İstanbul/Eyüp Sultan’ın adı üç muteber mekân ile özdeşleşmiştir bunlar; Eyüp Sultan Türbesi ve camii, ilçeye canlılık katan Haliç ve köklü bir geçmişi olan Pierre Loti tepesidir. İstanbul’un tarihi güzelliklerini tanımak isteyenler bu üç mekânı mutlaka ziyaret eder ve gözlemlerini paylaşırlar. Şehri ruhuyla ve bedeniyle gözlerimizin önüne taşıyan Çamlıca Tepesi, Yuşa Tepesi, Otağ tepe, Rumelihisarı, Aydos tepesi, Nakkaş tepe, Galata kulesi ve Pierre Loti gibi mekânlar İstanbul’u resmeden birer sanat eserleri gibidir.  

İstanbul/Eyüp Sultan’ın en fazla ziyaretçi alan mekânlarından biri olan Pierre Loti adını Fransız yazar Marie Julien Viaud’un müstear isim olarak kullandığı Pierre Loti’den almıştır. Pierre Loti’nin İstanbul’la kurduğu bağ bir aşk hikâyesi ile ilişkilendirilse de resmin görünmeyen tarafında onun siyasi politik alanda üstlendiği rolünü ve bir oryantalist olarak yaptığı değerlendirmeleri görürsünüz. Fakat ne olursa olsun insanlar artık Pierre Loti ismini yerlileştirdiler ve şehre zenginlik katan tepeyi bahsi geçen şahısla değil Eyüp Sultan ilçesinin ruhuyla ilişkilendirdiler.

Eyüp Sultan’ın gizemini, heybetini, estetik yanlarını gösterime sunan ve ilçenin zenginlikleri ile bütünleşen Pierre Loti etkileyici bir şiiri andırır. Burada içtikleri kahvenin tadını hiçbir yerde bulamadıklarını söyleyen insanlar ortamın doğallığına ve sıcaklığına vurgu yaparlar. Eyüp Sultan’ı eteğine çekecek kadar yüksekte yer alsa da başı yere eğiktir Pierre Lote’nin. Mütevazidir, hemen her kesimden insanın çıkıp kahve içebileceği bir ortamı vardır, isteyenler teleferikle çıkarlar isteyenler yürüyerek…

Günün herhangi bir vaktinde Eyüp Sultan mezarını aşıp tepeye ulaşabilir ve İstanbul’u buradan seyredip enerjinizi tazeleyebilirsiniz. Eminim ki bu nezih ortamda başınızı kaldırdığınızda mavinin tüm tonlarını taşıyan gökyüzü ile karşılaşacak, aşağı baktığınızda ise Haliç’in kıyılarında yürüyen insanların enerjilerini hissedeceksiniz.

Pierre Loti tepesi iki dünya arasına kurulmuş bir köprü gibidir, sınırları aşağı doğru uzanan mezarlar şehrine açılır ve burada hayatı, ölümü, ömrü yeniden tefekkür edersiniz. Gözünüz tanıdık pek çok şahsiyetin mezar taşlarına ilişir ve onları dua ile yâd edersiniz. Başınızı mezarlığın duvarlarına çevirdiğinizde ise ağaçların arasında ayrı bir yere sahip olan Arguvanları görürsünüz. Bilirsiniz Arguvanlar Nisan ayının sonu ile Mayıs ayının başında mor tonunda çiçekler açar ve iki hafta içinde solarlar. Mezar taşlarına yazılmış bir mesaj gibidir Arguvan çiçekleri, gülüşleri güzel, ömürleri kısadır. İstanbul manevi değerleri ile nasıl bütünleşmişse Pirre lotiden aşağı doğru süzülen mezarlar şehri de içinde barındırdığı Arguvanlarla öyle bütünleşmiştir.

Yolunuz İstanbul’a düşmüşse önce Eyüp Sultan hazretlerine uğrayıp bir Fatiha okuyun ve namazı burada kıldıktan sonra Haliç’in kıyısında kısa bir yürüyüş yapın, akabinde Pierre Loti’ye doğru yönelin ve yüzünüzü mezarlar şehrine dönüp dua edin. Kahvenizi yudumlarken İstanbul’u Eyüp Sultan’ın gözünden seyredin. Mümkünse Pierra Loti’den aşağı yürüyerek inin ve mezarlara selam verirken Arguvanları da unutmayın.