Osmanlı Devleti nin son yılları, Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyet Dönemi, Atatürk Devrimleri konularında ve Türk ticaret ve sanayi tarihi ile ilgili araştırmalarıyla tanıdığımız Atilla Oral`ın 'Türk Savunma Sanayii`nde Öncü İlk Türk Girişimcisi... İlk Silah Fabrikatörü Şakir Zümre' kitabını okuma fırsatı buldum.

Kitabı okuyunca, Türk savunma sanayi tarihinde önemli ve şerefli bir yere sahip olan Şakir Zümre nin, ülkemize çok büyük ve unutulmaz hizmetleri olduğunu öğrenmiş oluyoruz.
Atilla Oral`ın arşiv kaynaklarına ve aile bilgilerine dayanarak yazdığı bu kitap, hem Zümrezade Şakir Bey`in Madeni Eşya Fabrikası serüvenine hem de ülkemiz sanayi tarihine güçlü bir ışık tutmaktadır.
Atilla Oral, araştırmasına yıllar önce sahaflara düşen çok sayıda Şakir Zümre evrakını görerek başladı. Çeşitli yerlerde dağınık olarak rastladığı ve hemen satın alıp toplamaya başladığı evrak-ı metrukenin nereden piyasaya düştüğünü de merak edip peşine düştü. Şakir Zümre`nin ikinci eşi Ataca Zümre`nin vefat etmesi üzerine oturduğu evin varisler tarafından boşaltılmasıydı neden!

Evdeki bazı mobilya ve eşyalar eskicilere verilmiş, belge ve fotoğraflar da böylece eskicilere gelmiş, buradan çeşitli sahaflarca satın alınarak dağılmıştı. Dağılanların belgerin zor ve zahmetli bir işti!    Atilla Oral, ancak 13 yılda bunları bir araya toplayabilir. Derlediklerini bir kitaba konu etmek üzere çalışma başlatınca Şakir Zümre`nin kimi aile bireyleri de tanışır. Onlardan yeni bilgiler edinir ve kendinden olmayan bazı belgeleri sorar, aile soyağacı bilgisine ulaşır.

Şakir Zümre, 1885 Varna doğumludur. Bulgaristan`daki Türkler içinde Avrupa`da eğitim görebilme olanağı bulan ilk Türk gençlerinden biridir. Varna`da ilk ve ortaokulu bitirdikten sonra lise ve yüksek eğitimini Cenevre`de tamamladı. 1908 e Cenevre`de hukuk fakültesinden mezun oldu. Birinci dünya Savaşı`nda, Varna Türk milletvekili olarak Bulgar Parlamentosu`nda bulundu. Ve o yıllarda Sofya`da görevli bulunan, Türk askeri ataşe, yarbay Mustafa Kemal bey (Atatürk) ile yakın arkadaşlık kurdu.
Şakir Zümre ile Atatürk arasında Sofya`da başlayan yakın arkadaşlık ve dostluk, Milli Mücadele  yıllarında da artarak devam etti. Mareşal Fevzi Çakmak`ın yakın akrabası olan Şakir Zümre, Anadolu`da bağımsızlık savaşı veren askerlerimize, yurt dışından silah ve cephane göndererek, 'imalat-ı harbiye' konusunda uzman, usta ve teknisyen bularak hizmet etti. Bu hizmetlerinden dolayı  TBMM tarafından istiklâl madalyası ile ödüllendirildi.

