Türk mû sikisinin güçlü sesi, bestekâr, icracı, Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca fenâ âlemindeki yolculuğunu tamamlayarak bekâ âlemine göçtü.
Devlet sanatçısı, hocaların hocası Alâeddin Yavaşca 25 Aralık Cumartesi günü (dün) Fatih Camii`nde öğle vaktinde kılınan cenaze namazının ardından Yahya Efendi Dergâhı haziresinde ebediyet âlemine sırlandı.
Aynı zamanda tıp doktoru olan Alâeddin Yavaşca 95 yıllık bereketli ömrüne 652 beste ile 256 ödül sığdırmıştı. Prof. Yavaşca`ya rahmeti vesile kılarak mû siki üstatlarının şahitlikleriyle vefeyât dosyası hazırladık. Dosyamıza katkıda bulunan  mir Ateş hocamıza, değerli meslektaşım, fotoğraf sanatkârı Ahmet Dur`a, kıymetli akademisyenler Dr. Nuri Özcan`a, Doç. Dr. Mehmet Öncel`e ve Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi`ye teşekkür ediyorum.
İttifak Gazetesi camiası olarak Alâeddin Yavaşca`ya rahmet, ailesine sabırlar, sevenlerine başsağlığı temenni ediyoruz. Ruhu için Fatihalar okuyalım.
Alâeddin Yavaşca üstadımız çok yönlü bir insandı.
 mir Ateş
Bestekâr, Hâfız
Kendisine, hocamıza rahmet olsun. Çok yönlü bir insandı. Tek yönü yok ki! Hangi birinden söz edeyim? Tıp alanındaki hizmetlerinden mi? Şairliğinden mi? Ses sanatçılığından mı? Bestekârlığından mı? Yoksa adam gibi adam oluşundan mı söz edeyim! Hocaların hocası diyeyim müsaadelerinizle.
Hocaların hocası diye bahsetmek istediğim üstad şu anda kadar yaşayan insan hazinelerimizden hem de önde gelenlerinden biriydi. Şu andan itibaren ise üstadın ebedî hayatta da (biiznillah) sonsuz hazinelerimizden biri olduğunu söylemek sanırım doğru olacaktır.
Kendisiyle pek çok defa gezip dolaşmalarımız oldu. Yılları sârî abi-kardeş münasebetlerimiz oldu. Pek çok defa derin sohbetlere daldık kendisiyle. Zaman zaman geçmişten, zaman zaman gelecekten zaman zaman da günümüz sanat faaliyetlerinden bahis açılırdı sohbetlerimizde.
Daima örnek ve mütemadiyen güzelliklerin önde gelen temsilcilerinden biri oldu değerli ağabeyim Alâeddin Yavaşca. Bundan böyle merhumun ömrümüz müddetince dualarımızın bir numaralı mensuplarından biri olacağını hiçkimsenin unutmaması lazım. Alâeddin Yavaşca ağabeyime Cenab-ı Hakk`tan bol bol rahme niyaz ediyorum, ebedi istirahatgâhında müsterih yatmasını temenni ediyorum.
Başta eşleri Ayten hanımefendi olmak üzere tüm sevenlerine ve san`at camiamıza başsağlığı diliyorum.
Kendisiyle o kadar çok yaşanmışlıklarımız, hatıralarımız var ki! Hangi birini anlatayım!
Alâeddin Yavaşca`nın vefatıyla musiki atmosferimiz pek çok şey kaybetti. Bir defa zatıâlileri yaşayan efsaneydi. Yaşayan efsane gidince nelerin kaybolacağını tahayyül etmek lazım gelir.
Kendisiyle zaman zaman sanat sohbetleri icra ederdik. Sanat sohbetlerimizin yanında kebap sohbetlerimiz de olurdu!
Kendilerini hastanede de ziyaret ettim. Hastaneden döndüğümde yanındakiler Alâeddin ağabeyin hiçkimseye göstermediği alakayı fakire gösterdiklerini söylediler. Hastane ortamında dahi kendisiyle birlikte, Kur`ân-ı Kerî m okuduk, mû siki icra ettik, o haliyle sanki hiçbir rahatsızlığı yokmuş gibi bana refakat etti. Rahmet olsun.
