Bu bir gaf değil, bu dil sürçmesi değil, bu asla ve asla iyi niyet değil. Özlem Gürses'in dilinden dökülenleri kendi kulaklarımla işitene kadar inanmamıştım.
Şerefli bir askerin torunu bu sözleri nasıl sarf edebiliyor, akıl erdirmek mümkün değil.
Muhalefet etmek bir demokrasinin olmazsa olmazıdır. Aksi takdirde eski Suriye ve türevi ülkelerdeki gibi ortada aşırı derecede bir dikta rejimi olduğundan bahsedebiliriz. Demokrasi öyle bir şeydir ki; sana görev için büyük yetkiler sağlarken, hatalarını azaltmak için karşına da muhalefeti koyar. Muhalif kesimin ille de siyasetçi olmasına gerek yoktur. Gazeteci, akademisyen, çiftçi ya da işçi de muhalefet edebilir. Ama dünyada her şeyin bir sınırı olduğu gibi muhalif duruşun da bazı sınırları vardır.
Mevcut iktidarın yaptığı her şey tam manasıyla hatasız olmayabilir. Zaten kusursuz olabilmek insani bir olgu değildir. Ama kusurlu olabilmek de eleştiriden kaçabilmeyi geçerli kılmaz. Özlem Gürses, 15 yıl önce aynı kurumda teşriki mesaim olan ve mesleki olarak da takdir ettiğim bir gazetecidir. Muhalif yönü her ne kadar ağır bassa da vicdanen doğruya doğru ve eğriye eğri diyebilen bir gazeteciydi. Her şey bir yana ondaki habercilik ve iletişim kabiliyetini günümüzde çoğu gazetecide hala göremiyorum.
İktidar kanadının Suriye konusunda elinin güçlü çıkması ve Uluslararası siyaset arenası ve özellikle diplomaside bu anlamda itibarının tavana çıkması tüm muhalif kesim gibi Özlem'i de telaşlandırmış gibi görünüyor. Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkanı olarak şahsi imajı dışında hiçbir şeyini güncelleyemeyen Özgür Bey de son günlerde kendi tabanının bile burun kıvırdığı açıklamalar yapıyor. Daha düne kadar Suriyelilerin kayıtsız şartsız memleketlerine geri dönmeleri gerektiğini söyleyen zihniyet sadece bu konuda muhalefet yapan bir siyasi parti bile doğurmuştu.
Özlem Gürses bu benzetmeyi neye dayanarak yaptı? Asker dedesinin hatıralarından da mı utanmadı? Muhalefet yapmak uğruna MİT tırlarını ifşa etmekle, Özlem'in dillendirdiği iftiraların ne farkı var? Çıkar uğruna desem, Özlem paraya tamah edip de bir kesimin borazanı olacak bir gazeteci değil. Vatan ve ihanet konularını Özlem'le aynı cümlede kullanmak bile istemiyorum. Peki o zaman genel olarak muhalif kesimi Suriye'nin öz evlatlarının zaferi neden mutlu etmedi? Esad devrilmeseydi ve biz yaşanan tüm insanlık dışı işkenceleri bilmeseydik daha mı iyi bir siyasetimiz olacaktı? Ellerinde ekonomideki gidişatın dışında tek bir argüman kalmayan muhalefet yarın bir gün ekonomi de rayına girince kendi kendine sıfırdan bir sorun mu üretecek?
Özlem Gürses ne yapmaya çalışıyor? Türkiye'yi teröre destek veren ülke pozisyonuna mı sokmak istiyor? 13 yıldan beri bu çok denendi ama Türkiye'nin DEAŞ ile mücadele eden tek güç olduğu ortaya çıkınca hepsi kukumav kuşuna döndü. Uluslararası kamuoyu bile bunu kabullenmiş ve ABD de HTŞ liderinin başındaki 10 milyon dolar değerindeki para ödülünü kaldırıp onu muhatap olarak görmüşken bu ne şimdi? Esad'ın zulmünden bir satır bile bahsetmeyip Suriye'yi özgürleştirenleri neden düşman bellemek de nedir? Savunduğu siyasetin temsilcisi olan CHP zaten kendi içinde kaybolmuş durumda. Daha uzun yıllar kendine gelemeyecek. Yerel seçimlerde alınan sonuçlar hepinizi rahmetli Ciguli gibi oynatmış olabilir ama milli meselelerin şaka olmayacağını hepimizden çok bir asker torunu olarak Özlem'in bilmesi gerekiyor.
Diğerleri gibi seni de unutmayacağız Özlem Gürses. Bu sözlerini not aldık. Her seferinde ve her zamanı geldiğinde hatırlatacağız. Bu sözlerin sahibi kim olursa olsun ister gazeteci, ister siyasetçi, isterse de sıradan vatandaş; belleğimizden asla silinmeyecek.