ücretsiz yükleyip kullanabiliyor. Böyle anlatınca insanlara çok sıradan, basit bir şeyden bahsediyorum gibi gelebilir. Oysa linux’daki özellikleri taklit ederek yüksek ücretlerle insanlara pazarlayan ünlü markaların olduğu koskoca bir sektör var. Geçenlerde bir teknoloji mağazasında gezip ürünlere bakıyordum. Satıcı gençlerden birisi, ünlü bir teknoloji firmasının ürünü bir dizüstü bilgisayarı satın almak isteyen müşterisine ürünün özelliklerini anlatıyordu. Kulak misafiri oldum, yeni özellikler diye bahsettiği bütün fonksiyonları linux kullanıcıları en az beş yıldır zaten kullanıyorlardı. Müşteri fiyatı sorunca acı acı gülümsedim. Sessizce oradan uzaklaştım.

Linux sayesinde 2010’dan beri bilgisayarımda virüs ve benzeri zararlı yazılım sorunu yaşamadım. Bilgisayarımda ne yapmak istediysem mutlaka o alanda üretilmiş bir linux uygulaması bulup yükleyebildim. Grafik, çizim, ofis, müzik dinleme ve işleme, video kurgu, video/film izleme, web sayfalarında gezinme, sohbet, mail yazma, sunum hazırlama vb. aklınıza ne geliyorsa hepsiyle ilgili bir veya bir kaç linux programı var. Hemen belirteyim programların hepsi ücretsiz ve Türkçe.

Linux keşfetmenizi bekleyen ayrı bir dünya. Açık kaynaklı ve lisans sorunu yok. İnsanlığın kullanımına ücretsiz olarak sunulmuş çalışmalar. Ücretsiz deyince insanların kafasında bir sürü soru işareti oluşmaya başlıyor, biliyorum. Acaba bir bit yeniği mi var diyorlar. Çünkü, ürün bedavaysa, ürün aslında sizsiniz şeklinde bir vecize yıllardan beri internette dolanır durur. Linux gönüllü ve fedakar yazılımcılar tarafından bir beklenti olmaksızın geliştirilmiş bir sistem. Ama eğer kullandığınız bir uygulamayı çok beğenirseniz, işinize yararsa, yazılımcısına bağış yapmanın yolu da her zaman açıktır. Meblağını kendinizin belirleyeceği bağışlar yazılımcıların yeni programlar geliştirmesine yardımcı olacaktır. Linux yazılımcıları bağış kabul ederler ve eğer istenirse belli bir ücret karşılığı size veya kurumunuza özel yazılımlar geliştirerek gelir de sağlayabilirler. Dünyadaki ev kullanıcılarının çoğunluğunun bilgisayarında ücretli yazılımlar kurulu. Milyonlarca bilgisayardan, trilyonlarca dolar telif ücreti kazanılan bir sektör var. Ama kullanıcıların bilmediği başka bir gerçek daha var. İnternet üzerindeki pek çok hizmetin kendilerine ulaşmasını sağlayan milyonlarca sunucu bilgisayarda linux işletim sistemi kullanılıyor. Çünkü linux güvenli, hızlı ve stabil bir ortam sunuyor. Sektörün bu güveni boşuna değil.

Yazılım konusuna uzak olan bilgisayar kullanıcılarına Linux’un açık kaynak kodlu bir yazılım olduğunu söylediğimiz zaman, bilgisayarlarının dışarıya açık kalacağını, içindeki bilgileri herkesin görebileceğini zannediyorlar ve çekiniyorlar. Açık kelimesi böyle bir çağrışım yapıyor. Oysa tam tersi, açık kaynak yazılımın içinde ne var, ne yok diğer tüm yazılımcılar tarafından görülebilmesi onun kullanıcı dostu olduğu ve örtülü amaçlar taşımadığı anlamına geliyor. Linux’u pazarda/mağazada satılan ağzı açık ve içinde ne olduğu görülebilen bir sepet veya çelik kasa olarak düşünebilirsiniz, bilgisayarınıza yüklediğiniz anda kapağı kapanır ve artık içinde ne olduğu dışarıdan asla görülmez. Linux, aslında diğer işletim sistemlerine göre gerçekten üstün bir güvenli ortamdır. Bir yazılımı yüklemeden önce kodlarının açık olması sayesinde, içinde ne olup olmadığını görebilmek önemli. Çünkü kapalı kodlu olsaydı, içinde barındırdığı kodların neler olduğunu göremez, bilgilerinizi başkalarıyla paylaştırıp paylaştırmayacağını kontrol edemezdiniz. Umarım bu örnek açıklayıcı olmuştur. Açık kaynak kodlu yazılım kavramı hakkında internette pek çok kaynakta bilgi bulabilirsiniz.

