Malum olduğu üzere esnaf ve sanatkârlar Osmanlı devletinin ticaret, sanat ve zanaat hayatının omurgasını oluşturmaktaydı. Bu yazımızda İstanbul esnafının düzenlediği esnaf alaylarına kısaca göz atacağız.
Osmanlı Cihan Devleti asırlarında İstanbul`da bakkaldan terziye, manavdan attara, kasaptan şekercilere kadar tüm esnaf, lonca teşkilatında belirli bir disiplin içerisinde hizmetlerini sürdürerek ailelerinin geçimlerini temin etmenin gayreti içerisinde bulunurdu. Lonca teşkilatında her sınıf esnafın başkanı, pî ri, reisi, gündelik iş ve işleyiş süreçlerini takip etme, denetleme işlemlerinden sorumlu bir yiğitbaşısı vardı. Ayrıca yine her bir esnafın sorunlarını takip eden, ortaya çıkan ihtilafların çözümüne çareler arayan görevliler Hammallar Kâhyası, Kahvehâneler Kâhyası, Kasaplar Kâhyası şeklinde isimler alan kâhyalar vardı.
Osmanlı`da ordunun lojistik destek hizmetleri esnaf üzerinden karşılanırdı.
Osmanlı`da ordunun tüm ihtiyaçları, satın alması, lojistik destek hizmetleri esnaf üzerinden temin edilir, sefere çıkılacağı zaman ordu ile birlikte bakkallardan kasaplara, terzilerden nalbantlara kadar her kesim ve zümreden esnaf da sefere çıkardı.
İstanbul`da padişahın tahta ve sefere çıkışı tüm Osmanlı Cihan Devleti için başlı başına büyük bir gündemdi. İstanbul`a sanat, zanaat, ticaret alanlarında hizmetleri geçen esnaf teşkilatı, padişah sefere çıkmazdan önce ve tahta çıkarken gösterişli bir alay düzenlerdi.
Ordu sefere çıkmazdan önce İstanbul esnafı oldukça gösterişli bir alay düzenler, padişah ve saray erkânı esnaf alaylarını Alay Köşkü nden seyrederdi. Gülhane Parkı ndaki Alay Köşkü`nün önünde başlayan esnaf alayının geçişi saatler sürer, esnaf bölükleri birbiri ardına sıralanarak haşmetli bir görüntü oluştururdu. Ordu esnaf alayının güzergâhı Bahçekapı`dan Sultanahmet Meydanı na kadar devam eder, İstanbullular da büyük kalabalıklar halinde, savaş dönemlerine mahsus heyecanlar içerisinde esnaf alayını seyrederdi.
Esnaf alaylarını izleyen Evliya Çelebi, mezar kazıcılar esnafına şu cümlelerle değinir: 'Hazret-i  dem dünyaya indikten sonra pî rleri Kabil`dir. Çünkü Kabil, kardeşi Habil`e bir kızla evlenmek yüzünden düşman olmuş, onu öldürmüş, ölüsünü ne yapacağını şaşırmıştı. Sonunda gördü ki bir kara karga gelip Kabil`in karşısında bir Hint cevizini, yeri gagasıyla eşerek gömdü. 
Evliya Çelebi: Bu taifenin işi gazada şehitleri gömmektir.
Mezar kazanlar, mezarcılar, hepsi 2009 neferdir. Ordu içinde tamamen silahlı olup, ellerinde kazma, kürek, dillerinde 'Sübhanallah' giderler. İyi huylu kimselerdir. Öyle geçerler. Bu taifenin işi gazada şehitleri gömmektir.'
Koçu: Ordu alayına bütün esnaf ve tüccar iştirak ederdi.
Kültür tarihçisi Reşat Ekrem Koçu, ordu esnaf alaylarının şenlik havasında günlerce devam
ettiğini belirtir: 'Rengârenk, muhteşem bir resm-i geçit olan bu alay, ekseriya günlerce devam ederdi. Her sınıf esnaf ve tüccar, başta pî rleri, yiğitbaşıları, ihtiyarları ve kâhyalarıyla bayramlık urbalarını giyerler ve pür-silâh atlar üzerinde geçerlerdi. Kendilerini tâkip eden esnaf da süslü arabalar üzerinde, minyatür imâlathâneler, dükkânlar, tezgâhlar kurarlar, işlerini, sanatlarını, hüner ve marifetlerini göstererek geçerlerdi. Ordu alayına sefere gitsin gitmesin, bütün esnaf ve tüccar iştirak ederdi. Önlerinde mehter takımları, saz takımları, köçekler ve çengiler ve türlü türlü cünbüşlerle bir hây ve hû y içerisinde geçerlerdi.'