Osmanlı Cihan Devleti`nin son, Türkiye Cumhuriyeti`nin ilk mimar ve koleksiyoncularından, ilim, fikir ve dava insanı Ekrem Hakkı Ayverdi`nin ömrü boyunca biriktirdiği, gözü gibi koruduğu ve ülkemizin geleceğine miras bıraktığı birbirinden değerli hat sanatı eserleri Yıldız Holding`in Çamlıca`daki merkezinde Ekrem Hakkı Ayverdi`nin Kalem Güzelleri serlevhasıyla düzenlenen fevkalade bir sergiyle sanatsever İstanbulluların irfanına arz edildi.

`height=
İbrahim Ethem Gören,  Hattat Mahmut Şahin ve Yıldız Holding GMY si Ahmet İnce ile

Eskimez zamanların Kalem Güzelleri Çamlıca`da;

3 Mayıs Cuma günü kurdelası kesilen ve 27 Haziran Perşembe gününe kadar gönlünde sanat ve estetiğe dair açık kapılar bulunanları naif ve lahû tî hurufât iklimine davet etmekte istisnâi sergi etkinliğinde 16`ıncı-20`inci yüzyıl arasında yazılarına ketebe koymuş hat sanatı üstadlarının birbirinden değerli eserleri Çamlıca`da eskimez zamanların kalem hünerlerini gözler önüne seriyor.

Şeyh Hamdullah`tan Ahmed Karahisarî `ye Hafız Osman`dan Mahmud Celâleddin`e, Sami Efendi`den Mehmed Şevki Efendi`ye Aziz Efendi`den Necmeddin Efendi`ye ve Hattat Hamid`e kadar Osmanlı yazı sanatının en kudretli hattatlarına ait yazmalar, levhalar, yazı kalıpları, hat âlet ve malzemeleri topluca ilk defa bir arada sergileniyor.

Ekrem Hakkı Ayverdi üstadın hayatının bir nevi semeresi ve dahi sadaka-i câriyesi olan hat levhaları, Kur`an-ı Kerimler, murakkaalar, meşkler, yazı kalıpları Osmanlı insanının sanata bakış açısını teşrih masasına yatırıyor olması bakımından da başlı başına ehemmiyetli bir keyfiyet.

`height=

Sergi, 2019`un en önemli sanat hadiselerinden biri;

Sergi, geride kalan aylar itibarıyla kanaatimce 2019 yılının en önemli sanat olaylarından biri. Cennetmekân Ekrem Hakkı Ayverdi nin emanetçiliğini yaptığı ve sonrasında bu toprakların kıymetbilir evlatlarına Kubbealtı Camiası na miras bıraktığı eserler, lisân-ı halleriyle emânet, asliyet ve terkip şuurunun hangi mânalara geldiğini ifade ediyor.

Yazı gönül dilidir

Yazı da bir dildir gönül dili; Yıldız Holding sergi salonlarında dile gelip bir nevi Hakk kelâmını tuluat etmekte olan 'Kalem Güzelleri' için 'Türk hat sanatının gökyüzünü aydınlatan yıldızları' sıfatını kullansak sezâdır.

`height=

Kalemin ve gönlün sultanları

Her dâim omuzlarının üzerinde yücelttikleri meslek ve sanat hayatlarını kadim Anadolu kültürünün ayrılmaz bir parçası olan Ahilik ahlâkı ve fütüvvet ruhuyla sürdürmüş bulunan hattatlarımız yazı hayatları boyunca yoğun mesailerini borçluluk ve vefâ üzerinden anlamlandırarak sanatkârlara özgü bir kardeşlik dili geliştirmeyi başarmış. Gönülleri adeta kalem olup yazmış.

'Kur`an-ı Kerî m İstanbul`da yazıldı'

Ayverdi Ü stad`ın ömrünün semeresi mâhiyetini hâiz birbirinden değerli hat ve yazmalara ketebe koyan üstadlar, 'Kur`an-ı Kerî m Hicaz`da nazil oldu, Mısır`da okundu, İstanbul`da yazıldı' kelâmını cümle âleme duyuran dâhî şahsiyetler.  

