İnanmayı afyon olarak gören Komünizm Yirminci yüzyılın sonunda uygulanabilirliğini bütünüyle yitirmiştir. Ekonomiyi inanç ve etikten bağımsız olarak ele alan Kapitalizmin de hayat damarları kurumuştur. Oysa sağlam ekonomi, sağlam insan ve sağlam topluma dayanır. Ekonomi toplumun üretim ve tüketime dönük yüzüdür. Güzel insanın üretimi gibi, tüketimi de güzel olur.

Matematik'ten Felsefe'ye kadar birçok bilim gibi, Ekonomi bilimi de Batı'lıların tekelinde değildir. Pazar mekanizmasının işleyişine ilişkin ilk önemli çalışmaları başta Gazali ve İbn Haldun olmak üzere, Müslüman düşünürler yapmıştır. Ekonomik, siyasal, kültürel hayatın odak noktasında açgözlü, çıkarcı,ilkesiz insan değil, tokgözlü, hakbilir, dürüst, ilkeli insan vardır.

Komünizm'in ve Kapitalizm'in "Ekonomik İnsanı"nın iflas ettiği bir dönemde, kendisi için istediğini herkes için isteyen "güzel" ve "güvenilir" insan odaklı bir ekonomik yapı oluşturmadan, yüksek kaliteli, düşük maliyetli, üretim ve tüketim yapmak mümkün değildir. Pusulanın Kuzeyi göstermesi gibi, dürüstlük ve özveriye dayanan, güven ekonomisinin ilkeleri de, üretimde ve tüketimde, mutluluk ve başarının, küresel yönünü gösterirler.

Ömrünü üniversiteye ve akademisyen yetiştirmeye adayan, Sabahaddin Zaim Hoca "İslam Ekonomisi" konusunda öncü çalışmalar yapmıştır. O yıllarca lisans, yüksek lisans ve doktora seviyesinde, binlerce öğrenci yetiştirmiştir. Onun alanında baş eser olmuş "Çalışma Ekonomisi" kitabının Türkiye'de ana kaynak olarak okutulmadığı üniversite yoktur. Erbakan ve Özal, Türk siyasi hayatına yeni isimler kazandırmada nasıl bir görev yüklenmişse, Zaim Hoca da aynı görevi üniversite hayatında yüklenmiştir.

Zaim Hoca,kitaplarında dengeli gelir dağılımı, ilkeli kültürel doku oluşturmada başarısızlığa uğrayan, "Seküler Ekonomi" ile "İslam Ekonomisi" arasındaki farkları ayrıntılı olarak ortaya koymuştur. Ekonomi bilimi etikten bağımsız değildir. Tam tersine küresel etik değerlere,her yerde geçerli ilkelere dayanır. Paradan para kazanmanın değil, ürün ve hizmet üretiminden kazanç sağlamanın yolunu açan, "Faizsiz Finans Ekonomisi"nin Türkiye'de ve dünyada gelişmesi ,bütün ülkeler için hayati önem taşıyor.Çünkü para kazanmak her şeydir diyenler, para kazanmak için her şeyi yapıyorlar. 

Dünyada sanayiden hizmet kesimine geçişin hızlandığı bir dönemde, finansal işlemler en hızlı gelişen sektörlerin başında geliyor. New York, Londra, Frankfurt, Tokyo gibi dünya ekonomisinin merkezlerinde, ürün ve hizmet alışverişinden kat kat fazla para ve kıymetli kağıt alışverişi yapılıyor. Bunun için paradan para kazanmaya değil, üretimden para kazanmaya önem veren, İslami ilkelere göre yönetilen fonların, hacimleri de yıldan yıla katlanarak artıyor.

Müslümanların tasarruflarını çekmek için, büyük Batı bankaları, faizsiz işlemlerde değerlendirilen, büyük fonlar oluşturuyorlar. Amerika'da, Avrupa'da İslami ilkelere saygılı kurumlardan ve kuruluşlardan oluşan borsalar kuruldu. Dünya bilgisayar yazılım sektörü ve ileri teknolojinin merkezi "Silikon Vadisi"nde "risksiz" faize değil de, "risk" ve ortaklığa dayanan, "Venture Capital" şirketleri, yeni teknoloji geliştirmede, ekonomide yenilik yapmada bütün dünyaya örnek oluyorlar.

Zaim Hoca risk sermayesi şirketlerinin İslam'da ana ortaklık yapısı olan "Mudarabe"ye dayandığını sürekli vurgulamıştır. Bu yüzden Murat Çizakca kitaplarında"İslam muharebeyle değil, mudarabeyle yayılmıştır" ilkesini her fırsatta tekrarlar.  Ve Bill Gates  gibi, Michael Dell gibi, Marc Zukerberg gibi, başarılı girişimcilerin varlıklarını İslam'a borçlu olduklarını söylemekten hiç geri kalmamıştır.Elbirliği olmadan güçbirliği olmaz.Ekonomide paylaşmasını bilmeyenler,paylaşmasını bilenler tarafından paylaşılırlar.

Güzel insanların gücü "kazan ve kazandır" ilkesine dayanan
ortaklık kültüründen kaynaklanır.

Güzel ekonomi, güzel üretim, güzel tüketim, güzel insanların ortaklıklarıyla inşa edilir.  

Güzel insanların ortaklıkları, ekonomileri, ürünleri, üreticileri, tüketicileri güzel olur.