İstanbul Ü niversitesi`nde 12 Mart Salı günü açılışı gerçekleştirilen geleneksel bahar sergisinde tezhip ve minyatür sanatının en güzel örnekleri yer alıyor.
İstanbul Ü niversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi bünyesinde çalışmalarını sürdürmekte olan Klasik Türk Bezeme Sanatları Atölyesi bahar sergisiyle tarihi yarımadadan tüm Türkiye`ye sanat ve estetiğin en naif diliyle merhaba dedi.
Merkez, Eğitim Programı Sorumlusu Prof. Dr. Nil Sarı, Atölye Başkanı Jale Yavuz ve Atölye Başkan Yardımcısı Gaye Özen öncülüğünde 2010 yılından günümüze kadar birbirinden değerli proje çalışmalarına imza atıyor. Bahar mevsimi geldiğinde bir yılın emeği, göz nuru, emeği ve tefekkürü geleneksel bahar sergileriyle sanatseverlerin ilgisine sunuluyor.
'Şenlendirme' ibaresi ilk defa İstanbul Ü niversitesi`nin efsanevi hocalarından Prof. Dr. Ömer Lütfi Barkan`ın 1942 yılında Vakıflar Dergisi`nin ikinci sayısında yayınladığı 'İstila Devirlerinin Kolonizatör Türk Dervişleri' başlıklı makalesinde kullanılmıştı. Barkan Hoca`dan ilhamla yazımızın serlevhasında yer verdiğimiz şenlendirme ibaresi Sarı, Yavuz ve Özen hocaların gayretleriyle ortaya çıkan sergideki sanat eserlerini hüvesi hüvesine tarif ve tavsif ediyor.
Sergide 42  sanatçının 80 eseri yer alıyor
İÜ `nün geleneksel bahar sergisinde hocaların hocası Nil Sarı, Jale Yavuz ve Gaye Özen`e tezhip ve minyatürleriyle eşlik eden sanatkârların isimleri şöyle: Alev Niğdeli, Ayla Bostancıoğlu, Ayşegül Çebi, Bilgi Erman, Bilin Gence Bayer, Bircan Yücel, Demet Moğulkoç, Dilek Kaur, Elif Çolpan Hayrat, Emel Duan, Esma Mersin, Fidan Yılmaz, Figen Yalçınkaya, Filiz Demirbaşer, Gülay Ü nlü, Gülperi Menteşoğlu Küpe, Hamdiye Kanık, Handan Altıparmak, Hatice Akdemir, Hatice Kübra Gültekin, İlknur Dayoğlu, Kübra Beşir, Lalehan Günev, Lütfiye Şimşek, Mehtap Çolpan, Muazzez Ferelioğlu, Nazan Berbercioğlu, Nilgün Peker, Nurhan Barutçular, Rabiye Kıranoğlu, Seda Yalçın Hız, Semra Özburma, Serra Demirbaşer Alkan, Songül Koç, Şen Güven, Tuba Özcan, Tuğba Gültekin, Yosun Salt, Zehra Kocaağa.
1 Nisan Pazartesi gününe kadar İstanbul Ü niversitesi Prof. Dr. Fuat Sezgin Kongre ve Kültür Merkezi`nde ziyaretçilerini bekleyecek olan sergi özelinde Klasik Türk Bezeme Sanatları Atölyesi Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Nil Sarı ile sohbet ettik.
Nil Hocam öncelikle tebrik ederek sözlerime başlamak isterim. İstanbul Ü niversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi Klasik Türk Bezeme Sanatları Atölyesi hakkında bilgi verir misiniz?
Atölyemiz 2010 yılında İstanbul Avrupa Başkenti projeleri kapsamında 'Sanat Evi' projesi olarak kuruldu. Ü çdost olarak, Prof. Dr. Nil Sarı, Atölye Başkanı Jale Yavuz ve Atölye Başkan yardımcısı Gaye Özen, birlikte yola çıktık. Dönemin Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet Hocanın desteği ile proje gerçekleşti. Bize iki katlı kırmızı bir ev verildi. Atölyenin kurumsallaşması amacıyla İstanbul Ü niversitesi Sürekli Eğitim Merkezi`ne bağlanmasını teklif ettik. Bugün itibari ile aynı yolda yürümeye devam ediyoruz.
Atölyenizin hizmetleri nelerdir?
Tezhip ve minyatür olarak iki ana dalda çalışmalar yapılıyor. Faaliyetlerimiz, bir tema etrafında geliştiriliyor ve hocalarımızın öncülüğünde yeterli bulunan sanatçılarla hep birlikte yürütülen grup çalışmaları şeklinde yürütülüyor.
Çalışma alanlarınızı nasıl tespit ediyorsunuz?