Sergide eserleri bulunan ve bir önceki cümlede kendilerinden 'dâhî şahsiyetler' şeklinde değindiğimiz kudretli hattatların isimlerini &ndash katalogdaki sıralamaya riayet ederek- tek tek yazmayı üzerimize vazife addediyoruz: Şeyh Hamdullah, Hâfız Ahmed Efendi, Aziz Efendi, Ali Vasfi, Hâfız Osman Efendi, İbrahim Nâmık Efendi, Mahmud Celâleddin Efendi, Kazasker Mustafa İzzet Efendi, Mehmed Şevki Efendi, Ahmet Refet Efendi, Abdullah Kırî mî , Abdurrahman Hilmi Efendi, Mustafa Kütâhî , Çemşir Hâfız Salih Efendi, Esmâ İbret Hanım, Hâşim Efendi, Ahmed Râkım Efendi, Mustafa Râkım Unan, Seyyid Mehmet Kütâhî , Eşrefzâde Ali Sırrı Efendi, Mehmed Es`ad Yesârî , Yedikuleli Seyyid Abdullah Efendi, Karalamacı Mehmed Hamdi, İsmâil Zühdî Efendi, Bakkal Arif Efendi, Ahmed Karahisârî , Necmeddin Okyay, Kâmil Akdik, Hamid Aytaç, Mustafa Halim Özyazıcı, Neyzen Mehmed Emin Dede, Mehmed Şevket Efendi, Mehmed Bâhir Efendi, Abdülfettah Efendi, Hulû si Efendi, Kemal Batanay, Mehmed Nuri Sivâsî , Ali Mısrî Efendi, Vahdetî Efendi, Sâmi Efendi, Ahmed Râkım Efendi ve Ömer Vasfi Efendi.

`height=

Yazı süslemeleri iki haftalık hilâl parlaklığında;

Malum olduğu üzere tezhip yazının elbisesi hükmündedir. Mimar Ekrem Hakkı Ayverdi edindiği yazılara en güzel elbiseleri tezyinatı giydirmiş. Hatların birbirinden âlâ tezhiplerinde Kubbealtı Nakışhanesi  başta olmak üzere Aziz Efendi`nin, , Süheyl Ü nver`in, Mihriban Sözer`in, Muhsin Demironat`ın, Zeynep Aytaç`ın, Esra Karaduman`ın, Feyzullah Dayıgil`in, Kerim Silivrili`nin, Yeniköylü Nuri Urunay`ın ve Gülnur Duran`ın imzaları mevcut. Ciltlerin Necmeddin Okyay`a yazı kenarlarındaki ebruların da Mustafa Düzgünman`a ait olduğunu söylememiz de vakıa mutabık olacaktır.

Kur`an-ı Kerim`ler, âyet-i kerî meler, sû re-i celî leler, hadis-i şerifler, hilye-i şerî feler, dualar, icâzetnameler, güzel sözler, Arapça tekerlemeler, Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere minyatürleri, kıt`alar, meşk murakkaaları, müfredât-mürekkebât-talim meşkleri ve kalıp yazılar Erem Hakkı Ayverdi`nin dünden bugüne ve biiznillah bugünden yarına sarkaçlanacak olan ecdadımızın eşsiz yazı tecrübe ve birikimine tanıklık etmesi açısından da üzerinde ayrıca durulması gereken nadide bir koleksiyonun yıldızları.

Ayverdi hezarfen bir şahsiyet

Ekrem Hakkı Ayverdi ilgi ve uzmanlık alanları oldukça geniş bir alana sirayet eden hezarfen bir şahsiyet. Yıldız Holding İcra Kurulu Başkanı Murat Ü lker, müessesesinde sergilenen yazılara uygun bir mahiyette hazırlattığı sergi kitabının 'Büyük Ü stat' başlıklı takdim yazısında Ayverdi`nin hakkını şu cümleleriyle teslim ediyor: 'İstanbullu olmasına rağmen ait hissettiği coğrafyanın genişliği, üstadımızın tefekkür dünyasının da enginliğini gösteriyor.

`height=

Murat Ü lker: Ayverdi`nin yazıları daime ufkumuzu açmıştır

Merhum Ekrem Hakkı Ayverdi fikrî derinliği kadar medeniyet zengini, liyâkatli bir usta olarak, mimar, mühendis, tarihçi, yazar, âlim olarak geniş bir yelpazede bu dünyayı güzelleştirecek eserler vermiştir. Mimar ve mühendis olarak ülkemize bıraktığı eserler elbette çok mühimdir. Çünkü hem Osmanlı eserlerini mükemmel restorasyonlarla kurtarmanın yanı sıra Türk mimarisine eşsiz örnekler kazandırmıştır. Tarihî ve kültürel kıymetlerimiz üzerine kaleme aldığı yazıları daima ufkumuzu açmıştır.

