Baş aşağı figürleri ile eserlere bakışımızda ikileme düşüren çağdaş sanatın önde gelen ismi Georg Baselitz İstanbul’da.
“Geleceğe bakma fikri saçmalıktır. Geriye gitmenin daha iyi olduğunu fark ettim. Trenin arkasında durup aşağıda hızla geri giden raylara bakarsınız—ya da bir teknenin arkasında durup geçmişe, geride kalanlara bakarsınız.”
Georg Baseliz
Akbank Sanat’ın desteğiyle Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesinde (SSM) sanat severlerle buluşuyor. Ziyaretçilerin zihninde ise şu soru beliriyor acaba Baselitz resimleri yapıldıktan sonra mı ters çevriliyor?
GEORG BASELİTZ OLMADAN ÖNCE ve SONRASI
Georg Baselitz çağdaş sanata katkılarıyla tanınan ünlü bir Alman ressam, heykeltıraş ve grafik sanatçısıdır. Eserlerinde genellikle insan figürlerini baş aşağı resmederek izleyicinin alışık olduğu perspektifi tersine çevirir ve izleyiciyi yeni bir bakış açısıyla düşünmeye zorlar. Bu yaklaşım, onun sanatında büyük bir yenilik olarak kabul ediliyor. Baselitz’in geçmişe bakmayı ve retrospektif bir perspektifi geleceğe yönelmekten daha anlamlı bulduğunu ifade eden düşünceleri resimlerine yansımıştır. Ve muhtemeldir ki 1969’dan sonra yaptığı ters tabloların kaynağı bu düşünceleridir.
Sanatçı, Hans-Georg Kern adıyla 23 Ocak 1938’de Saksonya’nın Deutschbaselitz kentinde doğar ve doğduğu yerin adını almaya karar vererek ismini değiştirir.
Baselitz, çocukluğunda 2. Dünya Savaşı’nın yıkıcı etkilerini yakından yaşamış bir sanatçıdır. Doğduğu köy, savaş sırasında yıkıma uğrar ve bu travma sanatında kalıcı izler bırakır. Sanat eğitimi almak üzere Berlin’e giden Baselitz, burada doğu ve batı arasındaki ideolojik bölünmeyle karşı karşıya kalır. Almanya’nın ikiye bölündüğü bu dönemde, Baselitz’in doğduğu yer Doğu Almanya’da kaldığı için, Batı Berlin’deki sanat eğitimi boyunca sosyalist realizmden uzak durarak daha bireysel ve özgür bir sanat anlayışını benimser. Bu da onun sanatında, bir yandan geçmişle yüzleşirken bir yandan da geleneksel sanat anlayışlarına karşı duruşunu net bir şekilde göstermesine neden olur.
KARİYERİNİN BAŞINDA
Sanat kariyerinin başında Baselitz, resmî ideolojik anlatılara ve sosyalist realizme karşı çıkarak daha bireysel bir sanat dili geliştirir. Ancak bu bireysellik, hiçbir zaman apolitik bir tutum anlamına gelmez. Onun eserlerinde savaşın, bölünmüş Almanya’nın ve toplumsal kaosun izleri her zaman hissedilir. Özellikle savaşın getirdiği bireysel travmalar, onun sanatındaki şiddet ve çarpıklık unsurlarının temel kaynağı olmuştur. Baselitz’in erken dönem eserleri, genellikle grotesk figürler ve bozulmuş insan suretleri üzerine yoğunlaşır; bu da sanatçının savaş sonrası yıkımın insan ruhunda yarattığı deformasyonu yansıtma arzusuyla ilgilidir.
NEDEN TERS FİGÜRLER
Baselitz’in çalışmalarındaki grotesk ve çarpıtılmış insan figürleri, onun Alman toplumunun bu geçmişle hesaplaşma sürecine olan yaklaşımını sembolize eder. 1970’lerde yaptığı “Heroes” serisi, savaş sonrası Almanya’daki bireysel ve toplumsal çöküşü simgeler. Kahramanlar, fiziksel olarak güçlü ve iddialı görünse de bu kahramanlar her zaman yıpranmış, çarpıtılmış ve parçalanmış olarak resmedilmiştir. Bu, savaştan çıkan bir ulusun kırılganlığını ve travmasını yansıtan güçlü bir metafordur.
Ressamın baş aşağı figürleri, izleyicinin esere alışılmış bir açıdan bakmasını engeller ve böylece resmin içeriğinden çok, biçimi ve yapısına dikkat çeker. Baselitz, bu yöntemi bir nevi bilinçli bir yabancılaştırma olarak kullanarak sanatın algılanışını sorgular. Bu ters çevrilmiş figürler, geleneksel sanat anlayışına karşı bir başkaldırı olarak yorumlanabilir. İzleyiciyi rahatsız eden bu perspektif değişikliği, sanatçının resimlerinin içeriklerinden ziyade, resim yapma biçimini ön plana çıkarır.
BASELİTZ SON ON YILI VE NAYLON ÇORAPLAR
John Baselitz’in SSM ‘de sergilenen son on yıla ait eserler de kullandığı naylon kadın çorapları, insan bedeninin kırılganlığını ve deformasyonunu vurgulayan bir metafor olarak yorumlanabilir. Naylon çorap hem incelik hem de gerilim taşıyan bir malzeme olarak, Baselitz’in figürlerinde insan bedeninin savunmasızlığını simgeler. Bu materyalin eserdeki kullanımı, çıplaklığı ve örtüyü bir arada sunarak insan varoluşunun kırılgan sınırlarını araştırır. Ayrıca, çorapların kadınsı bir öğe olması, Baselitz’in kadın bedenine dair geleneksel imgeleri alt üst ederek onları daha soyut ve evrensel bir düzleme taşımaktadır.
MALZEME ve TEKNİK KULLANIMI
Baselitz, heykellerinde sıklıkla ahşap ve bronz kullanır. Ahşap heykelleri, genellikle kaba ve neredeyse primitif bir görünüme sahiptir. Bu malzeme tercihi, Baselitz’in sanatsal dilinin bir parçasıdır; ahşap, tarihsel olarak güçlü bir kültürel ve sanatsal geçmişe sahiptir ve Baselitz’in eserlerinde geçmişle olan bağlantıları ifade etmek için kullanılır. Heykellerinde ahşabın ham ve organik dokusunu ortaya çıkararak, insan bedeninin doğal dünyayla olan bağlantısını vurgular. Ayrıca, ahşap gibi bir malzemenin kırılgan yapısı, onun insan figürlerinin savunmasızlığını daha da belirgin hale getirir.
Baselitz’in heykel ve resimleri temelde, sanatta geleneksel anlamları bozma ve izleyiciyi farklı bir düşünce biçimine davet etme arzusunu yansıtır. Georg Baselitz’in dünyaya tersten bakışı “Son On Yıl” sergisi ile 02.02.2025 tarihine kadar Sakıp Sabancı Müzesinde ziyaret edilebilir.