İşte bilimsel bir bakış ile mis kokulu gül’e yaklaşalım. Gül yapraklarından damıtılan gül sıvısının, hafıza sorunlarından yaşlanmaya kadar her şeyi iyileştirdiği görüşü kabul görüyor.

Gül suyu, yüzyıllardır süren sevgimiz sayesinde uzun zamandır sağlık ve güzellik rutinlerimizin bir parçası.

İnsanların gülle olan aşk ilişkisi yüzyıllardır alev alev yanıyor.

Gül suyunun tarihi, MÖ 2630'lara kadar uzanan çivi yazılı tabletlerde yer almış.
Ancak gül suyuyla en çok ilişkilendirilen üstad İbn-i Sina.
MÖ 10. yüzyılda çığır açan bir doktor olan İbn-i Sina, hafıza sorunlarına, göz hastalıklarına ve baş ağrılarına kadar her şey için gül suyu tavsiye etti ve bunu ilk yapan kişi olarak kabul edildi.

Güllerin sağlığa potansiyel faydaları hakkında 2021 tarihli bir literatür taraması, alternatif tıbba odaklanan yüzlerce bilimsel dergiye google da bakın. Gül özlerinin antiviral, antimikrobiyal ve antienflamatuar olduğu belirtilir.

Yine 2020'de yapılan bir araştırma, gül suyunun “cilt beyazlatma ve kırışıklık karşıtı oluşum aktivitesini uyandırdığını” ve iltihabı engelleyerek insanda antioksidan görevi gördüğünü ortaya koydu.   

Ve son olarak gül suyu için küresel pazarın 2032 yılına kadar 921 milyon dolara çıkacağı tahmin ediliyor.

Gülleri koklamak gibisi yok.
Gül sevgisinin çok düzlemli anlamları var, bilen bilir.
Güllere olan asırlık aşkımızın durmayacağı kesin.