Ahmet Dur
Gazeteci-Yazar-Fotoğraf Sanatçısı
Aâleddin Yavaşca Ü stad ile öznesinde sanat ve sanat icrası olan muhtelif programlarda görüşme imkânımız oldu. Birçok kez eline öpme bahtiyarlığını yaşadım.
Alâeddin Bey, Küçükçekmece Belediyesi`nde düzenlenen bir programa katılmıştı. Orada sevdiği öğrencileri vardı, kendi şarkıları okundu. Hatta kendi sesinden de canlı performans icra etti. Zaman zaman da konuşmacılara müdahil oldu. Bunu da bizzat yaşadık. Daha sonra CRR`de bir etkinlikte de beraberdik. O zaman da kendisiyle halleştik.
Alâeddin Bey`in mesleği tıp doktoru olmasına rağmen &ndash kadın doğum uzmanıdır- Türk sanat müziğini bu kadar sevmesi, bu kadar emek vermesi, bu kadar talebe yetiştirmesi, yüzlerce eser vermesi her türlü takdirin üzerindedir. Hocamız müzikte olduğu kadar tıpta da oldukça başarılıdır.
Hiçbir zaman çizgisini bozmadı, sırat-ı müstakimden ayrılmadı. Hatta kendisine gelip giden öğrencilerine de bu meyanda, çizgilerini terk etmemeleri, hak ve hakikat yolunda sabit kadem olmalarına dair telkinlerde bulunduğuna şahit oldum.
Başımız sağ olsun. Hem Türk tıp camiası hem de Türk musikisi camiası oldukça büyük bir çınarını kaybetti. Allah rahmet eylesin. Sevenlerine başsağlığı diliyorum.
Yavaşca Ü stad Türk mû sikî sinin mazisi ile âtisi arasında köprüdür.
Doç. Dr. Mehmet Öncel
İstanbul Sebahattin Zaim Ü niversitesi Müzik Öğretmenliği Bölüm Başkanı
Aslen Kırım Türklerinden olan Alâeddin Yavaşca, bundan üçyüz küsur yıl önce Kilis e yerleşmiş 6 çocuklu bir ailenin en küçüğüdür. Ağaçkökünden insan ise kulağından sulanır düsturunun numune-i imtisali Alâeddin Yavaşca, kuşkusuz geleneğin en büyük temsilcisi olmasındaki mümeyyiz vasfını evvelen üstadı olarak nitelendirdiği Tanbû rî Cemil Bey e borçludur. Çocukluktan itibaren onun bütün plaklarını dinleyerek ruh ve melodi dağarcığını ziynetlendirmiştir. Dolaylı bir meşk ile eğitimine başlayan Yavaşca, daha sonraları Münir Nurettin Selçuk, Suphi Ezgi, Hüseyin Sadeddin Arel, Zeki Arif Ataergin, Mesut Cemil, Ekrem Karadeniz, Refik Fersan gibi dönemin önemli mû sikî şinaslarından feyz almıştır. Böyle büyük üstadlarla hem hal olan bir zatın hem kendisi hem de yetiştirdiği talebeleri aynı meşrebin kevseri gibi damaklarda ruhlarda tarifsiz bir rayiha bir lezzet bırakacaktır.
Bizzat rahle-i tedrisinden geçmesem de okumuş olduğu eserleri can kulağıyla dinleyip nerelerde hangi nüanslara dikkat çekmek istediğini fark ederdim. Kanaatimce okuyuşunda sehl-i mümteni bir üslup hâkim. Kolay görünüp ancak detaylıca incelendiğinde sadelikte ihtişamı yakalayan bir tavır sahibi bir usta. Türk mû sikî sinin mazisi ile âtisi arasında yol almak isteyenlerin muhakkak onu köprüsünden geçmesi gerektiği sanırım herkesçe müsellemdir. Takribi bir asırlık bereketli bir ömre çok kıymetli talebeler, 650 küsur beste, yurt içi ve yurt dışında sayısız konser, makale ve kitaplar bırakmıştır. Bestekârlık, hanendelik, koro şefi, akademisyen, tıp hekimi gibi pek çok vasfı haiz bu azametli üstada, Cenâb-ı Mevla`dan rahmet başta muhtereme eşi olmak üzere talebeleri, dostları ve dahi halkımıza sabr-ı cemil niyaz ederim.
