İthaf: Bu yazımı 28 yıl önce Bosna Hersek`te şehid olan Bosanska Dubicalı Asım Kugiç`in aziz hatırasına ithaf ediyorum. 
Sahaf Hakkı yerden göğe kadar haklı. Ortadoğu coğrafyasında her gün binlerce insan ölüyor. Oralardaki zulmü görmezden gelenler yahut ses çıkarmayanlar ölümler Avrupa`da olunca 'ses' vermeye başlıyor. Çünkü Batı eliti sarı saçlı, mavi gözlü` seviyor!
Var olasın İsmail Hakkı Gürgenburan: 'Ukrayna da insanlık ölüyor.' deniyor. Doğru ama eksik, çünkü o insanlık Afrika da açbırakılmış, Bosna da tecavüze uğramış, Doğu Türkistan da unutulmuş, Filistin de terk edilmiş, Çeçenistan da görmezden gelinmiş, Hocalı da duyulmamış, Irak ta aldatılmış, Myanmar da yakılmış, Suriye de ise çoktan ölmüştü.' 
21. yüzyıl ölüm asrı oldu.
Maalesef 21`inci yüzyıl da aynen öncekiler gibi ölüm asrı oldu.  Savaşlarda, etnik çatışmalarda, mezhep kavgalarında, örtülü sömürgelerde, zorunlu göçlerde insanlar birbiri ardına öldü, öldürüldü.  Bu süreçte hayatını kaybedenlerin kâhir ekseriyeti ise Müslüman... Bunun içindir ki Akdeniz`e kıyısı olan 'muasır' devletler çok basit tedbirlerle önüne geçebileceği insan kaçakçılığına, tekne facialarına yıllardır göz yumuyor. AB ülkeleri, topraklarını legal yollardan mültecilere açmadığı için memleketlerinde tutunamayan, hayat hakkı bulamayan bî çareler ölümü göze alıp elinde neleri varsa kaçakçılara teslim ederek Akdeniz`e açılıyor. Batı demokrasisi ulusal devletlerinin sınırlarını Müslüman mültecilere kapı duvar ediyor. Her bir akın için yola düşüldüğünde içinden hüzün geçen onlarca hikâye ve insanlık dramı ortaya çıkıyor. 
Afganistan`dan Suriye`ye Yemen`den, Irak`a;
Afganistan`dan, Suriye`den, Yemen`den, Irak`tan, Pakistan`dan binlerce mülteci Türkiye`ye akın ediyor. Çünkü Türk insanı mücerret insan sevgisiyle müzeyyen. Müslüman tavrı da  bunu gerektirir çünkü. Müslüman her daim mazlumun yanında, zalimin karşısındadır. Müslüman birey yakın, uzak tüm çevresiyle ilişkilerini 'Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki, bu imanın en zayıf derecesidir.'  kutlu hadisi mucibince düzenler. Bunun içindir ki Ukrayna`daki zulme ilk insani ve vicdani yardımı, sağına ve soluna bakmadan Türkiye ulaştırmıştır. Müslümanlar behemehal Rusya`nın Ukrayna işgaline son vermesini ve mazlum Ukraynalıların yaralarının sarılarak acılarının dindirilmesini beklemektedir. Çünkü Muhsin Başkan`ın dediği gibi 'ninnilerle uyutulması gereken bebeklerin, silahlarla susturulduğu bir dünyada susmak alçaklıktır.'  
Batı eliti sarı saçlı, mavi gözlü sever!
Ukrayna`da cereyan eden insanlık dramı mümin gönülleri hû n ediyor. Rusya, Rus Çarı eski müstemlekesi Ukrayna`ya gözünü dikmiş. Ha bire vuruyor. Vurdukça insanlar ölüyor, kentler boşalıyor. Ukraynalılar Polonya üzerinden Avrupa ülkelerine sığınmaya çalışıyor. On yıllar boyunca ölümü Müslümanlar için hak görenler ölüm bir şekilde 'sarı saçlı, mavi gözlü' Batı insanının bahtına gelip çatınca ikiyüzlü, ırkçı ve dahi alçak bir duruş sergiliyor. Bu cümleden olarak IVT News Muhabiri Lucy Watson 'Ukrayna`nın başına tahmin edilemez şeyler geldi. Burası gelişmekte olan, üçüncü dünya ülkesi değil. Burası Avrupa!' diyerek insanlık kumaşının kalitesini cümle âleme gösteriyor. 
Watson mürailik ederken tüm Batı âlemi üçmaymunu oynuyor. Bu esnada 12 işgalci, kâtil İsrail polisi 12 yaşındaki bir Filistinli kız çocuğunu acımazsızca dövüyor. Perişan haldeki masum çocuk hastaneye kaldırılırken hür dünya sadece seyretmekle yetiniyor. Çünkü bu türden muameleler Müslümanlara revâdır. Böylesi tahmin ve tahayyül edilemeyin mezâlim Avrupa`dan ve Avrupa insanından uzak geri kalmış, fakir, üçüncü dünya ülkelerinin insanlarına ise yakındır. Söz meclisten dışarı biri insan, diğeri yığındır!
Ukrayna`nın başsavcı yardımcısı 'Mavi gözlü ve sarışın Avrupalıların her gün Putin`in füzeleri tarafından öldürüldüğünü görüyorum' diyerek yığınlardan bir yığın olduğunu fâş ediyor. 
