Yazımıza bir soru cümlesiyle başlayalım. Namazın olmazsa olmazı abdest için ücret talep edilebilir mi?

Gönlümüz bu soruya cevap sadedinden "hayır"ı duymak istiyor olsa da maalesef pek çok camiinin abdesthanesinde cemaatten ücret tahsil ediliyor. 

Bugün değerli bir büyüğüm Taksim Camii'nde öğle namazını kılmış. Namaz öncesinde camiinin alt katındaki wc’yi kullanmış ve bunun için 10 lira ücret ödemiş. Ve akabinde Taksim Camii'nin wc’lerinin girişine Türkçenin yanında Arapça ve İngilizce olarak da iliştirilen "Para bozdurmak için danışmada görevli personelden yardım alabilirsiniz" şeklindeki duyurunun fotoğrafını çekmiş.  Burada bir de uyarı yer alıyor: Ücret ödemeden kaçak giriş-geçiş yapmayınız! Bir önceki cümlemizdeki uyarı ne hikmetse Arapça ve İngilizce yazılmaya gerek duyulmamış!

Taksim Camii

Üstelik, arz ettiğimiz ücret talebinin altında Taksim Camii Vakfı'nın ismi yer alıyor. 

Vakıf insana hizmettir

Taksim Camii’nin alt bölümlerinde ticari bir otopark da yer alıyor. Caminin giderleri pekâlâ bu otoparkın gelirleriyle yahut vakıf yöneticilerinin caminin gelecek nesillere salimen aktarılmasını temin edecek akarlar oluşturarak karışlanabilecekken cemaatten wc hizmeti için ücret alınması vakıf ruhuna açıkça aykırılık teşkil ediyor. Netice itibarıyla vakıf mahza Allah rızası için kurulur. Vakfın temelinde insan vardır. Vakıf insana hizmettir. Osmanlı döneminde vakıflar yüzyıllar boyunca bu gayeden uzaklaşmadan hizmet etmiştir.

Osmanlı vakıf medeniyetiydi!

Yeri geldiğinde “Osmanlı vakıf medeniyetiydi” diyerek mangalda kül bırakmıyoruz. Kanuni Sultan Süleyman döneminde bir vakıf eseri olan Süleymaniye Camii’nin tuvaletlerini kullananlardan ücret mi alınıyordu! 

Osmanlı, tüm vakıf eserlerine akarlar temin etmişti. Üstelik Osmanlı Cihan Devleti asırlarının ibadethaneleri şimdiki gibi yalnızca camiden/mescitten ibaret değildi. Camiler külliye hüviyetinde olup medrese, imarethane, hamam, türbe, muvakkithane, dârüşşifâ vb. pek çok müştemilatı olan ahiret yurtlarıydı. Külliyelerdeki hizmetlerinden herhangi bir ücret talep edilmesi söz konusu değildi.

Ecdad, vakfettiği eserlerin temizliğine varıncaya kadar tüm giderlerini düşünmüş ve arz ettiğimiz üzere “akar” tabir edilen gelir getirici yerler vakfetmişti. Akarlardan elde edilen gelirler ile hayrât müesseselerinin giderleri karşılanmıştı. Günümüzde VGM bütçesinin önemli bir kısmı vakıf akarları, özellikle de mazbut vakıflar eliyle karşılanmaktadır.

Taksim Camii.-1

Taksim Camii 150+ yıllık bir rüya!

Uzun yıllar Taksim'de görkemli bir caminin olmamasına üzülüp durduk. Büyük mücadeleler neticesinde Taksim'e bir hayırsever ailesi eliyle biiznillah muazzam bir cami inşa edildi. Cami, son cemaat yerinden mihrap ve minberine, oradan kalemişi uygulamalarına ve çeharyârlara kadar usta sanatkârların el emeği ve göz nuru ile tamamlandı. Ama gel gelelim bu camide ibadet etmek için cebinizde 10 lira olması gerekiyor!

Taksim Camii 2

Taksim Camii 150+ yıllık bir rüya! “Beyoğlu’nun silüeti bu camiyle birlikte tamamlandı” dersek vâkıa mutabık bir cümle kurmuş oluruz! Hatadan dönmek fazilettir fehvasınca bir buçuk asırlık rüyanın hakikat çehresine büründüğü Taksim Camii’nin tuvalet kullanımları ivedilikle bedelsiz hale getirilmelidir.

Taksim Camii Tuvaleti Ödeme Sistemi!

Küçük esnaf ne yapsın!

Taksim'de küçük bir dükkânı olan esnaftan bir zatı düşünelim. Esnafımızın yaşı ilerlemiş olsa ve dahi prostatı da varsa günde 5-6 defa tuvalet ihtiyacı hâsıl olacak. En yakın yer de Taksim Camii! Esnafımız nâçâr vaziyette günde 50-60 lira tuvalet ücreti verecek. Aylığını varın siz hesap edin! 

Camilerin mülkiyetleri Diyanet İşleri Başkanlığı’nda ve VGM’de

Camilerimizin mülkiyetlerinin bir kısmı Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün (VGM), bir kısmı da Diyanet İşleri Başkanlığı’nın (DİB) uhdesinde. VGM’nin cami tuvaletlerini ihale yöntemiyle kiraya verdiği biliniyor. İşletmeciler de bir yandan kiralarını diğer yandan da geçimlerini temin etme sadedinden cami cemaatinden abdest hizmetleri için tahsilat yapıyor? Peki bu durumda ne yapmak gerek! Derhal cami tuvaletleri kiraya verilmekten vazgeçilmeli ve camiler akarlar oluşturularak finanse etmeli. 

