19 Ekim 2023 Perşembe Katılım Bankalılığının duayen ismi Adnan Büyükdeniz’in 14’üncü vefât yıldönümüydü. Merhum Büyükdeniz’i bir taraftan hayır ve rahmetle yâd eetmek, diğer taraftan da örnek hayatını, kendisini tanımayanların irfanına arz etmek mülahazalarıyla Yıldız Holding’in Çamlıca yerleşkesinde “Yerkürenin Renkleri Adnan Büyükdeniz’e Vefâ Fotoğraf Sergisi”nde/anma programı düzenlendi.
Gazetemiz yazarı İbrahim Ethem Gören’in küratörlüğünü üstlendiği etkinliğin katılımcılarına, arkadaşlarının, merhuma yönelik şahitliklerini ve hatıralarını kaleme aldıkları albüm/hatıra kitap mahiyetinde bir sergi kataloğu takdim edildi.
İbrahim Ethem Gören, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilik yıllarından başlayan hukukları Adnan Büyükdeniz’in vefâtına kadar devam eden ülkemizin mütefekkir iktisatçısı Mustafa Özel ile arkadaşı üzerine konuştu.
İbrahim Ethem Gören: “Adnan” isminin harfleri sizde ne türden çağrışımlar yapıyor?
Mustafa Özel: İsimler, kişinin evsafını yansıtıyorsa eğer, Adnan’ın A harfi âlim ve azimli demek olabilir. Öğrenci Adnan, neredeyse tüm sınıfın iktisat hocasıydı. Boğaziçi İktisat 1980 mezunları, öğrendiklerinin yarısını kitaplardan ve hocalardan öğrenmişlerse, diğer yarısını ‘Keynes Adnan’dan öğrenmişlerdir.
‘Âlim’lik en belirgin vasfıydı. İlmî terminoloji günlük konuşmalarına, mektuplarına filan da hâkimdi. Londra’dan yazdığı mektuplarda, “Geçen hafta griptim, marjinal prodüktivitem düştüğünden makro sınavına giremedim,” yahut “Sabah saatlerinde tren biletleri çok yüksek, çünkü talep inelastik!” gibi cümlelere çok sık rastlardınız. Şirket yönetimi hakkında fazla bir şey söyleyemem, fakat orada da ilmî prensiplere sıkıca bağlı olduğunu tasavvur edebiliyorum. Mesai arkadaşlarına sormak lazım.
Keynes dediniz, “Keynes”lik vasfını çok çalışarak mı elde etti?
Azminin neredeyse sınırı yoktu. Biz, günde ortalama beş saat çalışıyorsak, o mübalağasız on saat çalışırdı. Mutlaka en iyi ödevi hazırlamak, en yüksek notu almak isterdi. Murat Sertel’in Matematiksel İktisat dersinden benim (100 üzerinden) 7 aldığım vize sınavında o, 63 almıştı; sınıf ortalaması 30 filandı. Tabii, final sınavına çakı gibi hazırladı bizi ve zor da olsa geçebildik…
“D”ye gelelim…
D harfi kesinlikle dürüst demekti Adnan için. Hesapsız bir dürüstlüktü onunki; karşılık beklemezdi. Onun için dürüstlüğün mükâfatı, kendisinin dürüst olduğunu hissetmesiydi, bunu biliyor olmasıydı. Ayrıca bir ödül beklemiyordu. Sokakta gördüğü kedi yavrusunu okşamak, sevmek gibi bir şeydi bu. Ona süt verip karnını doyurduğu zaman, yavrucuğun bir memnuniyet bakışı yeterdi Adnan’a ödül olarak. Dürüstlüğünün ödülü dürüst ve yardımsever olmaktı, o kadar…
Peki “N”?
N harfi olsa olsa nazik demekti. Nezaket onda ikinci bir tabiat, değişmez bir huydu. Kaba bir sözün ağzından çıktığına biz talebelik döneminde bile şahit olmamışsak, daha sonraki dönemde de kimse şahit olmamıştır her halde. Kendisinden çocuklarına kalan en büyük mirasın da para puldan ziyade nezaket olduğu kanaatindeyim. Riyasız bir tarzda nazik ve narindi.
Yine “A”?
Adnan’ın ikinci A’sı ârif olabilir. Âlim olduğu kadar ârifti de. Yani, bakışı sadece dünyayı anlamaya değil, kendini anlamaya da dönüktü. Size bakarken bile, sanki sizinle beraber, ötedeki bir varlığa yahut genel anlamda varlığa odaklı bir hali vardı. Az konuşmazdı belki, fakat öz konuşurdu. Sözü, gereksiz uzatmaz, mâlâyâni konulara girmezdi. Esprilerime zaman zaman da olsa gülmeyen nadir şahsiyetlerden biriydi! Adnan’ isminin son harfi karıncaya delâlet ediyor zannederim.
Karınca “K” ile başlamıyor mu?
Ee, karınca N ile değil, K ile başlıyor derseniz, ben de size Neml Sûresi’ni hiç okumadınız mı derim! Karıncanın sabrı, çalışkanlığı, tevekkülü kadar; muazzam iş organizasyon kâbiliyeti de Adnan’da tecellî etmiş niteliklerdi. Allah rahmet eylesin…
Âmin…
ADNAN BÜYÜKDENİZ (1958-2009)
1958 yılında Adana'da dünyaya geldi. 1974 yılında Türk-Amerikan Kültürel Mübadele Programı'ndan kazandığı burs ile Amerika Birleşik Devletleri'ne gitti. Lise eğitimini ABD'nin Texas eyaletinde tamamladı. 1976 yılında girdiği Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nden 1980 tarihinde mezun oldu.
Aynı yıl, yüksek lisans çalışmaları için Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği'nin (TÜSİAD) bursu ile İngiltere'ye giden Büyükdeniz, London School of Economics'ten Bilim Master'ı derecesini aldı
Yüksek lisans eğitimin ardından yurda dönen Büyükdeniz, 1983-1985 yıllarında TÜSİAD'da ekonomi araştırma uzmanı olarak çalıştı. 1990 yılında İstanbul Üniversitesi'nde doktor unvanı alan Büyükdeniz, TÜSİAD'da 1985-1994 yılları arasında danışmanlık görevinde bulundu.
Albaraka Türk Katılım Bankası'nın kuruluş aşamasında bankaya katılan Adnan Büyükdeniz, burada sırasıyla kredi pazarlama müdür yardımcılığı, dış işler müdürlüğü, genel müdür başyardımcılığı görevlerinde bulundu. 2003'te atandığı genel müdürlük vazifesini vefâtına kadar sürdürdü.
Yurt dışındaki çeşitli bankacılık ve yatırım fonu kuruluşlarında yönetim kurulu üyelikleri de yapan Büyükdeniz, 1992-2000 yılları arasında Marmara Üniversitesi'nde Para Teorisi ve Politikası ile Uluslararası İktisat dersleri verdi.
Büyükdeniz'in, "Türkiye'de Faiz Politikaları" isimli kitabı, Milliyet Gazetesi'nden 1992 yılında ekonomi dalında birincilik ödülü aldı. Amatör ruhla profesyonel fotoğrafçılık yapan Dr. Adnan Büyükdeniz dünyanın dört bir coğrafyasına yaptığı seyahatlerde çektiği fotoğrafları Yerkürenin Renkleri serlevhalarıyla kitaplaştırdı, aynı isimle fotoğraf sergisi açtı.
Evli ve üç çocuk babası olan Dr. Büyükdeniz, 19 Ekim 2009'da İstanbul'da vefât etti.
İbrahim Ethem Gören/24.10.2023 Yazı No: 533