Yıldız Parkı`na yaptığımız gezide dostum Ahmet Melih Oflaz bir ağacı işaret etti. Oflaz Bey ağaç, çiçek ve bitkiler konusunda engin bir bilgiye sahip olduğu için işaret ettiği yere doğru dikkat kesildim. 'Bu ağaç, meşhur Ginkgo Biloba` ağacıdır' dedi ve bana ağacın yaprağını gösterdi. 
Ginkgo Biloba yaparağı, bir sap üzerinde uzanan ve Çin yelpazesine benzeyen sadece iki yapraklı bir yoncaya benziyor. Ne yalan söyleyeyim ilk kez görüyordum ama mütercim Senail Özkan`ın tercümesiyle Ötüken Yayınları`ndan çıkan, 'Garplı Müellifin Şark Divanı`` olarak tanıtıldığı 'Doğu &ndash Batı Divanı`` adlı eserinde Goethe`nin 'Ginkgo Biloba Ağacı`` şiirini okumuştum.
Hergün Heidelberg Şatosu`nun bahçesinde çıktığı yürüyüş sırasında buradaki gördüğü 'ginkgo biloba' yaprağı üzerine yazdığı şiiri unutmak mümkün de değildir. Şiir, tıpkı Goethe ile sevdiği kadın gibi aslında bir bütünden ve aynı özden gelen fakat bir türlü bir arada olamadığı için ikiye ayrılan bu iki yaprağın Goethe`ye çağrıştırdığı müthiş anlam üzerinedir. Bir sonbahar günü Marianne`i son kez Heidelberg Şatosu`nun bahçesinde gören ünlü yazar, birkaçgün sonra şiiriyle birlikte ginkgo biloba ağacının yaprağını ona gönderecektir:
Doğudan bahçeme emanet
Şu ağacın yaprağı,
Tadımlık, gizli bir mânâ verir,
Bilgeyi işte böyle sevindirir.
***
Canlı bir varlık mıdır bu?
İçten kendi kendini bölmüş.
Yoksa onlar iki güzî de midir,
Ki insan onları bir olarak bilir?
***
Böyle sorulara cevap vermek için,
Galiba doğru anlamı buldum:
Hissetmiyor musun şiirlerimde,
Tek ve çift olduğumu benim?
Mabet ağacı olarak bilinen bu ağacın Uzak Doğu öğretilerinde özel bir yeri ve anlamı vardır. Uzun ömürlü ve inanılmaz dayanıklı bu ağacın yaprağının şiirden de açıkça anlaşıldığı gibi bir ve iki, tek ve çift, hasret ve vuslat gibi derin anlamlı zıtlıklardan oluşan simgeleri bulunmaktadır. Şair, 'Şu ağacın yaprağı,/ Tadımlık, gizli bir mânâ verir.`` dizeleriyle yaprağının içerdiği manayı özetler.
Aşka dair sembolizminden mi, yoksa yapraklarının biricik biçiminden, hem Japon sanatı hem de Art Nouveau akımı için de gingko önemli figürlerden olmuştur. Meşhur Art Nouveau takı tasarımcısı René Lalique`in takılarında gingko yapraklarından esinlenmiştir.
Yelpaze çamı ya da mabet ağacı olarak adlandırılan ginkgolar, Japonya`da ve Çin`de Budist tapınaklarının bahçesinde bulunuyorlar ve ağacın pek çok dilde mabet ağacı anlamına gelen ismi buradan geliyor. Ginkgo kelimesi ise ağacın meyvesinden, Japonca`da 'gümüş kayısı' anlamına gelen sözcükten geliyor. Japonlar bu ağacı, yapraklarının şeklinden dolayı Türkçe meali 'ördek ayağı şeklinde yaprakları olan ağaç'  I-cho olarak da adlandırıyorlar.
Zamanla gingko ağacı Avrupa`da pek çok yerde yetiştirilmeye başlanıyor. 19. yüzyıl bahçıvanları, kömür nedeniyle oluşan hava kirliliğine dayanabilen bu ağaçları Amerika`da pek çok şehre ekmişler. Fakat ağaçlar olgunluk dönemlerine girdiklerinde meyve vermeye başlamışlar. Kötü kokan bu meyveler nedeni ile ağaçların nefret edeni çoktur. Hatta The Anti-Ginkgo Tolerance adında bir grup bile var. Batılılar kötü kokan meyvelerinden uzak dursalar da, bu meyveler Çin`de yeniyor.
Dinozorlar da dahil pek çok türün yok oluşuna tanıklık etmiş, Buz Devri`ni atlatmış, endüstri devriminden atom bombasına insanoğlunun doğaya verdiği her zarara göğüs germiş bir ağaçtan bahsediyorum. Her iklime uyum sağlayabiliyor. Zaten şehir ağaçları olarak dikilmesinin nedeni de bu müthiş adaptasyon güçleri ve dayanıklılıkları olsa gerek.
İBB Park ve Bahçeler Daire Başkanlığı`nın yayını olan http://www.konusanagac.com adresinde şu bilgiye yer veriliyor: 'Hiroşima Atom Bombası`nın patladığı noktaya 1-2 kilometre mesafede yer alan dört ginkgo ağacı, bu alanda patlamadan sağ çıkan ve hayatiyetini bugün de sürdüren yegâne canlılardır.'
Bugünlerde yere dökülen sarı yapraklar ile altından bir havuz oluşturan mabet ağacı hakkında birçok efsane var. Mucizevi bir ağaçolarak kabul ediliyor ve birçok tıbbi fayda da sağladığına inanılıyor. Bugün ginkgo, ülkemizde birçok hastalığın tedavisinde kullanılıyor. Ben hiçiçmedim ama gingkolu yeşil çay artık hemen hemen tüm süpermarketlerde bulunabiliyor. Gerçekten bu ağaçtan yapılan ilaçlar hastalıklara çare oluyor mu bilemem!.. Ama şurası kesin gingko ağacının yaprak dökümü, bu mevsimde görsel bir şölen yaşatıyor!
Sizde merak edip görmek isterseniz, Gülhane Parkı`nda, Yıldız Parkı`nda, Setüstü`nde ve daha başka yerlerde bulabilirsiniz.
Yakınına gidildiği zaman dikkatinizi ilk çekecek şey yapraklarının alışılmadık şekli olacaktır. Goethe`nin aşkını, şiirinde bu ağacın yaprakları ile anlatması boşuna değil!