Şakir Zümre savunma sanayi gibi, stratejik bir alanda üretim yapan bir fabrika kurar.  Fabrikanın tamamı yerli sermaye ile kurulmuştur.
Yaklaşık 100 sene önce, kendi devri için yüksek teknoloji gerektiren harp malzemelerini tasarlayıp üreten ve bunların kullanım metotlarını geliştirip, bilgileri  silahlı kuvvetlerle hizmetine sunmuştur.
Eskiler Şakir Zümre ismini sobalarından dolayı bilir. İş bankası kumbaraları, Şakir Zümre`nin uzun yıllar ürettiği ürünlerden biriydi. Çocukluğumda hemen hemen her evde vardı bu kumbaralar. Çocuklar paralarını bu kumbarada biriktirirlerdi. Şakir Zümre, yakın dönem toplumsal hafızasında İşbankaının meşhur çelik kumbarasıyla ve zümre sobalarıyla yer alsa da, yakın dönem tarihimizdeki yeri bu kadarla sınırlı değildir.
Zümrezade Ahmet Şakir, aslında ülkemizin ilk silah fabrikatörüdür. İstanbul Haliç`inin Karaağaçmevkiinde I. Dünya Savaşı döneminde ordunun ihtiyacı için silah ve cephane üretimi yapan Tapa Fabrikası`ndan geriye kalan yıkıntıların üzerine 1925 yılında kurduğu fabrika, savunma sanayiinde Türkiye`nin ilk özel sektör fabrikasıydı.
Türk ordusunun Hava Kuvvetleri`nin ilk cephane ihtiyaçları,  Şakir Zümre fabrikası tarafından üretilmiştir. Bu bombalara ait kullanma biçimleri Şakir Zümre Fabrikası`nın teknik ekibi tarafından projelendirilerek 'tarifnameleri' hazırlanmış ve 1939 yılında kitap olarak Şakir Zümre tarafından yayımlanmıştır. Türk ordusuna ait imalat-ı harbiye fabrikaları, Şakir Zümre fabrikası ile müşterek silah üretimi ve revizyonlar yapmıştır.
Türk Hava Kuvvetleri`ne ait ilk bombardıman uçaklarının kullandığı ilk bombalar Türk malıdır ve büyük bir bölümü Şakir Zümre Fabrikası`nda üretilmiştir. 100 kg, 300 kg, 500 kg, ve 1000 kg. lık uçak bombaları ve çeşitli yangın bombaları bu fabrikada seri olarak üretilmiştir.

Büyük zaferin kazanılmasından ve cumhuriyetin ilanından sonra Bulgaristan`dan ayrılarak Türkiye`ye geldi. Atatürk`ün de oluruyla, Türkiye`nin savunma sanayinde ilk özel sektör fabrikasını kurdu.
Şakir Zümre, uzun yıllar Türk ordusunun ihtiyacı  olan silah ve cephanelerin üretimini yaptı. Şakir Zümre, Bulgaristan`dan getirilen yabancı usta ve teknisyenler ile ilk yapıma başlamış ve kısa bir süre sonra fabrikada yerli işçi ve usta yetiştirmeyi başarabilmişti. Ve 30 lu yıllarda artık fabrikanın tüm personeli Türklerden oluşmaktaydı. Fabrikanın çalışmaları ise artık çok daha geniş bir alana yayılmıştı. 

Türk Deniz Kuvvetleri`nin ihtiyaçları  olan çeşitli boylardaki su bombaları ve cephaneler de fabrikanın seri üretimleri arasındadır. İlk Türk denizaltı su bombaları da bu fabrikada üretilmiştir.
Türk Kara Kuvvetleri`nin ihtiyaçları  olan silah ve cephaneler, eğitim bombaları, işaret ve aydınlatma fişekleri ve bu fişekleri ateşlemeye yarayan silahlar Şakir Zümre fabrikası nın en çok ürettiği ürünlerdir. Bunların yanında  el bombasından top kamasına ve çeşitli çaplarda kara mayınlarıda üretmiştir. Ü stelik  Türk ordusunun ihtiyaçları bu olan bu  cephaneler,  Türk teknisyen ve ustalar tarafından yapılmıştır.

