11 ayın sultanı Ramazan`ı şerif ayı tüm güzellikleri ve bereketiyle geldi... Hoş geldi, safalar getirdi.
Müminler, mütevekkil bir edayla bekliyordu nicedir Ramazan`ı... Gözler tüllenen ufukta, gözler hilâlde... Ramazan-ı Şerif hilâlinde... Herkes bekliyordu Razaman`ı mübarek ayı... Ü çayların sonuncusunu, rahmet ve bereket ayını... Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluş olan ümmetin ayını;  
Artık sayıları iyice azalan mahya ustaları  da bekliyordu Ramazan`ı. Hazırlıklar tamam; İplerin ucuna, içi nur dolu kandiller dizildi... İpler, selâtî n camilerinin ince belli minareleri arasına gerildi. Kandiller dün gece için için yanmaya başladı: Şefaat yâ Rasulallah. 
Ehl-i kalem, bu ayda kamış kalemlerini mürekkeple daha bir aşkla, heyecanla buluşturacak hokkalar dolacak, hokkalar boşalacak;
'Hoş geldin yâ şehr-i Ramazân'
'Garî k-i bahr-i isyânem dahî lek yâ Resulallah.'
'Aman lafzı senin ism-i şerifinden müsemmadır. Anın için âşıkın zârı amandır yâ Resulallah.'
'Aman yâ Seyyidül kevneyn dahilek yâ Resulallah.'
(; )
Ey oruçtut bizi;
Ey oruçtut bizi; Tut bizi ey oruç, al götür bizi Medine şehrine, yüreklerimizin kirlerini Taif ırmaklarında yıka sadece Ramazan`da değil, Şevval`de, Zilkade`de, Zilhicce`de tüm aylarda da tut bizi ey oruç...  
Oruçayını küçük büyük herkes bekliyordu. Çocuklar da bekliyordu... Sabî ağızlarda ilk oruç, ilk sahur ve ilk iftar tecrübesi nur üstüne nur;
Yüreği, ibadetten yufka gibi incelmiş,  beli bükük, ihtiyar dervişler de bekliyordu Ramazan`ı kâh Kumrulu Mescid`de kâh Fatih Camii`nde bekliyorlar itikâf vaktinin gelmesini;
İbadetin tadını  almış olan milyonlarca mümin bekliyordu Ramazan`ı Kadir gecesini; Bin aydan daha faziletli gece boyunca seccadede kaybolarak İslâm âlemine Ü mmet-i Muhammed`e dua etmek, gözyaşı dökmek için sabırsızlanıyordu muvahhidler. 
Müezzinler de bekliyordu Ramazan`ı; Camilerinin mahfillerinde nicedir en güzel salavâtlara ses veriyorlardı, artık, özledikleri Ramazan iklimi geldi. Camiler cemaatiyle topyekû n buluşamasa da büyük-küçük, erkek-kadın hemen herkesin gönül kandilleri yandı bir kere. Teravihler evlerde kılınmış ne gâm!
Vaizler de bekliyordu Ramazan`ı; En güzel sohbetleri hazırladılar önce kendi nefislerine vaaz ettiler, şimdi sıra çevrimiçi hasbıhallerde muhataplarına gönül dillerini arz etmekte.
Evindeki yetim de bekliyordu Ramazan`ı. Bir şefkat elinin başına değmesini elemlerini dindirecek hoş bir sohbeti bekliyordu nice zamandır;  
Ramazan-ı Şerif, diğer bir yönüyle zekât ayı sosyal yardımlaşma ve dayanışma ayı... 'Ol bir racüller ki, hiçbir alışveriş onları Hz. Allah ı zikirden alıkoymaz'ın sırrına erenler de bekliyordu Ramazan`ı; İnfâk için, muhtaçlar nezdinde kendi nefislerine yardım etmek için;  
Fukara da bekliyordu Ramazan`ı. Fakirlikten toprağa serilmiş  hânelerinde özlem ve hasretle bekleniyor Ramazan. 'Ve ahsin kemâ ahsenallahü ileyke/'Allah ın sana ihsan ettiği gibi, sen de insanlara ihsanda bulun/iyilik yap' emr-i ilahisine sımsıkı sarılmış olanlardan, hali vakti yerinde konu-komşudan, akrabalardan gelecek ihsan bekleniyor.   
Cemiyetimiz ne zamandır bekliyordu Ramazan`ı; Huzur dolu iklimini, sahurlarını, orucunu, iftarını, teravihini, gündüzünü, gecesini;  
Hoş  geldin yâ Şehr-i Ramazân... Şehrimize hoş geldin, safalar getirdin. 
Hicrî 1442 yılı Ramazan-ı Şerif ayının şifaya, iyiliğe, sağlığa vesile olması niyazıyla. 
Fotoğraf: Başmühendis Hikmet Toplu-Mekke-i Mükerreme.