Şu günlerde bütün dünyada dikkatler, gizemli bir kadının üzerine çevrilmiş ve kadının yaptığı açıklamalar hemen her kesimin zihnini meşgul ediyor. Gizemli bir kadın… Sesi var, ruhu yok, bedeni var, duyguları yok, sözü var, geçmişi yok, adı var, tarihi yok… İnsan eli ile üretilmiş bir robot. İlginçtir eti, kemiği, ruhu, duyguları, tarihi ve eylemleri olanlar yaşlı dünyada kendilerine bir yer bulamayıp okyanusların serin sularına gömülürken robot Sophia Suudi Arabistan’dan vatandaşlık alıyor, uluslararası toplantılara katılıyor, seyahat ediyor, haddi aşan açıklamalar yapıyor ve adeta meydan okuyor. Sophia insandan daha güçlü, daha hünerliyim mealinde açıklamalar yapıyor, şarkı sözü yazıyor, portre çiziyor, düet yapıyor, evlenip çocuk sahibi olmaktan bahsediyor ve kitlelerin dikkatini üzerine çekerek onları ikna etmeye çalışıyor. Sophia taşkınlıkta son noktaya gelen insanın eliyle üretilmiş bir tehlike… Sophia helvadan yapılmış bir put…
Kendisine ilahlık payesi biçen küresel aklın, insanı yeniden tasarlama hevesinin sonucu olarak ortaya çıkan Sophia insandan daha yüksel özelliklere sahip olduğunu iddia ediyor ve hemen her konuda dikkatleri üzerine çekecek açıklamalar yapıyor. Peki, iradesi, duyguları, geçmişi olmayan bu gizemli kadın yakın gelecekte hayatımızın neresinde olacak? Neler yapacak?
İnsan doğduğunda bir isme sahip olur ve kişilik kazanır. Artık o tanımlanan isimle anılacaktır. İlk eğitimini aile okulunda alır, burada terbiye edilir ve topluma buradan katılır. Duyguları ile davranışları arasındaki ilişkiyi düzenleyecek bir güce sahiptir ve hiçbir destek almasa dahi içsel donanımlarını kullanarak merhamet merkezli bir medeniyet inşa edebilir. İnsan sever, sevilir, değer üretir, hasta olur, mutlu olur, kazanır, kaybeder, hüzünlenir, neşelenir ve bütün bunları bir denge ekseninde tutarak hayatını sürdürür. İnsan omuzlarındaki emaneti taşıyacak yetkinliğe sahiptir ve bütün imkânlar bunun için bahşedilmiştir. Bir kişiliği, bir tarihi ve bir çabası vardır insanın. Bir iddiası vardır, iyiliği yaşayacak ve yayacaktır. Biriciktir ve özeldir…
Bilindiği üzere birinci sanayi devrimi ile birlikte aktif olarak kullanılmaya başlayan makineler insan elinin yerine geçti ve bir güç kaynağı olarak görüldü. Akabinde gerçekleşen ikinci sanayi devriminde teknoloji fiziki bir güç kaynağı olarak kullanıldı fakat beyin gücü muhafaza edildi, üçüncü sanayi devriminde teknoloji hayatın her alanında kullanılmaya başlandı ve insanın beden ve akıl gücüne ortak oldu. Şu günlerde gündemde olan dördüncü sanayi devriminde ise insanın zihinsel gücünün teknoloji ile ikame edilmeye çalışıldığını görüyoruz. Bu kapsamda gündeme gelen robotik, robotların tasarımı ve kullanımı ile ilgili bir bilim dalı olarak ortaya çıktı ve robotların neleri yapıp yapamayacağı tartışılmaya başlandı. Fakat ilginçtir robotlar insanın işini kolaylaştıracak bir araç olarak görülmüyor aksine insanın yerine geçecek bir güç olarak gösteriliyor.
Yakın gelecekte birçok iş kolunun yapay zekâ tarafından yapılacağı ve üç yüz milyon insanın işsiz kalabileceği ifade ediliyor. Robot teknolojisi, cerrahi yardım robotları, siber güvenlik uzmanlığı, oyun sektörü, dijital pazarlama uzmanlığı, sosyalleşme eğitimi, seyahat danışmanlığı, kasiyerlik gibi masa başı işlerin robotlar aracılığıyla yapılabileceği açıklanıyor. Yapay zekânın idari ve yasal işler, inşaat ve sağlık sektörü gibi birçok iş kolunu etkileyeceği ve binlerce insanın işsiz kalacağı ifade ediliyor. Sofia’nın ülke ülke gezip açıklamalar yapması boşuna değil… Bu gizemli kadın halkların, tasarlanan dijital dünya kavramlarına aşina olmaları için ülke ülke geziyor ve gözlerine yerleştirilen yazılım sayesinde sorulan sorulara cevaplar veriyor, insan mimiklerini taklit ediyor ve tepkileri ölçmeye çalışıyor. Sopia Helvadan yapılmış bir put ve bu putun hayatımızdan neleri alıp götüreceğini kestiremiyoruz.
Bilim insanları bu robotların faydalı işler için de zararlı işler için de kullanılabileceğini ifade ediyorlar. Peki, iradesi olmayan bu araçların getirdiği zararların faturasını kim ödeyecek? Sophia kazaya ve ölümlere sebebiyet verdiğinde bunun cezası kime kesilecek? Robotların eliyle yapılan ameliyatlarda ortaya çıkan hataların ve ölümlerin hesabı kimden sorulacak? İnsan olmaya zorlanan robotlar insanın aldığı bütün sorumlulukları alabilecek mi? Bütün bu sorular henüz cevabına ulaşmış değil, ulaşabileceğini de zannetmiyorum ve öyle sanıyorum ki, insanı yeniden tasarlamaya heveslenenlerin katili, kendi elleriyle yaptıkları bu putlar olacak… Bunu şimdiden görebiliyoruz.