Ebru ve tambur sanatkârı, neyzen, luthier, araştırmacı-yazar Feridun Özgören 6 Haziran 2024 Perşembe günü ABD’nin Boston şehrinde vefât etti. 

1942 yılında İstanbul’da doğan Feridun Özgören, İstanbul Üniversitesi’nin iktisat bölümünü bitirdi. Lisans mezuniyetinin ardından Michigan Üniversitesi Halk Sağlığı Okulu’nun Biyoistatistik Anabilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimi aldı. Ebru sanatının inceliklerini Niyazi Sayın’dan öğrenen Özgören, ABD’nin birçok şehrinde şahsî sergiler düzenledi, atölye çalışmaları gerçekleştirdi. 

Üstad Feridun Özgören ile evvelemirde Türk ebrusunun dervişi Timuçin Tanarslan’ın 2015 yılındaki vefâtına binaen hazırladığım dosya vesilesiyle irtibat kurmuştum. Amerika’da yaşamakta olan “hezarfen” denilmeye seza Feridun Özgören ile sonraki temasımız 40 yıllık ebru tetebbuatını Columbia Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü’nde sanatseverlerin irfanına arz etmesi vesilesiyle olmuştu.

1973 yılından vefât tarihine kadar 51 yıl boyunca ABD’de yaşayan Feridun Özgören çok yönlü bir şahsiyetti… Bir yandan teknesinin içerisinden birbirinden âlâ keyfiyeti hâiz ebrular çıkartırken, diğer yandan ney, tambur ve bendirden “ses” alıyor, ustası olduğu mûsiki enstrümanlarını kendi imal ediyor, kurucusu olduğu Cambridge Musiki Cemiyeti’nde Amerikalıları, Osmanlı ve Türk mûsikinin nağmeleriyle buluşturuyordu.

Eserleri Museum of Fine Arts Boston ve Harvard Üniversitesi Müzesi’nde sergilenmekte olan Özgören, Boston’daki atölyesinde ebru ve mûsiki derslerini fîsebilillah verdi. 
Feridun Özgören

1960’lı yılların sonlarında Osmanlı mûsiki enstrümanlarının imali üzerine çalıştığı dönemde Fulbright bursu kazanarak mûsiki âleti yapımı alanında araştırmalar yapma imkânı bulan ebru ustası Feridun Özgören, minyatür levhalarındaki tasvirlerden yararlanarak unutulmuş çeng sazını tekrar Türk müziğine kavuşturan sanatçı olarak tarihe adını yazdırdı.

Özgören, ustası Niyazi Sayın’dan öğrendiği ebru sanatına dair birikimlerini Columbia Üniversitesi’nde sanatseverlerin ilgisine sundu. Makam New York tarafından düzenlenen konferanslarda Türk ebrusunun dününe ve bugününe dair efradını cami ağyarını mani bilgiler arz etti ve eskilerin, “iğne ile suyu kazmak” şeklinde tabir ve tavsif ettiği ebru sanatı özelinde sanatseverlere rehberlik etti.

Boston’da kolonizatör bir Türk dervişi
İstanbul Üniversitesi’nin hakikatli iktisatçısı, merhum Prof. Dr. Ömer Lütfi Barkan meşhur makalesi “İstilâ Devirlerinin Kolonizatör Türk Dervişleri”nde ilayı kelimetullah aşkıyla Anadolu bozkırlarından Balkanlar’a giderek hâl ve kâl lisanıyla dîn-i mübin-i İslam’ı tebliğ eden kolonizatör (muhyî) Türk dervişlerinden bahseder. Gittikleri yerlerde Ahilik umdeleri ve fütüvvet ahlâkıyla tesis ettikleri tekke ve zaviyelerin müştemilatında mesleklerini, sanat ve zanaatlarını icra eden Türk dervişleri yerel halktan binlerce kişinin İslam’la şereflenmesini temin etmişti. Bunun içindir ki İstanbul’un fethinden on yıl sonra Fatih Sultan Mehmed Han ordusuyla birlikte vardığında Bosnalılar kale kapılarını açıvermişti!

Hezarfen Feridun Özgören de kolonizatör bir Türk dervişiydi. Onun Boston’da tesis etmeye muvaffak kılındığı ebru ve çeng atölyesi  modern bir tekke değil miydi? O mekânda ve gittiği hemen yer yerde sohbetiyle, ebruyla, mûsikiyle, çengiyle ve sâir mûsiki âletleriyle meşgul olsa da haddizatında ABD’ye gönüllerin fethi için gitmişti. Biiznillah öyle de oldu. Ebru ve Osmanlı mûsikisi enstrümanlarıyla biinayetullah pek çok kişinin İslâm’la şereflenmesine vesile oldu. Amerika’da konservatuarlarda Türk mûsikisi dersleri veren hocaları yetiştirdi. Minyatür tasvirlerinden ilhamla ürettiği çeng ile pek çok kişiye olduğu gibi Bob'a da (Robert Labaree) çengel attı ve böylelikle o Çengi Baba oldu!

