'Özlemim, hasretim paşam... Sen kara topraklardayken, sebep olanlar serbest kalıp rahat rahat gezecekler mi dünyada?'

Beyin cerrahı Op. Dr. Ramazan Şimşek, sosyal medya hesabından paylaştığı işte bu sözlerle çektiği evlat hasretini dile getirdi. Bu sözler bir babanın feryadı;  

Ateş düştüğü yeri yakar. 21 yaşındaki evladını trafik kazasında kaybetmenin acısının ne demek olduğunu ancak yaşayan bilir, acılar içerisindeki babası bilir;

6 ay kadar önce şairin 'Aylardan en zalimidir Nisan / Leylaklar açtırır kara toprakta' dediği ayda taptaze bir fidan, geleceğin pilotu Ahmet Selimhan aramızdan ayrıldı. Tabiatın canlandığı ılık bir bahar günü toprağa verdik gençpilot adayını;

Ahmet Selimhan pilot eğitimine devam ettiği İstanbul`da, 28 Nisan 2018`de akşam saatlerinde  bir aracın çarpması sonucu hayatını kaybetmişti. 

Yine yazar ve şair Yusuf Dursun Ağabeyimizin 21 yaşındaki torunu Sapanca yolu üzerinde TIR, halk otobüsü ve bir de otomobilin karıştığı trafik kazasında hayatını kaybetmişti.

Hayatının baharında kara toprağa giren Zeynep Şule, Boğaziçi Ü niversitesi`nde Sosyoloji okuyordu. Eyüp Sultan Camii`nde kılınan cenaze namazına katıldığımızda gördüğümüz annesi, babası ve kardeşinin yaşadığı acıyı tarif etmek imkânsızdı.

Trafik terörünün yavrularını elinden aldığı iki aileden bahsettim. Ama gün geçmiyor ki İstanbul`da ve memleketin herhangi bir yerinde trafik terörü yüzünden ölen veya yaralanan birileri olmasın!

Terörün kısa tanımı nedir? Şöyle ki terör can yakar- can alır, pusu kurar- yol keser, ansızın bastırır- ne oluyor demeye kalmadan sizi etkisi altına alıverir. İşte başta İstanbul olmak üzere, memleketimizde  bir çeşit terör haline gelen trafik sorunu bütün bu özellikleri fazlasıyla barındırmıyor mu?

Hataların sebep olduğu ve nice masum insanın ölümüne ve sakat kalmasına yol açan ve başına gelmedikçe kimsenin önemsemediği trafik teröründen nasıl kurtulacağız?

TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Sözcüsü Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı nın verdiği bilgiye göre 'Son istatistiklerde trafik kazaları nedeniyle günde 20 den fazla kişi, bir yılda ise 7 bin 400 ün üzerinde vatandaşımız hayatını kaybediyor.'

Türkiye de yollar genişlese de, şeritler artsa da kazalarda yine binlerce yetişmiş insanımızı kaybediyoruz. Kazaya neden olan kusurlar içinde sürücü kusurları %89,6 ile ilk sırada yer alıyor. O yüzden yollar ne kadar genişlese, şeritler ne kadar artsa da tablo değişmiyor. 

Kazalardaki sürücü hatalarının oranının bu kadar yüksek olduğu düşünülürse, siz ne kadar usta şoför olursanız olun, karşı tarafın dikkatsizliği gelip sizi bulabiliyor. O yüzden trafikte asıl felsefeyi 'Dikkatsizlere dikkat etmek' diye tanımlayabiliriz.

Trafik kazalarını önlemeye yönelik maalesef bir caydırıcılık yok. Özellikle de içki ve uyuşturucu madde kullananlar, eğer direksiyon başına geçip, trafiğe çıkıyorsa cinayete teşebbüs suçu işlediklerini kabul etmek gerekiyor. '6 ay, 2 yıl, 3 yıl ehliyetini elinden alırım' demek aslında bu şekilde araçkullanımını özendirmek anlamına geliyor. 2 yıl hapis cezası denildiği halde kimseye uygulamamak, alkol ve uyuşturucu kullanıp trafiğe çıkanları daha da cesaretlendiriyor.

Bir adam silahla cinayet işlese fazla ceza alıyor, ama aynı cinayeti arabayla çarpıp işlese neredeyse hiçceza almıyor.

Alkol ve uyuşturucu kullanıp, trafiğe çıkan kim varsa, kaza yapmasa dahi en ağır hapis ve para cezası almaları gerekmektedir. Önce kendi canını, sonra başkalarının canını yakmak için alkol ve uyuşturucu kullanıp yola çıkanlara daha büyük cezalar verilmezse,  yollarda potansiyel katilleri görmeye devam edeceğiz.  Bunlar başıboş mayın gibi canlar yanmaya, yuvalar yok olmaya devam edecektir.

Aslında trafikte bilinçlenme için hiçbir şey yapılmıyor değil! Ama yeterli olmuyor.

Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB), yeni ehliyet alacaklara zorunlu tutulan 'trafik adabı' derslerinin içeriğinde yer alan trafikte saygı eğitimlerinin, ehliyet sahibi 25 milyon sürücünün tümüne ücretsiz verilmesi fikri çok güzel bir düşünce.

Bakanlık, Emniyet Genel Müdürlüğü, Sürücü Eğitimcileri Konfederasyonu, Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu ile yaptığı protokol doğrultusunda, yeni bir uygulamayı daha hayata geçirme fikri kesinlikle desteklenmesi gereken bir girişim.

Karayolu trafik güvenliğinin sağlanması, bireylerin trafik sorununa karşı duyarlılıklarının artırılması ve toplumsal farkındalık oluşturulması için Türkiye genelinde 25 milyon ehliyet sahibi sürücünün 'saygı eğitimi' alacak olması umudumuzu artırıyor.

Eğitimlerde, yayalara öncelik verilmesi, sürücünün araçkullanırken yapacağı kural ihlalinin sonucunun sadece maddi cezası bulunduğunu için değil, kendisinin ya da sevdiklerinin canını tehlikeye attığının da farkında olması şarttır. 

Bu isabetli kararlarla birlikte  video, bilboard, afiş, el ilanı, broşür, kamu spotu gibi tanıtım araçları ile  tam bir seferberlik yapmak gerekiyor!