Gezegenimiz henüz birkaç yıl önce yaşadığı Covid salgınının izlerini halihazırda atlatamamışken 19 Temmuz 2024 günü küresel biçimde yaşanan CrowdStrike kesintileri bizlere salgındaki kapanma günlerini hatırlattı.
Uçakların kalkış yapamaması ve birçok uçak seferinin dünya genelinde iptal edilmesi, Microsoft'un bu hatalı güncellemesinin oluşturduğu buzdağının sadece belki de en belirgin kısmını oluşturdu. Geri planda ise bankacılık sistemleri, kamu servisleri ve hepsinden de önemlisi sağlık alanında yaşanan kaos, önümüzdeki günlerde dünyada yaşanabilecek kritik gelişmelerin bir nevi ön izlemesi gibi oldu.
Neyse ki şimdilik nükleer tesisler ve askeri alandaki stratejik sistemleri yoğun biçimde etkilemeyen Microsoft CrowdStrike'ın hatalı güncellemesi, ileride bundan bir nebze daha büyük bir sorunun belki de dünyanın sonunu bile getirebilecek güce sahip olduğunu tüm dünyaya gösterdi. Öyle ki birdenbire bizleri seksenli yıllara çeviren bu kaos, yapay zeka sistemlerinin yavaş yavaş belirli bir seviyeden sonra gerektiğinde nelere yol açabileceğinin fragmanını da hepimize izletmiş oldu.
Her bir ayrı husus tek başına bile dünyada savaşlara yol açabilecekken blok zincirin kırılması ve kripto paraların izlerinin yok edilmesi bile apayrı bir anarşiye sebep olabilir. Bu da diğer borsaları etkileyerek iç savaşa ve hatta ülkeler arası konvansiyonel çatışmalara kadar yol alabilir. Nükleer tesislerde yaşanacak olan hatırı sayılmayan minik diye nitelendirdiğimiz hataların bile binlerce insanın ölümüne ve on binlercesinin de yaralanmasına zemin hazırlayabilecekken, yaşanan bu durumun geçici ve günlük bir güncelleme hatası diye adlandırılması son derece safça bir tutum takınmanın ötesine geçmez. Ayrıca CrowdStrike'ın bulut tabanlı yapay zeka ve siber güvenlik sistemi falcon ismiyle yola çıkmış olması da durumun vahametinin ne derece sarsıcı olduğunun da büyük ölçüde göstergesi niteliğini taşımaktadır.
CrowdStrike gibi siber güvenlik firmaları, tehditleri tespit etmek ve önlemek için yapay zeka ve makine öğrenimi tekniklerini yoğun bir şekilde kullandığından, aslında bu tarz yapay zeka tabanlı sistemler büyük veri setlerini analiz ederek tehditleri tanımlamada ve önlemede oldukça etkilidir. Doğru kullanıldığında elbette insanlığın yararına olacak olan tüm teknolojiler gibi yapay zekanın da yaşam kalitemize olan katkıları kesinlikle tartışılmaz. Ancak CrowdStrike'ın yaşadığı sorunlar, yapay zeka tabanlı sistemlerinin son güncellemedeki gibi hatalara ne kadar açık olduğunu da ayan beyan gözler önüne sermiştir. Çünkü yapay zeka, insan yeteneklerini aşan performanslar sergileyebileceği için potansiyel tehlikeleri de bünyesinde barındırabilmektedir. Belirli bir aşamadan sonra kontrol edilemez hale geldiğinden, yanlış veya eksik verilere dayalı kararlar alabileceği için yerel ya da küresel anlamda çok ciddi sorunları da beraberinde getirebilir.
Evet, belki bu sefer kötü niyetli bir girişimle böylesine bir kaos yaşanmadı ama önümüzdeki süreçte ve hatta çok yakın tarihlerde kötü niyetli mihraklar yapay zeka sistemlerini manipüle edebilir ve olur olmadık noktalara siber saldırılar gerçekleştirebilirler. İşte tam da bu yüzden CrowdStrike örneği, yapay zekanın son derece dikkatli bir şekilde yönetilmesi ve sürekli olarak izlenmesi gerektiğini bizlere göstermektedir. Tüm teknolojik sistemlerin insan denetimi altında olması ve gerektiğinde müdahale edilebilmesi, su ve hava kadar önemlidir.
Yapay zeka sistemlerinin güvenilirliği ve güvenliği, sürekli gelişen ve adaptasyon gerektiren bir süreçtir. Bu nedenle, teknolojiye olan güvenimizi koruyarak, potansiyel riskleri minimize edecek önlemler almak tüm insanlık için önemlidir. Daha henüz salgın kapanmalarından kurtulup yeniden hayatın olağan akışına dönen dünya insanlık ailesi, inşallah bir “Dijital Pandemi” sebebiyle birdenbire taş devrine dönmez.