Cavit Yumuşak, Bursa`da hat sanatının inceliklerine nüfuz etmekte olan bir sanatkâr. Hattat Mahmut Şahin ile on yıldır yazı meşk eden Cavit Yumuşak, Osmanlı`nın payitaht şehirlerinden Bursa`da sanatkâr ecdadımızın açtığı yolda büyük bir sabır ve kararlılıkla yürümeye devam ediyor.
Bab-ı Nun Gelenekli Sanatlar ve Kültür Derneği`nin Tarihi Irgandı Çarşılı Köprüsü üzerindeki mütevazı mekânında görüştüğümüz emekli Özel Harekât polis memuru Cavit Yumuşak ile yazı serencamı üzerine sohbet ettik. 
Cavit Bey okuyucularımıza kendinizi nasıl tanıtırsınız?
Ben Cavit Yumuşak. 1960 yılında soğuk bir Şubat günü Çanakkale`nin Çan ilçesinin Terzialan beldesinde doğmuşum. İlk ve ortaokulu Terzialan`da okuduktan sonra 1975 yılında lise eğitimim için Bursa İmam Hatip Lisesi`ne kaydoldum. Bursa`da lisede okurken Vakıflar Müdürlüğü`nün yurtlarında kaldım. 1985 yılında polisliğe müracaat edinceye kadar Bursa`daydım. Memuriyetimin son 14 yılı Bursa`da geçti. Emekli olduktan sonra da bu güzel şehri bırakamadım ve Bursa`da yaşamaya devam ediyorum. Bir kızım ve bir oğlum var.
Özel Harekât polisi olarak nerelerde, kaçı yıl görev yaptınız?
Polisliği kazandıktan sonra polis okulu için Bursa`dan Erzincan`a gittim, 6 ay sonra Ankara`da Özel Harekât kursuna katıldım. 1986 yılında kursu tamamladım ve ilk görev yerim olan Diyarbakır`a tayin oldum. Diyarbakır merkez olmak kaydıyla Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde pek çok yerde çalıştım. 4 yıl sonra Bursa`ya tayin oldum ve 14 yıl burada görev yaptım. 2004 yılında emekli oldum.
Memuriyet görevinizin ardından İslâm sanatlarının göz nuru olan özel bir sanatla, hat ile ilgilenmeye başladınız.
Emekli olduktan sonra 5-6 sene bazı arayışlar içine girerek dünya işleriyle kendimi avutmaya çalıştım. Ta ki Mahmut Şahin hocamla tanışana kadar. Hocamı tanıyıp hat grubuna girdikten sonra dünyam tamamen değişti. Bu zamana kadar neden bu güzel insanları tanıyamamışım diye hâlâ hayıflanırım. İnsan bir kere o güzelliğin tadını alınca bir daha bırakamıyor.
Hat sanatıyla tanışmanızın hikâyesini anlatır mısınız?
Tanışma hikâyemiz şöyle; Kendimde büyük bir boşluk hissettiğim yıllardı. Uzun uzun araştırmalar, okumalar yaptım ve sonunda hat çalışmaya karar verdim. Akabinde nasıl yapacağım, kimden ders alacağım hususunda yine araştırmaya başladım. Araştırmalarım sonucunda Tarihi Irgandı Çarşılı Köprüsü`nde Ebru ustası Mutlu Çatalkaya`ya ulaştım. Mutlu hanıma hat dersi almak istediğimi söylediğimde -Allah ondan razı olsun- bana yardım edebileceğini söyledi ve Mahmut Şahin hocamın telefon numarasını verdi. Hocamı aradığımda hiçunutmayacağım bir diyalog geçti aramızda.
Nasıl bir diyalogdan bahsediyorsunuz?
'Hocam ben sizden ders almak istiyorum ama yaşım biraz ileri' dedim. O da bana yaşımı sordu. 52 deyince 'Benim 93 yaşında öğrencim var' dedi. Bu cevap beni hem cesaretlendirdi hem de yazı konusunda teşvik etti. O yıl tedrisat dönemi başladığında ders almaya başladım. Aynı yıllar özel bir şirkette güvenlik amirliği yapıyorum ve hep gece vardiyasında çalışıyorum. Kendime ait masam ve bilgisayarım vardı. İşim gücüm 'hat'. Sabahlara kadar yazıyorum ve okuyup araştırıyorum. 50 yaşımdan sonra gençliğime geri döndüm sanki. Öyle bir heyecanla, aşk ile meşk ediyorum. Cumartesi günlerini iple çekiyorum.
