Barış  Pınarı çağlamaya başladığı vakitlerdi, tvde anlatmıştık.
Herşey dünyanın gözü önünde oluyor.
Suriye’yi işgale gitmedik ve teröristler temizlenecek ve sınır boylarına barış gelecek.

Türk Arap Kürt karseşlerimiz huzura kavuşacak.

O tarihte terör yuvaları dağıtılmaya başlandı.

Suriye üzerinden kaynaklanan her türlü terör tehdidine karşı milli güvenliğimizin gerektirdiği tedbirleri almak, uluslararası hukuka dayanan en temel hakkımız.
 
Meşru Müdafaa Hakkı. BM  51. Maddesi 
“Birleşmiş Milletler üyelerinden birinin silahlı bir saldırıya hedef olması halinde, Güvenlik Konseyi uluslararası güvenliğin korunması için gerekli önlemleri alıncaya dek, bu üyenin bireysel ya da ortak meşru savunma hakkına halel getirmez. 
Üyelerin bu meşru savunma hakkını kullanırken aldıkları önlemler hemen Güvenlik Konseyi'ne bildirilir ve Konsey'in Antlaşma gereğince  güvenliğin korunması her an hareket etme görevini hiçbir biçimde etkilemez” (Madde 51).

Böylece tek tek üyelerin veya hep birlikte meşru müdafaa hakkı düzenlenmiş olmakta. Bu yaklaşıma göre BM üyelerinden herhangi birine veya bir kaçına karşı silahlı bir saldırıda bulunulduğunda Güvenlik Konseyi toplanıp gerekli kararları alıncaya kadar BM üyeleri barışı ve güvenliği koruyabilmek amacıyla tek başına ya da topluca meşru müdafaa hakkını kullanabilirler.


Süreç içinde ABD güvenlik bürokrasisi, bazı bölgeleri işgal altında tutan PYD/YPG terör örgütüyle angajmanına son vermek bir yana, bunu artırmış ve ülkemizle mevcut Müttefik ilişkisine aykırı bir yaklaşım sergilemişti biz de defalarca uyarmıştık.

Türkiye, Trump dönemi ilk adımları Suriye üzerine atmıştı.

Alanı temizleyecek orta boyutta bir sınır ötesi harekatın kabul edilebilir demişlerdi.


Trump, Başkanlık seçim kampanyası sırasında Afganistan ve Irak başta olmak üzere, binlerce kilometre uzaktaki savaşlardan Amerikan askerlerini çekeceği sözünü vermişti. Trump, "Operasyonlara çok fazla para harcandığını, çok fazla Amerikalının öldüğünü ancak çok küçük bir karşılık alındığını" savunuyordu.
Suriye’den çekileceğini açıklayan Trump'ın bu adımı, dönemin ABD Savunma Bakanı Jim Mattis'in ve IŞİD'le Mücadele Koalisyon Özel Temsilcisi Brett McGurk'ün istifasına yol açmıştı.

2015’te Incirlik mutabakati obama ile imzalandi.
İncirlik’i IŞİD’ e dönük hava harekâtları için ABD’ye açtık.
Türkiye’nin istediği Suriyeli ılımlı muhaliflere yönelik eğit-donat programıni uyguladik. Bugunku oso - mso budur.

DEAŞ’ın ruh ikizi olan ve ülkemiz ve insanlarımızın yanı sıra Suriye halkına yönelik insanlığa karşı suçlarla müsemma PYD/YPG/PKK terör örgütünün palazlanmasına ve oldubittiler yaratmasına seyirci kalınamaz. Türkiye, teröristlerden temizleyerek kendi bekasını ve güvenliğini korumak, ayrıca Suriye’nin huzur, barış ve istikrarını sağlamak amacıyla güvenli bölgeyi hayata geçirmekte kararlı. 

Öyleki Türkiye'nin Suriye’de gerçekleştirdiği önceki askeri operasyonlar sonrasında temizlenen bölgeler yerel yönetimlere devredildi.

Fırat Kalkanı ve Afrin güvenli bölgelerine 500 bin mülteci, Türkiye’den gönüllü geri dönüş yaptı, güvenli bölgelerde insanca yaşamanın gereğini yerine getiriyoruz. 

Güvenlik, sağlık ve eğitim başta olmak üzere barınma yol, su, elektrik dahil tüm yerel yönetim hizmetlerini hiçbir ayrım yapmadan Suriyeli kardeşlerimizin kullanımına sunuyoruz. 

Cerablus’tan sonra El Bab’da iktisadi bilimler fakültesi Azez’de İslami İlimler Fakültesi, Afrin’de Eğitim Fakültesi acildi.

Haziran 2006 yılında "Armed Forces Journal" adli dergide emekli yarbay Ralph Peters tarafından yayımlanan "Yeni Ortadoğu Haritası" yer almıştı.

Türkiye bu riski görüyor ve  parçalanmayı hedefleyen bu kanlı haritalara karşı çıkıyor.
Postallara.
Değmesin mağbedemin gögsune namahrem eli....
Beka tehditi bu sınırları degistiren haritada sakli.


sözde haritalar çıktıpında daha Arab Baharı yoktu, yemen iç savaşı ve deaş da yoktu.
Irak ve Suriye parçalanmamıştı unutmayın.

Türkiye güçlüdür ve kararlıdır.

ABD son 40 senede birkackez sahit olunan hatalar yapti. 1982’de İsrail Lübnan’ı işgal ettiğinde, savaşın dönüm noktası Amerikan Bahriyelilerinin kışlalarının bombalı saldırıya uğramasıydı. Saldırıda 241 ABD askeri ölmüştü. 
1980-88 arasındaki İran-Irak Savaşında, batılılar Saddam Hüseyin’i desteklemiş, savaşın kazananı olmamıştı.
2003 yılından itibaren Saddam sonrası Irak’ı “İran karşıtı bir kaleye” çevirme çabaları ise kelimenin tam anlamıyla çöktü. Ve gunumuz. Barzani referandumu ve suriyede pkk ypg ile is tutmasi buyuk bir hata oldu.

Rusya, denklemde bizimle diyalogda.
Avrupa’nın tek isteği mültecilerin gelmesinin engellemesi. İran daha önce endişelerimizi haklı buluyordu.
Neyse, son söz; 
Balkanlar da bizim yadıgarımız.