Geçtiğimiz günlerde Endonezya'daki Cakarta Büyükelçimiz Prof. Dr. Talip Küçükcan, ülkenin Dışişleri Bakanı Sugiono ile bir araya geldi.
Çoğumuzun sıradan bir haber gibi okuyup geçtiği bu nezaket ziyareti aslında yıllardan beri süregelen ve 2 yıl önce Bali'deki G20 Zirvesi'nde resmileştirilen ortaklık adımlarının pekişmesi açısından oldukça önemli bir diplomatik buluşmadır. Öyle ki; Büyükelçi Küçükcan, Türkiye ve Endonezya arasındaki yıllık toplam ticaret hacminin yaklaşık 1,5 milyar dolar civarında iken her iki ülke liderlerinin yıllık 10 milyar dolar ticaret hacmi hedefi koyduğunu hatırlattı.
Bu arada Cakarta'da kurulan ve bayrak taşıyıcı temsilcilerimizden Yunus Emre Enstitüsü tarafından açılan ücretsiz Türkçe dil kursları ve kültürel etkinlikler konusunda da Dışişleri Bakanı Sugiono'ya bilgi veren Küçükcan, iki ülke arasındaki savunma ve güvenlikteki iş birliğinden duyulan memnuniyetle ilgili olarak, Türkiye'deki şirketlerin Endonezya'ya yatırım yapması konusunda artış gözlendiğine de değindi.
Coğrafi konumu, nüfus büyüklüğü ve ekonomik potansiyeli ile yalnızca Güneydoğu Asya'nın değil, dünyanın en dikkat çekici ülkelerinden biri olan Endonezya ile aramızda bundan 75 yıl önce başlayan diplomatik ilişkiler; tarihi köklere dayanan ortak değerler, kültürel benzerlikler ve günümüzdeki stratejik iş birliği sayesinde giderek daha da güçleniyor.
Türkiye, Osmanlı İmparatorluğu'nun mirasını modern bir Cumhuriyet çatısı altında sürdürürken, Endonezya dünyanın en kalabalık Müslüman nüfusuna sahip ülkesidir. Bu bağ, her iki halk arasında duygusal bir yakınlık yaratmakla kalmamış, aynı zamanda diplomatik ilişkilere de olumlu bir zemin hazırlamıştır.
Endonezya'nın Türkiye için önemi, sadece kültürel veya tarihi bağlardan ibaret değildir. Güneydoğu Asya'nın en büyük ekonomisi olan Endonezya, ASEAN bölgesinin lokomotif ülkesi olarak dikkat çeker. Türkiye ise Avrupa, Asya ve Orta Doğu'nun kesişim noktasında yer alan eşsiz jeostratejik konumuyla, küresel ticaret yolları üzerinde kritik bir oyuncudur. Bu iki ülkenin iş birliği, hem bölgesel hem de küresel dengeler üzerinde anlamlı bir etki yaratma potansiyeline sahiptir.
2022 G20 Bali Zirvesi'nde imzalanan anlaşmalar, iki ülkenin iş birliğini çok yönlü bir yapıya büründürdü. Ekonomik ortaklıklar, savunma sanayiinde iş birliği, yenilenebilir enerji projeleri ve kültürel değişim programları, bu anlaşmaların öne çıkan başlıkları olurken Türkiye'nin savunma sanayii alanındaki başarıları, özellikle Bayraktar SİHA'ları, Endonezya için büyük bir ilgi konusu oldu ve bu alanda teknoloji transferini içeren ortaklıklar kuruldu. Ayrıca, Endonezya'nın enerji geçiş sürecine destek vermek için Türkiye'nin yenilikçi enerji teknolojileri devreye sokuldu. Sadece bu gelişmeler bile açıkçası göğsümüzü kabartmaya yetti.
İki ülke halklarının misafirperverlikleri, aile değerlerine verdikleri önem ve zengin kültürel mirasları, bu bağın da bir nevi temellerini oluştururken öğrenci değişim programları ve kültürel etkinlikler halklar arasındaki bu bağı daha da güçlendiren unsurlar arasındaki yerini korumaya devam ediyor.
Türkiye ve Endonezya'nın dostluğu, "Çeşit çeşit baharatla zenginleşmiş bir yemek" gibidir. Türkiye'nin kebabı ve Endonezya'nın rendang'ı bir araya geldiğinde, ortaya yalnızca lezzetli bir yemek değil, aynı zamanda dünyanın kıskanacağı bir ortaklık çıkar. G20 Zirvesi'nin ardından iki ülke liderlerinin dostane bir şekilde "Birlikte daha güçlü" mesajı vermesi, bu dostluğun samimiyetini gözler önüne sermiştir.
Türkiye ve Endonezya'nın iş birliği, dünya sahnesinde yeni bir denge unsuru oluşturacak potansiyele sahiptir. Ortak değerler, tarihî bağlar ve stratejik hedefler doğrultusunda ilerleyen bu ilişkiler, gelecekte daha büyük başarılara imza atabilir. 2022 Bali Zirvesi'nde atılan adımlar, bu dostluğun yalnızca bir başlangıcıdır ve her iki ülkenin de küresel arenada hak ettikleri yere ulaşmalarına katkı sağlayacaktır.