Cumartesi günü dersten sonra önce hanımımı, sonra kızımı ve oğlumu arayarak dersimi geçip geçmediğimi söylerdim. Gerçi onlar zaten ben söylemeden sesimden anlardı. Bugüne kadar desteklerini hep hissettirdiler bana. Bu konuda çok şanslı olduğumu söyleyebilirim.
Gelenekli sanatlarda bir söz vardır: 'Marifet iltifata tabidir.' Hele bir de bu iltifat hocanızdan, ailenizden, sevdiklerinizden geliyorsa daha bir şevkle icra ediyorsunuz sanatınızı.
Yazı sanatıyla etkileşiminiz ailenize nasıl yansıdı?
Ben gayretle, geceli gündüzlü çalışırken beni çok mutlu eden bir gelişme oldu ve kızım da benimle bu yolda yürümeye karar verdi. O da Mahmut Şahin hocamdan ders almaya başladı. 2 sene ders alıp harfleri tamamladıktan sonra Kahramanmaraş`ta ikamet ettiği için hocamızın izniyle Hattat Arif Yücel hocadan ders almaya başladı ve hâlâ devam ediyor. Artık sadece dersimi geçip geçmediğimi söylemek için değil yazılar üzerinde mütalaa etmek için de görüşüyoruz.
Mahmut Şahin Hoca`dan kaçyıldır hat çalışıyorsunuz?
Hocamdan 2010 yılından beri ders alıyorum. Sülüs ve nesih yazı türündeki meşklerimi tamamladım. Nasip olursa yakınlarda icazetimi yazıp hocamdan talik yazı türünde de derslerime başlayacağım. Hocam benden 10 yaş küçüktür ama saygıda hiçkusurum olmadığını sanıyorum. Dizinin dibinde olmaya çalıştım hep.
Yazı meşk sürecinizi özetler misiniz? Yazıda şu an bulunduğunuz kıvama gelinceye kadar geçen süreci özetler misiniz?
Hat sanatında en önemli şey sabretmektir. Meşk sürecine adım attığınızda bunu öğreniyorsunuz. İlk olarak 'Rabbi yessir' duasıyla meşk sürecim başladı. Usul olarak haftada bir defa hocamıza meşkimizi gösteriyoruz, hocamız uygun görürse bir diğer satırı meşk etmeye başlıyoruz, uygun görmediğinde de aynı satırı bir sonraki hafta göstermek üzere tekrar meşk ediyoruz. Bu bir hafta içinde defalarca aynı satırı meşk ediyoruz ve tam da bu sebeple sabretmenin ne demek olduğunu çok iyi anlıyoruz. Defalarca yazmak ama doyamamak ve her defasında daha güzelini yazmayı arzulamak öyle tarifsiz bir duygu ki, yazdıkça daha çok yazmak istiyor insan, yorulmak nedir bilmiyor. Ben, önceki yazılarıma baktığımda gelmiş olduğum aşamayı daha iyi görebiliyorum ve her geçen gün daha güzelini yazmak için çaba sarf ediyorum.
Hat meşk edenler için Bab-ı Nun`da bir Cumartesi günü nasıl geçiyor?
Cumartesi günlerini herkes aynı amaçla ve aynı heyecanla Bab-ı Nun Derneği çatısı altında toplanıyor. Bir hafta boyunca saatlerde emek verdiğimiz meşklerimizi hocamıza gösterecek olmanın heyecanı cumartesi günlerimizin şenlenmesine vesile oluyor. Bab-ı Nun birçok sanatı aynı çatı altında toplayan ve neticesinde büyük bir aile olan örnek bir dernek. Ben de bu ailenin bir ferdi olduğum için her zaman şükrediyorum.
Mahmut Şahin Hoca`nın Bursa`da geleneksel sanatlara yönelik hizmetlerine dair neler söylemek istersiniz?
Allah göstermesin, farz-ı muhal şu anda dünya üzerinde Bursa dışında gelenekli sanatlarla ilgilenen hiçkimse kalmasa, biz, Bursa Bab-ı Nun Geleneksel Sanatlar ve Kültür Derneği sanatkârları olarak öz sanatlarımızı tekrar canlandırabiliriz diye düşünüyorum. Zira bünyemizde hat sanatı var, mürekkep yapımı, kâğıt yapımı, kalem yapımı var naht sanatı, ebru sanatı, tezhip sanatı var. Bu sanatların dernek bünyesinde olmasına vesile olan ise -Allah ondan razı olsun- Mahmut Şahin hocamızdır. Biz de hocamızın eteğinden tutunmuş öğrenmeye devam ediyoruz Allah`ın izniyle.