Rahmet olsun.
10 Haziran 2024 Pazartesi günü Boston’da Forest Hills Mezarlığı’nda arkadaşlarının, sevenlerinin ve öğrencilerinin yoğun katılım gösterdiği cenaze namazının ardından ebediyet âlemine yolcu edilen Feridun Özgören’e İttifak gazetesi camiası nezdinde Allah’tan rahmet; ailesine, arkadaşlarına ve öğrencilerine sabırlar niyaz ediyoruz. Makamı âli, mekânı Firdevs cennetleri olsun. 

Bu vesileyle vefeyât dosyamıza katkıda bulunan Dr. Ahmet Erdoğdular’a; Sevgili Bob’a (Çengi Baba/Robert Labaree) ve bittabi bu satırların yazarını Bob ile buluşturan keman virtiözü Beth Bahia Cohen’e teşekkürü borç biliyorum. Feridun Özgören’in ruhu için Fatihalar okuyalım.

Hezarfen Feridun Özgören geldi, geçti bu dünyadan!

Dr. Ahmet Erdoğdular
Makam New York President/Artistic Director
Ahmet Erdoğdular

1980’lerin başlarında babam (Ömer Erdoğdular) beni Niyazi Sayın hocanın evindeki meşklere götürürdü. Niyazi hocanın Feridun (Özgören) abi’nin ebru yapımındaki yenilik ve başarılarından bahis ettiğini çok iyi hatırlıyorum. Niyazi hoca halen onun ebru sanatında yaptıklarını takdirle anlatır.

Başta hezarfen dedik, evet çünkü Feridun abi ebru sanatçılığının yanında, iyi bir müzisyendi. Tambur, yaylı tambur, ney, bendir çalardı. Amerika’da yaşadığı sürece bu bilgilerini talep eden herkese aktardı. Kurduğu Cambridge Musiki Derneği ile pek çok insanın gönlüne klasik Türk müziği sevgisi aşıladı. Ondan müzik öğrenenler arasında, Amerikalı akademisyen ve müzik âşıklarıyla beraber diğer ülkelerden lisans ve lisansüstü eğitimlerini yapmaya Amerika’ya gelenler de yer almıştır. Hatta hiç unutmuyorum 1998 yılında Boston’da Feridun abi ve öğrencileri Şakir Ağa’nın Ferahnak makamındaki klasik takımına çalışıyorlardı. Hint asıllı Amerikalı bir arkadaş eserleri baştan sona neredeyse ezbere ve çenber usulünü vurarak okumuştu. O tarihlerde Türkiye’de sayılı insanın ismini bildiği bir bestekârın eserlerinin Amerikalı müzikseverler tarafında bu denli sevilip icra edilmesi beni şaşırtmıştı.

Ahmet Erdoğdular Ve Feridun Özgören

Amerika’da, müzik, sanat ve kültür alanlarında herkes tarafından tanınan ve saygı duyulan
biridir Feridun Özgören. Akademisyenlerin fikrini ve tavsiyelerini almak için onu ziyaret
ettiklerine birçok kez şahit oldum.

Feridun abi aynı zamanda luthierdir. Minyatürlerdeki gravürlerden ve tarih kitaplarındaki
incelemelerinden ve bazı karşılaştırmalarından sonra Osmanlı’da kullanılmış ama zamanla
unutulmuş bir saz olan Çeng sazını ilk kez Feridun abi imal etmiştir. Ayrıca, tambur, kemençe, kemane, lavta, ney ve viyolonsel gibi enstrümanlar da imal etmiştir. 

Kendisi yaptığı işte son derece titiz ve detaylara çok önem veren bir insandı. Kendi araştırmaları ve deneyimlerini sır olarak saklamaz, herkesle paylaşırdı.

Feridun abi başta da bahsettiğim gibi iyi bir ebru sanatçısıydı. Ebruyu Niyazı Sayın hocadan
öğrenmiş ve araştırmacı kişiliği sayesinde klasik Türk ebrusunu yeni bir boyuta taşımıştır.