Ekrem Hakkı Ayverdi üstad bütün bu üstün vasıflarının yanı sıra Osmanlı-Türk-İslâm eserlerinin gönüllü muhafızlığını da üstlenmiştir. İsmi, en büyük koleksiyonerler arasında sayılmakla birlikte ben şahsen kendisinin biriktiren değil, birikim sağlayan, saklayan değil koruyan olduğu kanaatini taşımaktayım. Kıymetli eserleri dağılmaktan, daha da fenâsı kaybolmaktan kurtarmak gibi bir vazifeyi yüce gönüllülükle üstâdımız üstlenmiştir. Bu konuda öncülük edip başkalarının da arkasından gelmesini temin etmiştir. Kendisine bu bakımdan da müteşekkiriz.

Ekrem Hakkı Ayverdi`nin ve değerli hemşiresi Sâmiha Ayverdi`nin eserlerinin korunmasında ve gelecek nesillere aktarılmasında bünyesinde kurdukları Ayverdi Enstitüsü ile Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı`nın da rolü çok önemlidir.'

`height=

Dağılmadan gelen bir koleksiyon

Murat Ü lker, global iş, ticaret, sanayii ve üretim hayatının pek çok alanında lider pozisyonda bulunan şirketlerini yönetirken sanat ve estetik güzellikleri es geçmiyor. Yıldız Holding`de birbiri ardına nitelikli sergiler düzenleniyor, sanat koleksiyonları arz-ı endâm ediyor. Holding nezdinde bu cümleden olarak sanata, sanatkâra ve bu toprakların ürettiği sanat geçmişine sahip çıkarak vefâ gösteriliyor.  Benzer cümleleri Kubbealtı Camiası için de kurmalıyız. Camia, Ekrem Hakkı Ayverdi`nin, Samiha Ayverdi`nin, İlhan Ayverdi`nin mimarî , edebiyat, öz sanatlar ve tasavvuf veçhelerindeki birikimlerinin kıymetini hüvesi hüvesine milimi milimine takdir ederek bugünlere taşıdı.   Gönül, aynı keyfiyeti dağılıp giden bin bir parçaya ayrılan Düzgünman Koleksiyonu`nda, Emin Barın Koleksiyonu`nda ve Halim Efendi terekesinde de görmek isterdi.

`height=

Fotoğrafın lisânı

Sergide ziyaret ettiğimiz siyah beyaz bir fotoğraf karesi için de bir paragraf açalım. Söz konusu fotoğrafta Osmanlı bâkiyesi, Cumhuriyet döneminin en kudretli sanatkârları bir arada; Bu fotoğraf karesi, 2019 yılının İstanbul`una 1932 yılının sanat râyihasını taşıması açısından da mühim. Pek çok dergide, platformda paylaşılagelen fotoğrafın orijinaliyle yüzleşmek sergi ziyaretini gerçekleştirdiğimiz akşama ayrı bir anlam kattı. Bu fotoğraf vesilesiyle son devrin en önemli sanat şahsiyetlerinin bir tarafta simalarını, diğer bir tarafta da yazılarını görmemize imkân tanıyan Kubbealtı Camiası`na, yazılarıyla birlikte üstadların fotoğraflarını da muhafaza eden cennet mekân Ekrem Hakkı Bey`e ve sergi   mekânlarında   sergileyen, misafir eden Murat Ü lker`e hususen teşekkür etmek istiyorum.