CBS Haber Dış Muhabiri Charlie D`Agata`ya göreyse 'Burası (Ukrayna) Irak veya Afganistan gibi on yıllardır çatışma bölgesi olarak görülen yerler değil.' dolayısıyla burada zulmen öldürülmek söz konusu olamaz. 
'Bunlar Suriyeli değil!'
Philippe Corbe 'Bunlar Suriyeli değil. Bunlar bizim gibi arabalara binen Avrupalılar' diyerek VW, BMV, Mercedes vb. araçkullananları kutsuyor!  
'Bize çok benziyorlar!'
Daniel Hannan ise Ukrayna`da öldürülenler için '(Bunlar) Bize çok benziyorlar. Bu, durumu çok şoke edici kılıyor. Ukrayna bir Avrupa ülkesi. İnsanların Netflix ve Instagram hesapları var, özgürce oy kullanıyor ve sansürsüz gazeteler okuyor. Savaş artık uzaktaki fakir insanların başına gelen bir şey değil' derken insanlıktan çıkıyor. 
İnsanlık dışı, ikiyüzlü, ırkçı, dinci söylemler uzayıp gidiyor; Hâsılı Halep`te ölen çocukla Kiev`de ölen çocuk bir. Aynen Harkov`da ölen kadınla Srebrenitsa`da katledilen kadının bir olduğu gibi;
Hıristiyan Batı, Bosna`da harekete geçmek için 100 binden fazla Müslümanın ölmesini bekledi. 
Bazı, sözüm ona Avrupalılar kendileri gibi olanlara, sarı saçlı, mavi gözlü, uzun boylulara, güzel kadınlara, şık otomobil sürücülerine, Netflix ve Instagram kullanıcılarına ölümü yakıştıramıyor. Onların sevdiği, ölüm fikriyatıyla bir türlü yan yana getiremediği sarı saçlı, mavi gözlü insanlar değil! 
30 yıl önce Bosna`da soykırım yapıldı.
30 yıl önce Avrupa`nın göbeğinde Bosna`da da büyük bir mezalim, insanlık dramı, katliam, bir adım öte soykırım vardı. Sarı saçlı, mavi gözlü, beyaz tenli, sırım gibi Bosnalı Müslümanlar sıra serviler gibi kara toprağı boyladı hürriyet ve istiklâlleri uğruna. Bosna`da dört yıla yakın bir süre zarfında cereyan eden savaşta on binlerce Boşnak, binlerce kadın ve çocuk hayatını kaybetti. Hıristiyan Batı, Bosna`da harekete geçmek için 100 binden fazla Müslümanın ölmesini bekledi. Bu kez hedefte Avrupa`da Hristiyan bir ülke olunca, aralarında nice fikrî , ekonomik, siyasi ayrışmalar olan Batı demokrasileri çok kısa bir sürede konsolide olmayı başardı!
Ölmesin insanlar, savaşlar da olmasın. 
Ölmesin insanlar, savaşlar da olmasın. Elitist Batı insanının 'üçüncü dünya ülkesi!' vasfını uygun gördüğü Afganistan`da milyonlarca insan öldürüldü. Ölüm onlara yakışır(dı) çünkü. Mezar-ı Şerif`te, Kandehar`da ve saî r bilâd-ı İslâm`da hayat ile memat arasında fark yok(tu) çünkü!
Ölüm Saraybosna, Bağdat, Süleymaniye, Musul,  Myanmar, Keşmir, Gazze, Kabil insanına yakışır! Halepli ölmelidir çünkü! Çünkü Batı eliti sarı saçlı, mavi gözlü sever! Özellikle Müslüman gençkadınlar öldürülmelidir ki doğurmasınlar! Bunun için İsrail, Filistinli gençkadınları öldürüyor mütemadiyen. Arakan Müslümanlarının kadınlarına, kızlarına bunun için musallat olunuyor. 30 yıl önce bunun için Bosnalı kadınlara musallat olundu. 
Akdeniz`in iki yakası;
Akdeniz`in iki yakası; Birinde batılı, zengin, modern uluslar, diğerinde bahtı kara, fakir, üçüncü dünya ülkesi (!) Afrikalılar ve Ortadoğulular; Petrol, zengin yer altı ve yer üstü kaynaklarıyla mücehhez kara kıta ve Ortadoğu insanı fakirlikten toprağa düşmüş vaziyette.  Avrupa devletleri 60 yıl öncesine kadar iliklerine kadar sömürdükleri ülkeler sayesinde âbâd oldu. Sömürü düzeni kukla idareciler üzerinden hâlâ devam ediyor.
Kapitalizmin ve emperyalizmin giderek küreselleştiği dünyada kendi ayakları üzerinde duramayan, âdil Hakk`a ve hakikate teslim olmuş idarecilerin yönetiminden mahrum kalan Müslümanlara maalesef onurlu bir hayat hakkı yok; Çünkü Batı eliti sarı saçlı, mavi gözlü, güzel insanları seviyor!
Fotoğraf: Asım Kugiç`in vefâtı üzerine Tepe Edebiyat Sanat dergimizin Ekim 1994 ayına tarihlenen 31`inci sayısında kaleme aldığım 'Gittin ammâ ki kodun hasret ile cânı bile' serlevhalı vefeyât yazımdan. Ruhu için Fatihalar okuyalım. Asım Kugiç`e rahmet mahdumu  mir`e selâm olsun.