Öldürmeyi bilen İsraillilerle, ölmeyi bilen Filistinliler arasındaki, barışın yolu Gazze’den geçecektir. Gazze’de savaş olursa, Kudüs’te barış olmaz.

Dünyanın barış şehiri Kudüs, savaş şehiri olursa, Washington başta olmak üzere, Batı dünyasında hiçbir ülkenin, başşehiri barış şehiri olmaz. Bu yüzden Amerika, Washington’un İsrail’in değil, Amerika’nın başşehiri olduğunu, bütün dünya ülkelerine, anlatmak ve ispat etmek zorundadır. 

Elli yıldan beri dünyada ülkeler, İsrail’in mi, Amerika’nın ellinci eyaleti, yoksa Amerika mı İsrail’in ellinci eyaleti olduğunu anlayamamıştır, herkes merak etmektedir. Amerika İsrail’in ellinci eyaleti gibi davranmaktan vazgeçmezse, her eyaletinde oluşacak Gazze’lerin önüne geçemez. Yirmi birinci yüzyılın başında, Bağdat’taki savaşı, Washington’a taşıdığının farkında olmayan Amerika, Gazze’yi, Hama’yı, Halep’i görmeyen, bir savaş körlüğüne yakalanmıştır. 

Araplar ve Yahudiler aynı soydan gelirler. Müslümanların, Hristiyanların ve Yahudilerin, Kutsal Kitaplara dayanan, kültürleri ortaktır. İbrahimoğullarının kültürlerinin temellerini, Kutsal Kitaplar oluşturur, yüzyıllardan beri sü rekli okunan Kutsal Kitaplarda, bir insanı öldürmekle, bütün insanlığı öldürmek arasında bir fark görülmez. Yine de dünya, dehşet saçan iktidar savaşlarıyla, her gün bütün insanlığı binlerce defa öldürmeye devam etmektedir. 

Dünyadaki bütün ülkeler, barış yapmak için değil, savaş yapmak için çalışmaktadırlar. Savaş her şeydir diyen savaşçı ülkeler, insanları öldürmek için, gökten ölüm yağdıran silahlar geliştirmişlerdir. Ancak tarihin her döneminde ölüm saçan silahlar, yarardan daha çok zarar getirmişlerdir. Yirmi birinci yüzyılın, bir barış yüzyılı olması için, aydınların insanlığın beş bin yıllık birikiminin, Kutsal Kitaplara düşülmüş, ayrıntılı bir açıklaması olduğunu, bütün dünyaya anlatmaları gerekir. 

Savaşı bir devlet politikası haline getiren İsrail, Lübnan’da, Filistin’de döktüğü kanlar yetmiyormuş gibi, uluslararası denizlerde barış gönüllülerini taşıyan, silahsız gemilere saldırarak, bütün insanlığı öldürmekle, eşdeğer cinayetler işlemekten çekinmemektedir. Amerika gibi İsrail güvenliğini bahane ederek, akıl almaz ölümlere yol açmasının, karşısındakinden daha çok, kendisine zarar verdiğinin farkına varmamaktadır. 

Dünyada nerede toplu öldürme, şiddet ve sürgün söz konusu olsa, akla hemen Yahudiler gelir. Yahudiler büyük bir ustalıkla, sanki Batı’da başka zulme uğramış toplum yokmuş gibi, ezilen tek ırkın kendilerinin olduğunu, bütün dünyaya kabul ettirmişlerdir. Onlar sürekli başkalarını suçlayarak, kendi suçlarını gizlemede çok mahirdirler. Hitler’in Yahudilere yaptıkları, İsrail’in Filistinlilere yaptıklarının gerekçesi olamaz. İsrail Nazi Almanya’sına, özenmeyi bırakmalıdır. Kılıçla yaşayan, kılıçla ölür.

 Dünyada toplarla kazanılanlar, tüfeklerle kaybedilirler. 

Savaşta barış arayanlar, barışa hasret kalırlar. 

Silahla var olanlar, silahla yok olurlar.