Bu fotoğraf, aynı zamanda izleyicilerini kültür karakışının yaşandığı, öz sanatlarımızın gözden düştüğü ve hattatların bir araya gelerek böyle bir fotoğraf veremediği yıllardan hüzünlü bir hatıra. Fotoğrafta kimler yok ki; Osmanlı Devleti`nin son reisülhattâtî ni Ahmet Kamil Akdik, Cihan Devleti`nin son resmi tuğrakeşi İsmail Hakkı Altunbezer, vefâtıyla Osmanlı okçuluğunun hitâme erdiği, ebrucuların, mücellitlerin, taliknüvistlerin, hafız, mevlidhan ve duâgû ların son temsilcisi Necmeddin Okyay, günümüz hattatlarının, icazetlerini kendisine nispet etme uğrunda yarıştıkları bir garip usta Hamit Aytaç, son kalem efendilerinden, İbnülemin Mahmut Kemal İnal`ın tarifiyle kalemi kendisine esir etmiş bulunan, soy ismiyle müsemma Mustafa Halim Özyazıcı, Ü sküplü Halil Efendi ve fotoğrafın çekilmesine vesile olan Osman Fevzi Olcay; Cümlesinin ervâhına Fatihalar okuyalım.

Aziz Efendi`ye rahmet;

Koleksiyonda en fazla Aziz Efendi`nin yazıları göze çarpıyor. Ekrem Hakkı Ayverdi, kayınpederi olan Aziz Efendi`nin tüm terekesini aynıyla muhafaza etmiş.

Ayverdi`nin kültür yıkımının yaşandığı bir dönemde öz sanatlarımıza sahip çıkmış olması her türlü takdirin üzerindedir.

İbnülemin`in 'on iki hat nev`inde aynı kudrete sahipti' dediği Hattat Aziz Efendi için rahmeti vesile kılarak birkaçkelâm edelim. Talikte H. 1312`de Hasan Hüsni Efendi`den mücâz olan Aziz Efendi, sülüs ve nesih hatlarının inceliklerini Filibeli Bakkal Arif Efendi`den meşk ederek H. 1314 tarihinde hocasından ve reisülhattâtî n Muhzinzâde Abdullah`tan icazet almıştır. Kaleminin kuvveti ve yazısının güzelliği, Bâb-ı Meşî hat`e kâtip olarak girmesini temin eden Aziz Efendi Medresetülkuzât`ta yazı dersleri vermiştir. On iki Mushaf-ı Şerif yazmaya muvaffak kılınan Aziz Efendi aynı zamanda yaşadığı dönemin tezhip sanatının önemli simalarındandır.

Çamlıca`da görücüye çıkan Aziz Efendi`nin âsârını mutlaka görmelisiniz dedikten sonra sözü İbnülemin`in Son Hattatlar kitabındaki şahitliğine bırakalım: 'Süratle yazardı. Celi istiflerde çok uğraşmıştır. Kalıplardan bir koleksiyon ailesindedir. Tezhipte de mahareti vardı. Her isteyene bedelsiz verdiği yazıları bozulmamak, bir kenara atılmamak için tezhip ederdi.'

`height=

'İnsan için ancak çalıştığı vardır'

Necm Sû resi`nin 39`uncu âyet-i kerimesinde 'Ve en leyse li`l-insâni illâ mâ seâ' buyurulmakta. Hakk kelâmının meali: 'İnsan için ancak çalıştığı vardır.'  Sergiyi birlikte gezdiğimiz Hattat Mahmut Şahin, çalışmanın erdemini hatırlatmakta olan âyeti, celi sülüs istifle yazarak atölyesine asmış. Mahmut Hoca`yı ziyarete gittiğim zamanlarda mütemadiyen gözüme çarpmakta olan söz konusu âyet, aynı zamanda iş hayatında başarının sırrına da işaret ediyor.

Ekrem Hakkı Ayverdi`nin Kalem Güzelleri Sergisi`ni, sanatseverlere 'merhaba' dediği 3 Mayıs Cuma gününün akşamında 19:30-21:30 saatlerinde Yıldız Holding GMY`leri Bahattin Aydın ve Ahmet İnce`nin değerli himmetleriyle gezdik. Ziyaret sonrasında saat 22:00`a doğru ilerlerken Yıldız Holding`in İcra Kurulu Başkanı Murat Ü lker oldukça yoğun geçen bir haftanın son gününün son saatlerini de çalışmakla geçiriyordu. 'Yazıyı nasıl bağlayalım` sualinin cevabını böylelikle bulmuş olduk.  Sergi mütâlaâmızı Et tekrarü ve`l ahsen` kabilinden, bir önceki paragrafımızı nurlandıran âyet-i celî lenin meâliyle nihayete erdirelim: 'İnsan için ancak çalıştığı vardır.'