Şu anda yazıya dair neler yapıyorsunuz?
Bugünlerde icazet yazım üzerinde çalışıyorum. Aynı zamanda ayet-i kerime, hadis-i şerif ve hilye-i şerifeler yazıyorum. Celi yazı türünde yazılarım var. Hamdolsun her gün kendime yeni bir şey daha katmaya gayret ederek, sonu olmayan bu yolda yavaş yavaş ilerliyorum. Bugün Amasya Şeyh Hamdullah Müzesi gibi güzide bir yerde eserim var. Bu benim için evlatlarıma bırakabileceğim en büyük mirastır.
Hatta ne/neler arıyorsunuz?
Bu sanata başladığımda sadece güzel yazı yazmayı hedeflerken, ilerledikçe bunun sadece güzellikleri bulmada bir yol gösterici olduğunu anladım. Ben sadece kendimi ararken, meşk ettikçe kendimi bulmakla kalmadım, yeni dünyalar, yeni insanlar buldum. Rabbim bu yoldan ayırmasın.
 min. Aradıklarınızın ne kadarını buldunuz?
Hat meşk ederek kendimi buldum diyebilirim. Daha önce hayatımda koca bir boşluk varmış ve ben o boşluğu yazı meşk ederek doldurdum. Aklıma geldikçe bu zamana kadar meşksiz geçirdiğim günler için üzülüyorum ve elimden geldiğince arayı kapatmak adına daha çok çalışmaya gayret ediyorum. Yoluma böyle güzellikler çıkaran Rabbime şükürler olsun.
Bu alandaki hedefleriniz nelerdir?
Bütün hat sanatına gönül vermiş olanlar gibi benim de gayem bu sanat aracılığıyla kendimi bulmak, Rabbimi daha çok zikretmek, dünyalıkları bırakıp Allah yolunda bir hayat sürmektir. Aynı zamanda nasip olur da biz de ders verebilirsek, bu sanatı öğrenme imkânı olmayanlara ulaşmayı arzuluyorum. Özellikle yurt dışında bu sanata gönül veren, öğrenmek isteyen ama bizim kadar şanslı olamayanlara yardımcı olmayı hedefliyorum. Rabbim bu güzellikleri onlara ulaştırmayı, yol göstermeyi amaçlıyorum. Rabbim bizlere hat sevdalılarına çıkacakları yolda küçücük de olsa bir ışık olabilmeyi nasip etsin inşaallah.
İnşaallah; Bursa Ulu Camii yazıları size neler söylüyor?
Bursa, Anadolu`nun kadim şehirlerinden biri ve Ulucami de bu kadim şehrin kalbidir. Tarihi kaynaklarda Mekke, Medine, Kudüs ve Şam mescitlerinden sonra İslâm`ın beşinci mabedi olarak görülür Ulucami.
Caminin içerisine her girdiğimizde Bursa`nın ve gelişen Osmanlı`nın tarihini okuruz. Ve elbette duvarları ve sütunları süsleyen hatlarıyla halleşiriz. Hep söylenir, söyleriz adeta bir hat müzesi özeliğine sahiptir Ulucami.
Caminin içindeki bu yazılar elbette rastgele seçilmemiş olup hayatımızı düzenleyici mesajlarla doludur. Bu boyutuyla Ulucami`ye ibadet için gittiğinizde huzur bulmanın yanında, hayatınıza mana kazandıracak âyet-i kerimeleri ve sözleri okuyarak bilgi kazanmış olursunuz. Bu şehirde yaşadığımız ve böyle bir mabedi her zaman görme imkânımız olduğu için ne kadar şükür etsek azdır.
Sizin ilave etmek istediğiniz hususlar nelerdir?
Bursa`da ve çeşitli illerde gelenekli sanatlarda yapılan tüm çalışmalara öncü olduğu için Mahmut Şahin hocama sizin vasıtanızla bir kere daha teşekkür ediyorum, Allah ondan razı olsun.
 min; Son olarak okuyucularımıza nasıl bir mesaj iletmek istersiniz?
Hat sanatına ilgi duyan, başlamak isteyen arkadaşlara özellikle şunları söylemek istiyorum: Bu sanatın bir yaşı, mesleği yok. Sadece gönül vermek ve çok çalışmak başarı için yeterli olacaktır.
Son olarak bu imkânı bana verdiğiniz için size çok teşekkür ediyorum.