Prag seyahati için doğru mevsim mi bilmiyorum ama Sparta Prag-Galatasaray maçı bu tarihte olduğu için Şubat sonu Prag seyahatini gerçekleştirdim. İlk kez seyahat ettiğim Prag soğuk ve yağmurlu bir mevsime denk geldi. Olsun her mevsimin ayrı güzelliği vardır şikayetçi değilim bu durumdan.
22 Şubat Perşembe sabahı Václav Havel Havalimanı’na uçağımız iniş yaptı. El bagajım olduğu için bagaj bekleme derdim olmadı ve vakit harcamadan kısa zamanda havaalanından çıkabildim.
Şehre ulaşmak için toplu taşımayı tercih ettim. İyi ki öyle yapmışım tek aktarma otelime ulaştım. Havaalanın hemen çıkışında önce otobüs ile metro durağına sonra da metro ile şehir merkezinde bulunan otelime kolayca ulaşabildim.
Otele vardığımda erken olmasına rağmen resepsiyondaki bayan check’inimi hemen hızlıca yaptı. Odama yerleştikten sonra duş alıp kahvemi yudumladıktan sonra yağmura rağmen hemen gezintiye çıktım.
Prag’daki havanın soğuk olması benim geliş tarihime denk gelmiş anlaşılan çünkü badem ağaçlarının çiçek açtığına bakılırsa aslında hep böyle olmadığını düşünüyorum. Akşam saatine kadar yürüyüş ile Prag sokaklarını dolaşıp şehri keşfettim. İlk izlenimim beklentime denk bir şehir.
Akşam olunca tramvay ile Sparta Prag-Galatasaray maçının oynanacağı Epet Arana stadyumuna doğru hareket ettim. Stadyum şehir merkezinden çok uzakta değil ulaşımı gayet kolay. Sparta adlı durakta inince hemen ulaştım stadyuma. Buraya kadar her şey güzeldi ama iş akreditasyon kartımın alınmasına gelince işler umduğum gibi gitmedi.
Normalde basın giriş kapısında bulunan görevliye kimliğini gösterir akreditasyon kartını alıp maç saatini beklersin. Ama bir türlü muhatap bulamadık akreditasyon kartımızı nereden alabileceğimiz hususunda.
Galatasaray Spor Kulübü Medya ve İletişim Yöneticisi Coşkun Gülbahar Beyefendiye ulaşıp akreditasyon kartımı nereden alabileceğim konusunda yardımcı olmasını istirham ettim. Kartımı Sparta Prag medya iletişim sorumlusuna teslim ettiğini söyledi. Ama maalesef Prag kulübü yetkilileri bize bu konuda yardımcı olmadı. O sırada bir gün önce akreditasyon kartını alan Türk basın mensubu arkadaşımız geldiler ama onları da saat 19.30’a kadar basın girişinden içeri almadılar.
Gazeteci Oğuzhan kardeşim sonunda 19.30’da stadyuma giriş yapıp akreditasyon kartımın nerede olduğunu öğrenip gelip haber verdi. Kendisine bu konuda müteşekkirim. Daha başta Sparta Prag kulübü yetkililerinin vermesi gerektiği bilgiyi saatler sonra Oğuzhan kardeşimden alabildim. Coşkun Gülbahar Beyefendi ve Oğuzhan kardeşime teşekkür ediyorum.
Maça gelince soğuk yağışlı havada oynan maçta yine tüm Avrupa ülkesinden ve Türkiye’den gelen fedakâr taraftarlarımız kendilerine ayrılan yeri doldurmuştu.
Tur için fazlasıyla ümitliydik taa ki 70’inci dakikaya kadar Kaan Ayhan’ın kırmızı görerek atılmasına kadar! Bu olay maçın kırılma anı oldu. Maalesef iyi giden maçta bu dakikadan sonra dramatik şekilde Galatasaray, Sparta Parag’a elendi.
Maç sonu geç saatte yine tramvay ile otele döndüm. Teselliyi kahvede buldum. Allahtan otel odamda kahve makinası vardı ve gece maç yorgunluğuna çok iyi geldi.
Bu arada, Kafka ve Prag ile alakalı yazımı şehri gezdikten sonra yazacağım.