Çalışmalarımız çeşitli mekânlarda, mesela şifahanelerde, camilerde, müze ve kütüphanelerde yaptığımız ön araştırmalarla başlıyor. Örnekler en ince ayrıntısına kadar titizlikle incelenip araştırılıyor.
Mesela...
İstanbul çeşmelerinin ve bezemelerinin tek tek tespiti sonucunda üçyüz elli çeşme minyatürü ve tezhibi hazırlanarak Dolmabahçe Sarayı`nda sergilendi ve kitaplaştırıldı. Ege yöresi kadın mezar taşlarında bulunan mimari motifler çalışıldı, sergilendi ve kitaplaştırıldı. Projeler kapsamında çeşitli kurumların desteğiyle diğer kitaplarımız da yayınlandı ve kitap çalışmalarımıza da devam etmekteyiz.
Atölyede neler yapıyorsunuz?
Atölyemizde sanat tarihimizin her döneminden örneklerle, Büyük Selçuklulardan Anadolu Selçuklularına ve Osmanlı döneminin son devrine kadar, bütün üsluplar öğretiliyor ve çalıştırılıyor. Aynı zamanda farklı üsluplarla ve değişik uygulamalarla yeni eserlerin meydana getirildiği bir atölye olarak faaliyette bulunuyoruz.
Öğrencilerimiz saray nakkaşı seviyesinde yetişiyor
Atölyemiz öğrencilerinin gerçekten saray nakkaşı seviyesinde yetiştiğini düşünüyoruz. Çünkü en küçük inceliklerine varıncaya kadar tüm ayrıntılar öğretiliyor. Öğrenciler hoca seviyesinde yetiştiriliyor. Eserlerin günümüz sanatseverine tat vermesinin, çağdaş zevke hitap etmesinin yanında ileride de klasik eserler olarak beğenilecek, değer verilecek eserler olmasına dikkat ediliyor.
Sergi fikri nasıl ortaya çıktı? Ne kadarlık bir hazırlık süreciniz oldu? Serginin teması var mı?
Az önce de bahsettiğim gibi izim sergilerimiz genellikle belirli bir tema çerçevesinde işlenmekte. Örneğin anne konusu gibi;
Özellikle tarihi mimari eserlerin yoğun olduğu şehir ve ilçeleri tezhip ve minyatür sanatıyla işlemiş bulunuyoruz.
Son yıllarda bir gelenek olarak başlattığımız ve bir bakıma baharın gelişini kutladığımız sergiler açıyoruz.
Birbirinden âlâ 80 eser;
Kaçeser yer alıyor?
Bu bahar sergimizde 42 sanatçının katılımı ile 80 tezhip ve minyatür eseri yer alıyor.
Bahar serginiz kamuoyuna nasıl bir mesaj iletiyor?
Eski eserlerimizin güzelliklerini çalışmalarımızla gün ışığına çıkartmak, tanıtmak ve milletimizin kalbine tarihi eserlerimizi koruma arzusunu işlemek en büyük amacımız.
Sergi açılışına sanatseverlerin ilgisi nasıl oldu?
Sergimizin açılışı gerek İstanbul`dan gerekse şehir dışından gelen konuklarımızın yoğun ilgisine mazhar oldu.
Bu ilgiyi neye bağlıyorsunuz?
Bu ilgiyi, tarihi mimarimizin bezemelerinden ve nadir yazma eserlerden edindiğimiz bilgilerle ve ilham alarak işlediğimiz motifleri bozmadan sunmuş olmamıza bağlıyorum.
Serginizi hangi hususlar özel kılıyor?
Sergimiz gezildiği zaman görülecektir ki, yenilikler sunulmasına rağmen, atölyemiz sanatçılarının eserlerinde dejenerasyon diyebileceğimiz bir bozulma göremezsiniz.
Bundan sonraki hedefleriniz nelerdir?
Yürütmekte olduğumuz yeni projelerimiz var. Atölyemiz aralıksız olarak çalışmalarına ve eğitimine devam ediyor. Bundan sonra 'Anneler Günü' vesilesiyle Valide Sultanların İstanbul`da vakfettikleri eserlerden ilham aldığımız çalışmalarımızı Biruni Ü niversitesi`nde sergilemeye hazırlanıyoruz. Daha sonra da İstanbul un Tarihi Yarımadası konulu sergimizi ve kitabını yayınlamayı tasarlıyoruz. Diğer başka projelerimiz de var, onlar şimdilik sürpriz olsun.
Eyvallah. Son olarak okuyucularımıza nasıl bir mesaj iletmek istersiniz?
Bizim öz sanatımız aslında dünya çapında bir sanat zevkini yansıtıyor. Tüm sanatseverlerden bizim öz sanatlarımıza daha fazla ilgi ve destek vermelerini arzu ediyoruz.