Sadece Türk ordusunun ihtiyaçlarını karşılamakla kalmamış çeşitli ülkelerden siparişler almış ve yurt dışına da üretimler yapmıştır. İhracat yaptığı ülkelerden arasında  Yunanistan, Bulgaristan, Polonya ve Mısır vardır. Yunan ordusunun 'bomba' ihtiyaçları  karşılamak üzere 1937 yılının şubat ayında Yunanistan`la yapılan 1,5 milyon liralık 'iş sözleşmesi', Türkiye`de büyük bir ekonomik zafer olarak değerlendirilmiş ve gazetelerimizin birinci sayfalarında önemli haberler arasında yer almıştır: 'Harp sanayimizin büyük bir zaferi... Yunanistan bizden 1,5 milyon liralık bomba satın alıyor' başlığıyla bildirilen haberde, dönemin Yunanistan başbakanı general Metaksas ın şu sözlerine de ver verilmektedir: 'Bombaların iyiliğine olduğu kadar, ne bizim tarafımızdan Türkiye`ye ne de Türkiye tarafından bize karşı kullanılmayacağına da itimadımız vardır.'
Şakir Zümre Fabrikası nda üretilen uçak bombaları Alman saldırısı karşısında, hava kuvvetlerini güçlendirmek amacıyla Polonya tarafından da satın alınmıştır.

Özellikle İkinci Dünya Savaşı`nın yokluklarla dolu yıllarında, ordumuzun silah ve cephane ihtiyaçlarını  karşılayabilmek için çok uğraştı.  Bu yıllarda, uluslararası ulaşım yollarının kapalı ve abluka altında olması dolayısıyla üretim için gerekli,  hammadde, teknik alet ve makine ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandı.
İkinci Dünya Savaşı`nın bitmesi ve Türkiye`ye yapılan Amerikan silah yardımlarından sonra Şakir Zümre fabrikası savunma sanayi üretimlerine son vermek zorunda kalmıştı. Bu tarihten sonra tarım aletleri, pik malzemeden yapılmış sıhhi tesisat malzemeleri, elektrik kofraları gibi ürünlerle üretimine devam etmiştir.

Personel sayısı II. Dünya Savaşı döneminde zaman zaman iki bin kişiye kadar çıkan ve çok önemli hizmetlerde de bulunan fabrika, savaş sonrası döneminde Amerikan hükümeti tarafından başlatılan 'silah yardımı' nedeniyle silah ve cephane üretimine son vermek zorunda kalır. Tarım aletleri üretimine yönelen fabrikayı bu defa da Marshall Yardımı vurur. Bu yardım çerçevesinde bol miktarda tarım aletleri ithal edilir ve Şakir Zümre yaptığı yatırımdan büyük zarar görür.

İlk Türk motorunu da yapmayı başarıyor!

Şakir Zümre, fabrikasında ilk Türk motorunu da yapmayı başarıyor ve bu başarısı, dönemin İktisat Dergisi`ne 'mazot ile müteharrik motor beş beygir kuvvetinde ve 550 derelidir. Araba üzerine bindirilmiş olduğundan köylerimiz için ideal bir enerji kaynağıdır' cümleleriyle yansıyordu.

1 Ocak 1934`te  ağırlık ölçme birimleri de değişti ve okka ve dirhem yerine kilogram ve gram birimleri getirildi. O zamanlar,  Zümrezade Şakir Bey`in Madeni Eşya Fabrikası, bronzdan binlerce standart yeni tartı aletleri de üretmişti.

'Şakir Zümre' adını bir marka biçimine getiren ve Türk halkının belleğinde iz bıraktıran, üretmiş olduğu ünlü Şakir Zümre sobalarıdır. Bu sobalar, Türk halkının sosyal sınıflarının zevk ve gereksinimine göre üretilmişti. Zonguldak, zümre, ağaçlı, alman, çiftlik ve köylü modeli bir Şakir Zümre soba klasiğidir. Halk arasında 'kuzine' denilen fırın olarak da kullanılabilen soba en çok ilgi gören modellerden biriydi.

Maalesef biz de güzel başlayan ve nesilden nesile aktarılması gereken girişimler yitip gidiyor. Bu başarı hikâyesi de, Şakir Zümre`nin 16 Haziran 1966 da yaşamını yitirmesinden sonra 4 yıl sonra kapanmıştır.
Bugün, savunma sanayini geliştirmek için hükümet özel bir politika izliyor ve güzel önemli başarılara imza atıyor.
Ama Şakir Zümre`nin kurduğu silah sanayii fabrikası geliştirilerek devam ettirilebilseydi. Bugün başka bir noktada olurduk diye düşünmeden edemiyor insan!