Alâeddin Yavaşca nın Ardından...
Nuri Özcan
Dr. Öğretim Ü yesi
Türk mû sikisinin duâyeni, büyük ses sanatkârı ve büyük bestekâr Alâeddin Yavaşca yı kaybettik. Gençbir üniversite öğrencisi iken, İbnülemin Mahmut Kemal İnal`ın köşkünde mû siki toplantılarıyla ilk sanat adımlarını atmaya başladı. Başarılı bir hekimlik hayatının yanı sıra mû siki dünyası onu akıcı sesi ve bir o kadar da parlak nağmelerin mimarı bir besteci olarak kabul etti. 'Boğaziçi, Şen Gönüller Yatağı', İstanbul`da coşkulu Boğaziçi gezilerinin ilk eseri olarak gönüllerde yer aldı. Eserlerinde Cumhuriyet döneminin önemli bestekârlarından hocası Zeki  rif Ataergin`in mânevî atmosferi, daima hissedilir.
İlke ve disiplin, hayatına hâkim unsurlardı. Zaten mû siki de bu demek değil miydi? Marmara Ü niversitesi İlâhiyat Fakültesi`ndeki hocalığım esnasında kendisini yüksek lisans ve doktora jüri üyesi olarak defalarca davet ettiğimde hiçkırmamış, nazikçe kabul etmişti. Ben Alâeddin Bey`i davet ederken yanına muhakkak Selâhattin İçli hocayı da çağırırdım. O da aynı nezaketle icâbet ederdi. Selâhattin Hoca`yı da bu vesileyle burada rahmet ve minnetle anmak isterim.
Alâeddin hocanın bu sanatkâr yönünün yanında bir önemli özelliği de tabii ki mû sikideki akademisyenliği ve mû siki kütüphanemize kazandırdığı eserlerdir. Konservatuarda yetiştirdiği pek çok talebenin yanı sıra kompozisyon ve Türk mû sikisi formları konulu eserleri bu konu ile ilgili müracaat kitapları arasında yer almıştır. Ayrıca, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi`ndeki bazı makam ve usul maddelerinin yazımı için yaptığım teklife olumlu cevap vermiş, 'Ansiklopedi yazım kadrosu' içerisinde yer alarak bu büyük çalışmayı desteklemiş ve katkıda bulunmuştur.
'Bir Alâeddin Yavaşca vardı; '
Alâeddin Yavaşca artık mû siki dünyamızda besteleri ve sesiyle yaşayacak gelecek nesillere, bıraktığı sanat eserleriyle bir dönemim şahitliğini yapacak ve gençnesiller 'Bir Alâeddin Yavaşca vardı; ' diyerek ona olan özlemlerini gidermeye çalışacak; Mevlâm rahmetini esirgemesin, ruhun şâd olsun büyük Hoca;
Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca
1 Mart 1926 yılında Kilis`te dünyaya gelen Yavaşca, Kilis Kemaliye İlkokulu ve Kilis Ortaokulu`nu bitirdikten sonra Konya Lisesi nde başladığı lisenin 2 ve 3. sınıflarını İstanbul Erkek Lisesi nde birincilikle tamamladı. 1951 yılında İstanbul Ü niversitesi Tıp Fakültesi nden mezun oldu. İstanbul`daki birçok hastanede doktorluk ve yöneticilik yaptı.
İlk eserini 1951 yılında bestelemiş olan Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca`nın dini ve din dışı, saz ve söz eseri olarak 600`ü aşkın bestesi bulunuyor. Ayin-i Şerif`ten, çocuk şarkısına uzanan geniş bir bestekârlık yelpazesine sahip.
Yavaşca Amerika, İngiltere, Almanya gibi birçok ülkede konserler verdi. Alaeddin Yavaşca`ya Gaziantep Ü niversitesi, Elazığ Fırat Ü niversitesi, Eskişehir Osmangazi Ü niversitesi, İTÜ ve Erzurum Atatürk Ü niversitesi`nce Fahri Doktora Unvanı verildi. Yavaşca`ya 1991 Yılında ise Devlet Sanatçısı unvanı takdim edildi.
YARIN: PROF. DR. A. HAKKI TURABİ: MÜ CADELECİ RUHA SAHİP ÇOK MÜ HİM BİR SANATÇIYI KAYBETTİK.