Dünyanın diğer ülkelerinde ebru yapımında kullanılan malzemeleri incelemiş ve klasik Türk
ebrumuzda uygulanabilirliklerini test etmiştir
Feridun Özgören

Feridun Özgören hep ilklerin insanı olmuştur. Ebrudaki ilk yenilikleri o yapmıştır. İlk büyük boy akkase ebruyu o yapmıştır mesela. Yazıları katı’ sanatı tekniğiyle keserek yüzlerce akkâse ebru eserine imza atmış öncü bir sanatçıdır o.

Bugün Amerika’da Konservatuarlarda hocalık yapan Amerikalı arkadaşlar Türk müziğini ilk
ondan öğrenmişlerdir.

Ebruları Museum of Fine Arts ve Harvard University Boston’da sergilenmektedir. Harvard
University’de bir haftalık seminer buyunca yaptığı ebrularda kullandığı şablonlar ve artık kağıt parçaları dahi Harvard tarafından korumaya alınmıştır.

Kültür ve sanat camiasında unutulmayacak bir yer bırakmıştır. Tüm sevenlerine baş sağlığı
diliyorum. Allah rahmet eylesin. (Âmin)

Sevgili Feridun!

Bob 
Çengi Baba/Robert Labaree
Çengi Baba Robert Labaree

Bugün tabutunun üstüne bir avuç toprak atmak için birçok kişiyle birlikte sıramın gelmesini bekledim. Bu keyfiyet fâniliği vurguladı ve kalbim tekledi. Herkesin sonu böyle olacak!

Gittin, ama arkanda çoğundan şu anda bahsetmeyeceğim birçok şey bıraktın. Seni tanıyanlar sanatından bahsedecektir. Benim için, tabutuna vuran toprak sesi ve elimde kalan hissi, beni onlarca yıl öncesine götürdü. Bir zaman ikimiz senin Volvo’n ile Middletown, Connecticut’a gitmiş, orada neyzen arkadaşımız Fred Stubbs ile meşk ira etmiştik. Middletown istikametinde geçirdiğimiz o ki saatlik yolculuğumuzu unutamam. O esnada Türk makam mûsikisinin eserlerini geçmiştin. Volvo da bir nevi senin okulunun dersliklerinden biriydi!

1980’lerin büyük bir kısmı bu yolculuklarla geçti ve senin Türkçe derslerinin dışında -bir keresinde “Türkçe komedi için harikadır” demiştin- zamanımızı repertuar öğrenmekle doldurduk. 

Sen ellerini direksiyonda tutarken ben Osmanlı/Türk makam mûsikisinden bazı eserlere ses verirdim. Birlikte tekrar tekrar okur sonra kaydını dinlerdik, sonra tekrardan mısra mısra söylerdik. Bu yolculuklarda kendimi zihnindeki Türkiye ve Amerika’da onca yıllık ekonomi ve biyoistatistik eğitimiyle karışmış şarkıları keşfedişine şahit olduğum için kendimi ayrıcalıklı hissederdim. 
Feridun Özgören, Çeni Baba Ve Sair Ahbabıyla Mûsikî Meşkinde

Arabanın radyosundan 1930’lar ve 40’lardan eski mûsiki nağmelerini dinlerken sözlerini bilmediğin hiçbir şarkı olmazdı! Sana bunların tümünü nasıl bildiğini sorduğumda klasik cevabın “Hiçbir fikrim yok.” olurdu. Ama ben şahsen inanıyorum ki Pazar günleri öğleden sonra mûsiki seansı için şahsî arşivine; ailenin oturma odasına dalıyordun!

Büyük neyzen Niyazi Sayın’ı Boston Makam Akademi’mizle sen tanıştırmıştın. Sonra da şöhretli multi-enstrümentalist İhsan Özgen sürece dâhil oldu. İhsan hocanın mizah anlayışı seninkiyle müsaviydi. Bu eski okul arkadaşın daha sonra hocamız oldu. İhsan Hoca iki yıl önce vefât etti. Ve şimdi ikinizi cennet bahçelerinde hayal ediyorum. 
Bob Çengi Baba

Ve tabii ki, büyük coşkunuz ve cömertliğinizle bizzat benim için tasarlayıp hünerli ellerinizden neş’et eden dünyada tek tür olan üç farklı mikrotonal Osmanlı arpını (çengini) unutmayayım. Bu, batılılaşma etkilerinin ilk zamanlarında üzerini örttüğü Osmanlı mûsiki geleneğin ilham verici bir kanalı olarak rolünü kucaklamanın başka bir yoluydu. Senin (unutulan mûsiki aletlerini) yeniden keşfin bizim keşfimiz oldu.

Teşekkürlerimle… (Rahmetle…)

İbrahim Ethem Gören/12.06.2024-Yazı No: 596