Shakespeare “Kitaplarım bana yetecek kadar büyük bir krallıktır.” diyor. Kitaplarla arası iyi olan her insanın evinde bir krallığı vardır.
Kitapları okumak kadar muhafaza etmek, evde bir kütüphane kurmak önemlidir. Çocukluk yıllarımdan itibaren ansiklopediden dünya klasiklerine kadar her türlü kitabın bulunduğu geniş kütüphanesi olan bir evde büyüme şansına sahip oldum. Oku demekten ziyade okuyan bir annenin tedrisatından geçince okuma alışkanlığımın çok küçük yaşlarda doğal olarak geliştiğini tecrübe ettim.
Yetişkin dünyamda kütüphanem benim sığınağım gibi. Kütüphane düzenlemek en iyi terapi. Efendim, kütüphaneye girince öyle tozunu alıp çıkmak pek mümkün olmuyor. Kitapları önce tasnif ediyorsunuz, sonra o dönemki çalışmalarınıza ve ruh halinize bağlı olarak rafları ayırmak icap ediyor. Sanki yeni bir eve taşınıp ilk defa kitapları diziyor gibi, bir manzara karşıdan görülen.
Kitaplar; masa, sehpa, kanepe ne varsa her tarafa sergilendikten sonra hatıraların geçiş töreni başlar. Elimi bir kitaba atarım rahmetli Üstün İnanç’ın sesi çınlar kulaklarımda. Her bir kitabının kapağında ayrı hitap ve mesaj ile imzası, kurumuş çiçek, birlikte çekildiğimiz fotoğraflar. Üstün İnanç nezâketi diye bir gerçeklik vardır, özlenen benzeri nadir bulunan. Her bir kitabına dokunuşta iyi ki kitaplar var sizden geriye kalan demeden geçemiyor insan.
Kitaplar arasında gezerken rahmetli Prof. Dr. Ersin Nazif Gürdoğan’ın sözleri zihnimde canlıdır. Herkese alanına göre kitap tavsiyesinde bulunurken, beni her tür ve her alanda okumalara yönlendirir bir ödev gibi kitapları edinir, okur ve kendisi ile paylaşırdım. Okuduğum yabancı yazarlar da dahil birçok yazar ile hatıraları olur onları paylaşırdı. Çok yönlü bir yüksek lisans programının içinde hissederdim kendimi. Gürdoğan külliyatı benim ders kitaplarımdır.
Yakın zamanda kaybettiğimiz hocalarımızın kitapları, hatıraları ile meşgul olurken vakit geçer gider. Hayatta olanlara selam verme arzusu doğar bu defa, bir de yazarına ulaşma ihtimali varsa okur için ne büyük saadettir. Hem okuyan hem yazan olunca örnek aldıklarımız olur, kalpten kalbe gönül köprüleri kurduklarımız. Yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf, bir yazı, imza ile mesajlar gönderip yüzlerde tebessüm olma ihtimalini severim. Güçlü gönül köprüleri kurmanın, paylaşmanın güzelliği. Şunu da unutmamak gerekir, bir gün boyu ve uzayıp giden sabaha kadar devam eden dağınıklık, oturacak yer bulamayan ev sakinlerinin sakinliği, anlayışı da ayrı bir şükür sebebidir.
Günümüzün geniş imkânları dahilinde, çocuklarımızı yazarlarla buluşturmak, sohbet etmelerini, kitap imzalatmalarını sağlamak ve o kitabı özenle saklamasına teşvik etmek okuyan bir nesil için atacağımız küçük adımlar olabilir. Ailemize, sevdiklerimize imzalı kitaplar hediye etmek, kitabın yazarı kadar dokunduğumuz kütüphanenin parçası olmak, hatıralarda iz bırakmak demektir.
İyi bir okur olmak insanın dünyada kendisine yaptığı en büyük yatırımdır.
İyi bir okur olmak kadar insanın çevresini teşvik etmesi de toplum için yaptığı kıymetli bir yatırımdır.