Yıllar önce televizyondaki tartışma programında Libya Savaşı’nı konuşurken “ gün gelecek Afrika’da biz olacağız ve bir de Çin ile baş başa kalıcaz” yorumu yapmıştım. (Cnn Türk, Ne Oluyor Programı, 2019)

Bugünlerde AB yetkililerinin “ Türkiye bizi Afrika’dan kovdu” demeçlerini okuyunca bakın aklıma neler geldi.
Bir zamanlar Afrika’nın baş sömürücüleri -Fransa, İtalya- gibi artık  esmaleri okunmazken, Wagner ile bölgeye giren Rusya’da terk etmeye başlayınca ortam bizlere kaldı.

“Endişeliyim, Bugün Libya'da artık Avrupalılar yok, Türkler var, 
hayal ettiğimiz düzen bu değil.”
(AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell)

Türkiye ve Çin Afrika’nın gelişme hikayesine dahil.

İki yükselen güçten biri artık biziz.
Türkiye ve Çin Afrika’da sömürgeci geçmişe sahip olamayan karakterleri ile Batıcılardan ayrıştı.

Afrika’nın gelecek yüzyılı şimdi şekilleniyor.

Afrika’nın en büyük stratejik partneri olma yolunda hızla ilerleyen Çin’in Afrika ile kurduğu ekonomik ilişki bir bağımlılık teoremidir. 
Tarihsel DNA’sı ile Türkiye ise farklı.

 Türkiye Afrika’ya sadece ekonomik çıkar eksenli yaklaşmadı.

Kültürel ve insani açıdan da oradayız.
Batıcılar, Afrika ile düşük maliyet, ucuz iş gücü, zengin tarım, enerji ve yeraltı kaynakları ele geçirme hedefliyken,  Türkiye, iki tarafın da kazançlı çıkacağı bir ilişki ağı oluşturdu.
Çöl ve sıcak kurak topraklarda kazanç üretmek. Kolay değil.
422 milyon nüfus yoksulluk sınırında.
600 milyon insanın elektriği yok.

783 milyon Afrikalının temiz suyu tok.

Her sene 170 milyar dolarlık altyapı yatırımı olacakki işler düzelsin.

Çin 2005-2019 sürecinde Afrika ülkelerine toplamda 370 milyar dolar yatırım yaptınve devam ediyor. Bu iş onu coğrafyada sevimli hale getirdi.
Çin kamu kredilerini Afrika ülkelerine yağdırdı.

Çin’in en fazla kredi sağladığı ülkeler arasında yüzde 30’luk oran ile yer alan Angola’yı yüzde 10 ile Etiyopya, yüzde 7 ile Kenya, yüzde 5 ile Kongo Demokratik Cumhuriyeti, yüzde 5 ile Sudan, yüzde 5 ile Zambiya ve yüzde 4 ile Kamerun takip etmekte.
Buna karşılık Çin, Enerji ihtiyacının yüzde 25’lik kısmını Afrika ülkelerinden karşılıyor.
Türkiye gibi elli dört Afrika ülkesinin kırk altısı “Tek Çin Politikası”nı destekliyor.

“Eğer zenginlik ve refah istiyorsan önce yol inşa et.” Çinlilerin atasözlerinden biri olan bu cümle Kuşak ve Yol Girişimi’nin ilhamıdır.

Çin’ Afrika genelinde 2 bin kilometrelik demir yolu, 30 bin kilometre kara yolu ve yirmi bin megavatlık enerji santralleri yaptı.

Afrika genelinde yapılan 500 proje 500 milyar dolarlık değere ulaştı.


Türkiye Afrika genelinde farklı amaçları güdüyor.
Bölgenin altyapısının iyileştirilmesinde 64 milyar dolarlık proje hacmine ulaşan Türkiye aynı zamanda insani faaliyetlerle yoksul ülkelere yardımda bulunmakta. TİKA gibi.
Tek tarafın kazançlı çıktığı ilişkiden ziyade ortak kazanç ve kalkınma perspektifi ile hareket etmekte.
Türk Hava Yolları'nın otuz altı Afrika ülkesine uçmasıyla birlikte bölgeyle daha kolay iletişim kurabilmekte.

Çin ve Türkiye’nin Afrika’da yapabilecekleri birçok iş birliği alanı olmasına rağmen Çin uluslararası yatırımlar ve yardımlar gibi konularda daha çok kendi başına hareket etme amacında.

Afrika’da yirmi sekiz Müslüman ülkenin bulunması Türkiye’yi Çin’e kıyasla daha avantajlı bir konuma taşımakta.
Türkiye Afrikalılar için parlayan bir yıldız.
Senegalliler hatta soruyor, “ siz nerede kaldınız”
Çin mal satıyor Türkiye güven veriyor.
Rekabet ile beraberlik at başı gidiyor…