Açık kaynak kodlu yazılımın asıl önemli bir başka özelliği daha var. Yazılımcılar bu açık kodlar üzerinde çalışarak, yeni kodlar ilave ederek linux’u ve linux için hazırlanmış yazılımları geliştirebiliyorlar. Bu şu anlama geliyor, eğer üzerinde çalışan yazılımcılar varsa, o programın bir çok değişik yeni özelliklere, hatta farklı görünüme, arayüze sahip versiyonlarını bulabiliyorsunuz. Bu yüzden dünyada pek çok linux versiyonu mevcut. Kurumlarda kullanılan telefon santralleri için yazılmış Linux’lardan tutun da, multimedya meraklısı ev kullanıcılarına, ses kayıt stüdyolarına, video kurguculara, grafikerlere, öğrencilere, öğretmenlere, bilim adamlarına, yazılımcılara, ofis kullanımına, web sunucularına, başka işletim sistemleriyle çalışamayacak kadar eski donanıma sahip bilgisayarları tekrar canlandırıp kullanıma sunacak kadar hafif ve hızlı özellikler taşıyan linux dağıtımlarına varıncaya kadar geniş bir yelpazeden bahsediyorum. Ayrıca her ülkenin kendi kullanıcıları için üretilmiş bir veya birkaç linux dağıtımı da var. Dağıtım kelimesi Linux’un üretilip “dağıtılmasından” geliyor. İngilizce “distro” kelimesinin karşılığı.

Linux işletim sistemini bilgisayarınıza yüklerken ilk olarak size hangi dilde kullanacağınızı ve ülkenizi soruyor. Linux dağıtımlarının hepsinde mükemmel bir Türkçe göreceksiniz. Türk gönüllüler tarafından özenle yapılmış çeviriler sayesinde böyle olduğunu hemen belirteyim.

Bugüne kadar pek çok değişik linux distrosu kullandım. Ubuntu ile başlayan yolculuğum Linux Mint ile sürdü. Uzun süre Debian, Manjaro, Elemantary kullandım. Şu sıralar multimedya özelliklerini beğendiğim Linux Mint’e geri döndüm. Film ve video izlemek, yazı yazmak, müzik dinlemek için kullandığım diz üstü bilgisayarımdan en yüksek verimi aldığım distro diyebilirim.

Son olarak Linux’un neden az bilindiği ve yaygınlaşamadığı konusuyla bitirmek istiyorum. Bedava olan ürünün reklamı da olmuyor maalesef. Bakmayın benim gibi böyle detaylı tanıtım yazan başka pek kimse de yok. Linux’a gönül vermiş gençlerin açtığı youtube kanalları da artık yavaş yavaş ilgi çekmeye başladı. Ayrıca gönüllü gençler tarafından yönetilen forumlar da mevcut, oralarda da bakabilir üye olarak soru sorup bilgi edinebilirsiniz.

Bedava üründen kimse para kazanamadığı için pek çaba sarf etmek de istemiyorlar. Ev kullanıcılarının, gerekli gördüklerinde başvurdukları mahalle bilgisayarcıları, herhangi bir şekilde para kazanamayacakları bu bedava işletim sitemini müşterilerine pek önermiyorlar. Oysa Linux gençler için oyun oynamalarına yarayacak arayüzlere de sahip bir sistem. Standart ev kullanıcısının her türlü ihtiyacını karşılayacak niteliklere fazlasıyla sahip.

Küresel sistemin linux işletim sistemi hakkında tavrı belli aslında, pek bilinsin istemedikleri hissediliyor. Çünkü linux kullanılması küresel çaptaki bilişim sistemleri üzerinden korkunç paralar kazanan küresel şirketlerin işine gelmiyor. Kullandıkları yazılımların çoğunluğu da kapalı kodlu ve içlerindeki kodları kendileri istedikleri gibi ayarlayabiliyorlar.

Linux, geniş kitlelerin ilgisizliğine rağmen her geçen gün kendisini yenileyerek, gönüllüleri sayesinde gelişmeye devam ediyor. Bir avuç sayılabilecek az sayıda kullanıcısı olsa bile, milyonlarca bilgisayarda sunucu (server) olarak hizmet veriyor. Eğer çok özel yazılımlar kullanmayan standart bir ev kullanıcısıysanız deneyin derim. Unutmayın Linux, yüklediğiniz eski donanımlı bir bilgisayarınızın bile nasıl canlanıp, yeniden işe yarar hale geldiğini göreceksiniz. Kolay gelsin.