Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) 43 yıldır ülkemizin edebiyat, kültür, sanat ve fikir vadilerinde sürdürmekte olduğu var olma mücadelesinde başat rol üstleniyor. TYB`nin bir nevi lokomotifi olan TYB İstanbul da mezkû r mücadele için bu toprakların irfanına yaslanarak edebiyat, kültür-sanat hayatımıza yönelik ürettiği ilave katma değerlerle bir yandan aydın yabancılaşmasına karşı dururken diğer yandan da her şartta yerli ve millî duruşundan ödün vermiyor. TYB İstanbul bu cümleden hareketle ülkemizin en büyük edebiyat organizasyonu olan İstanbul Edebiyat Festivallerine imzasını atıyor.
TYB İstanbul`un 20 Aralık Pazartesi günü Atatürk Kültür Merkezi`nde açılışını yaptığı ve cennetmekân Sezai Karakoçanısına düzenlediği 13. İstanbul Edebiyat Festivali milletimizin maşeri vicdanına ses verip karşılık bulmaya devam ediyor. Biz dahi mezkû r sese kulak vererek etkinliğin açılış programında yazar-şair Ali Ural`ın öznesinde Sezai Karakoçolan konuşma metnini teberrüken yayınlıyoruz.
Ali Ural: Sezai Karakoç`un sağnak yağmurları hiçkesilmedi.
'Sezai Karakoçmısralarıdır âb-ı hayatı modern Türk şiirinin. On üçsağnak yağmurla toprağa toprak olduğunu hatırlatmıştır, şiire şiir olduğunu. Bahar sağnağı, ateş sağnağı, gölge sağnağı, geometri sağnağı, akış sağnağı ki bu sağnak  'Geceleyin âbıhayat için millet yolculuğu'dur aynı zamanda.  İnsan sağnağı, gök sağnağı/yer sağnağı, ebedi yaz sağnağı, aynalar sağnağı, kuş sağnağı, sevgi sağnağı, güz sağnağı, kış sağnağı; Dirilişi hayatın bütün alanlarına ark ark taşımaktır. Sağanaklar böyle devam eder on üçşiir kitabı boyunca. 'Dosta düşmana karşı bir iyi konuş'muştur. Tutunacağı yeri bilmiştir çünkü. Dahası tutunsun diye şairler maziye, yeniler alıp satmıştır söz çarşısında. 'Yenici' demeden kendisine yapmıştır bunu. Siz kaçıncı yenisiniz ey şairler, onun sağnak yağmurları hiçkesilmedi. Bir damla karışsaydı kanınıza âb-ı hayattan, bütün mısralarınız yenilenirdi. Adı diriliş olurdu belki de yeninin. Aynı isimdeki şiiri şöyle başlardı: 'Yeniden başlamak yazma sanatına/ Kat kat olup açılmak gök katına; '
Sezai Karakoçnereye adım atsa yeşeriyor.
Sezai Karakoç, nereye adım atsa yeşeriyor. Göğe bile. Hızır ahlâkıyla yaşadı çünkü.  Medeniyet dediyse, Medine`nin peygamberine bir armağan olarak verildiğini bildiğindendir. İstanbul dediyse, o şehri peygamberi işaret ettiğinden. Hem yıllarca yaşamıştır o şehri, o şehirde yaşamak hüner değil. 'Dünyadan daha dünya ahiretten ahiret/Bir kent ki benzer divan şairi kasidelerine' dediği diyarın taşlarına geçmiştir adeta resmi. Ona göre İstanbul yalnız İstanbul değil, 'bir kılıçtır Doğu`dan Batı`ya uzanıp/ Çin ipeğinden örülmüş şeytan kozasını bölen/ Darbeleriyle Batı çeliğini lime lime eden/O Tanrı`nın kılıçhalindeki hilali/İslam ruhunun kristalleşmiş heykeli'dir. 'İçimin sesi rüyamın öfkesi merhametimin şehri' mısraıyla konumunu belirlemiştir onun. İstanbul`un konumu medeniyetimizin de konumudur çünkü. Bütün kalplere Sezai Karakoçimzalı düşmüş, sorumluluk şairden çıkmıştır. Kim bundan sonra İstanbul`u bulmakta zorluk çekerse bilsin ki birleyen değil tekleyen kalbindendir.
İstanbul Edebiyat Festivali Sezai Karakoçeksenli yapılıyorsa gönderilen konum yerini bulmuş,  düşünce hayata aksetmiş demektir. Karakoç`a göre 'Düşünceler uygulanmadığı zaman durgun suyun uğradığı akibete uğrarlar bataklıklar oluşur ve sinekler ürer. Düşünce de, akan bir su gibi, toplumun ruhunda ve davranışlarında yeni arayışlar bulursa canlılığını koruyacaktır.' 
İstanbul Edebiyat Festivali 13. Yılında bir kere daha sanat ve düşüncenin harmanına davet ediyor aydınlarımızı. Sezai Karakoç`un davetidir aslında bu. Zira Gün Saati kitabında bu daveti şu kelimelerle ifade etmektedir Karakoç:
'Dünyanın bütün aydınlarını, bütüncül olmaya, medeniyet olgusuna yeniden eğilmeye, tarihe ön koşulsuz, saplantısız, önyargısız yeniden bakmaya ve İslam`ı yeniden incelemeye, bu, imanla medeniyeti kaynaştırmış, bir özde birleştirmiş, insan ruhuyla bağdaştırmış Tanrı vergi ve armağanına dönmeğe, yani dirilişe çağırmaya gerek vardır.'  (Gün Saati, s. 67)
Türkiye Yazarlar Birliği, işte bu gerekliliği dikkate alarak Sezai Karakoç`un davetini milletimize ulaştırma gayreti içindedir. Hayırlı olsun.'
Teşekkürler:  Fotoğraflar için usta fotoğraf sanatkârı Ahmet Dur`a teşekkür ediyorum.
BİTTİ.