Mabetler kiraya verilemez(di)!

Ayrıca tuvaletler cami parsellerinin mütemmim cüzü, yani parçasıdır. 2011 yılında kaldırılan ve akabinde Borçlar Kanunu’yla düzenlenen Kira Kanunu’nun birinci maddesinde yer alan “Mabetler kiraya verilemez ve ibadethane haricinde hiçbir iş için de kullanılamaz” hükmü mûcibince bir zamanlar ibadethaneler kiraya verilemez(di). 

Askıda tuvalet!

Hastası var, ihtiyaç sahibi, garibanı, öğrencisi var. Taksim'de Gezi Parkı’nda yatan onlarca evsiz, kimsesiz var. Tuvalet ücretini 10 liraya bağladığınız zaman bu kişiler haliyle ya turnikenin üzerinden atlayacak ya da ihtiyaçlarını ağaç diplerinde giderecek!

Hayır sahipleri milyonlarca lira harcayarak Taksim Camii gibi ibadethaneleri yaptırıyor. Lakin tuvaletlerden niçin ücret alınıyor anlayabilmiş değilim. Üstelik Taksim Camii bir vakıf eseri. Vakfın mütevellisi ivedilikle bu sorunu çözmeli. Ya da bu mümkün olmuyorsa askıda ekmek gibi “askıda tuvalet!” uygulamasına geçilmeli! Yeri gelmişken Taksim metrosunun ara katlarının da maalesef kesif idrar kokusundan geçilmediğini belirtelim!

Abdesti ücrete bağlamak namazı ücrete bağlamak değil midir?

Abdesti ücrete bağlamak namazı ücrete bağlamak değil midir? Malum olduğu üzere namazın başlangıcı abdesttir. Yakın zamana kadar tuvaletlere abdesthane denirdi. Şimdiki zamanda namaz hazırlığı için 10 lira vereceksiniz, üzerinizde para yoksa abdest alıp namaz kalamazsınız! Ayrıca işi gereği sürekli dışarıda olanlar ve hastalar tuvalet ihtiyaçlarını nasıl giderecek?

İctimai bir sorun!

İstanbul’da selâtin camilerle birlikte birçok cami tuvaleti ücretsiz kullanıma sunuldu. Ortaköy Camii tuvaleti ilk ücretsiz olan ibadethane hüviyetinde. Beşiktaş Belediyesi vakıflara 20 yıl öncesinden 30 bin TL. civarında kira ödeyerek ve iki görevli tahsis ederek Ortaköy Camii’ni ücretten arındırmıştı! Yine İstanbul’da gözlemlediğim kadarıyla Zeytinburnu, Bahçelievler ve Beykoz’daki cami tuvaletleri ücretsiz olarak halkımızın/cemaatin hizmetine sunuluyor. Bu genel ve dahi ictimai bir sorun. Haddizatında bütün cami tuvaletlerinin ücretsiz olması gerekir 

Namaz abdesti için 10 lira ödeme yapmak zorunda olan dar gelirli vatandaşlarımızın, en düşük emekli maaşıyla geçinmek zorunda olan cami cemaatinin namazın gereklerinden biri olan huşu ve huzuru da gider. Bu kişiler namaz kılarken ister istemez abdest için verdiği 10 lirayı düşünür!

Bu topraklarda, Anadolu coğrafyasında, Anadolu irfanı gereğince ibadethaneleri hayırsever vatandaşlarımız yaptırıyor. Şüphesiz cami/mescit tesisinde Tevbe Sûresi'nin "Allah'ın mescitlerini ancak Allah'a ve ahiret gününe inanan, namaza devam eden, zekâtı veren ve Allah'tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte bunların başarıya ermişlerden olmaları umulur." mealindeki 18'inci âyet-i kerimesinin sırrına mazhar olmak ümit ediliyor.

Maalesef Anadolu'da da durum pek farklı değil. Geçenlerde bir taziye dolayısıyla Ahi kenti Akşehir'e gitmiştim. Akşehir'de de Selçukludan, Osmanlıdan günümüze kalan pek çok tarihi cami, mescid bulunuyor. Bunlardan biri de Hasan Paşa İmaret Camii. İmaretinin yerinde yerler esen kadim caminin tuvaletlerini kullanan Akşehirlilerin cebinde 5 lirasının olması gerekiyor.

Çakmak burada dolar, yaktı beni!

Çocukluk yıllarımın geçtiği Hayrabolu'da mevzumuz özelinde geride kalan 45 yılda değişen pek bir şey yok. Çarşı Camii'nin tuvaletleri ücretliydi. Mestan isimli bir vatandaşımızın işlettiği abdesthanenin tabelasında "küçük abdest 50 kuruş, büyük abdest 100 kuruş"la birlikte "çakmak burada dolar, yaktı beni!" ibaresi yer alırdı. Aradan geçen yarım asırda sadece “küçük”, “büyük” ayrımı kalktı!

Hâsılı, lütfen namazı 10 liraya bağlamayın! Taksim gibi İstanbul'un vitrininde namaz hazırlığını 10 liraya bağlarsanız mezkûr anlayış ülkemizin en ücra yerlerinde de mâkes bulacaktır.

İbrahim Ethem Gören/10.11.2024 Yazı No: 629