Londra’nın kalbi sayılan Trafalgar Meydanı’nda yükselen görkemli sütunun tepesinde İngilizlerin ulusal kahramanı Amiral Horatio Nelson’un bir heykeli bulunur.
Nelson, sadece İngiltere için değil, Osmanlı tarihi için de önemli bir simgedir. Zira heykeldeki Nelson figürü, bir Osmanlı padişahının hediyelerini şapkasında ve göğsünde gururla taşımaktadır.
Nelson'ın en büyük zaferlerinden biri, 1805 yılında Fransız ve İspanyol donanmalarını yendiği Trafalgar Savaşıydı. Bu savaş, İngiltere'nin deniz hakimiyetini pekiştirmiş ve Nelson'ı ulusal bir kahraman haline getirmişti. Ancak onun hikâyesi sadece İngiltere’nin sınırları içinde değil, Osmanlı İmparatorluğu ile kurduğu kültürel bağlarla da dikkat çekici. Bu bağ, Nelson ile Osmanlı Padişahı III. Selim arasındaki, yüzyıllar sonra bile yankılanan bir dostluğu ortaya koymaktadır.
19. yüzyılın en önemli deniz savaşlarından biri olan Nil Muharebesi'ni kazanan İngiliz Amiral Horatio Nelson, bu zaferi sayesinde Osmanlı Devleti’nde de büyük bir ün kazanmıştı. Zira Fransızlara karşı kazandığı Nil Deniz Savaşı’yla, Osmanlı Devleti’ne stratejik olarak büyük bir avantaj sağlamıştı. Bu zaferin Osmanlı topraklarını Fransız tehdidinden korumuş olması, dönemin padişahı III. Selim’in nazarından kaçmamış ve olağanüstü bir taltifle karşılanmıştı. III. Selim, Nelson'a zaferini kutlamak amacıyla oldukça değerli hediyeler göndermişti.
Padişah III. Selim’in Nelson’a gönderdiği hediyeler, yalnızca maddi değil, aynı zamanda kültürel ve sembolik bir değer taşıyordu. Bu hediyelerden en dikkat çekeni, Osmanlı’nın en yüksek kahramanlık nişanlarından biri olan Hilal Nişanı’ydı. Osmanlı tarihinde ilk kez bir yabancıya verilen bu nişan, Nelson’un Osmanlı nazarındaki önemini gösteriyordu. Nelson, bu nişanı hayatı boyunca gururla taşımış ve pek çok tabloda onunla resmedilmiştir.
Hediyeler arasında bir diğer dikkat çeken parça ise, Osmanlı saray kültürüne özgü bir zarafeti temsil eden “çelenk” idi. Çelenk, değerli taşlarla işlenmiş, genellikle padişahların sarıkları üzerine takılan bir tür süs iğnesiydi. III. Selim’in Nelson’a hediye ettiği çelengin üzerinde, Nil Savaşı’nda batırılan 13 Fransız gemisini temsil eden, elmaslarla bezeli 13 ok bulunuyordu. Ortasında yer alan bir saat mekanşzmasının üstündeki dönen elmas, yalnızca Osmanlı el işçiliğinin değil, aynı zamanda mühendislik bilgisinin de nadide bir örneğiydi. Nelson, çelengi hayatı boyunca şapkasından çıkarmamış ve bu mücevher adeta onun bir simgesi haline gelmişti.
Martyn Downer’ın kaleme aldığı Sultanın Kayıp Mücevheri kitabı, bu kıymetli mücevherin izini sürüyor. Nelson’a takdim edilen çelenk, yalnızca Osmanlı el işçiliğinin bir harikası değil, aynı zamanda o dönemin siyasi ve kültürel bağlarının bir sembolüydü. Nelson, bu mücevheri hayatı boyunca şapkasında taşımış ve onunla özdeşleşmişti. Çelenk, Nelson’un ölümünden sonra ailesine miras kaldı.
19. yüzyılın sonlarına doğru Avrupa’da Osmanlı kültürüne duyulan yoğun ilgiyle birlikte, bu efsanevi mücevher bir moda akımının fitilini ateşledi. Dönemin Ottomania olarak anılan bu moda çılgınlığı sırasında çelenkten esinlenerek pek çok kopya üretildi. Orijinal çelenk ise bu süreçte birkaç kez el değiştirdi ve nihayet 1895 yılında düzenlenen bir müzayedede satışa çıkarıldı. Daha sonrasında, Greenwich’teki Ulusal Denizcilik Müzesi tarafından satın alınarak burada sergilenmeye başladı. Ziyaretçilerin hayranlıkla incelediği bu eşsiz mücevher, müzenin en değerli parçalarından biri haline geldi. Ancak, 1951 yılında meydana gelen bir hırsızlık olayında çalındı ve bir daha bulunamadı.
Bugün hâlâ kayıp olan çelenk, yalnızca bir mücevherden ibaret değil; aynı zamanda bir dönemin ruhunu, Osmanlı’nın zarafetini ve Nelson’un hatırasını taşıyan bir kültürel mirastı. Bu hikâyeyi bilmek, çelengin sadece bir süs eşyası olmadığının anlaşılmasını sağlıyor. Ayrıca Nelson ile III. Selim arasındaki tarihi dostluğun gün yüzüne çıkarılması, Türkiye ve İngiltere arasındaki ilişkilerin köklü temellerine ışık tutuyor.