Filistin'de, Gazze'de yaşanan insanlık dramı, hepimizin yüreğini dağlayan bir durum.
Filistin, yüzyıllardır İslam'ın kutsal topraklarından biri. Burası, peygamberlerimizin yürüdüğü, miraç mucizesinin gerçekleştiği, ilk kıblemiz olan Mescid-i Aksa'nın bulunduğu yer. Filistin halkı, tarih boyunca birçok işgale, zulme ve katliama direnmiş, ancak asla teslim olmamış, mücadele etmiştir.
Ancak, 1948 yılından beri, Filistin topraklarının büyük bir bölümü, İsrail tarafından işgal edilmiştir. İsrail, uluslararası hukuku hiçe sayarak, Filistinlilerin evlerini yıkmış, topraklarını gasp etmiş, yerleşimcileri yerleştirmiş, ayrımcı uygulamalar yapmış, Filistinlilerin temel hak ve özgürlüklerini ihlal etmiştir. İsrail, ayrıca, Gazze Şeridi'ni abluka altına almış, sık sık saldırılar düzenlemiş, binlerce sivili öldürmüş veya yaralamıştır.
Bu durum, uluslararası toplumun ve 2 milyar İslam Aleminin gözü önünde yaşanmaktadır. Ancak, ne yazık ki, uluslararası toplum ve İslam ülkeleri bu konuda yeterli ve etkili bir tutum sergilememiştir. BM İnsan Hakları Konseyi, Filistin'de insan hakları ihlallerini soruşturmak için komisyon kurulmasına karar vermiştir. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında "çok sayıda sivil ölümün ve yaralanmanın yaşanmış olmasının kaygı uyandırıcı olduğunu" ve "savaş suçu teşkil edebileceği" uyarısında bulunmuştur. Ancak, bu karar ve uyarılar, İsrail'in işgaline, yerleşimcilere ve ayrımcılığa karşı mücadele etmek için yeterli değildir.
Filistin halkı, yaşadığı acılara, zorluklara ve baskılara rağmen, asla pes etmemiş, direnmiş ve umudunu korumuştur. Filistinli yazarlar, şairler, sanatçılar, aktivistler ve sivil toplum örgütleri, Filistin davasını dünyaya duyurmak için büyük çaba göstermiştir. Filistinli şair Mahmud Derviş, bir şiirinde şöyle demiştir:
“Füze sizden, taş bizden
Kılıç sizden, kan bizden
Ateş sizden, can bizden
Saatlerinizi de alın vaktimizden
Ve defolun!
Nerede yaşayacaksanız yaşayın
Ama durmayın artık aramızda!
Nereden çağıracaksanız çağırın ecelinizi
Kirletmeyin güvercin ellerimizi
Çekin elinizi ekmeğimizden ve tuzumuzdan
Yaramızdan, suyumuzdan ve toprağımızdan
Alın hissenize düşeni de kanımızdan
Haydi defolun!
Ey kelimelerin ardı sıra gidenler!
Yüklenin sırtınıza isimlerinizi
Silin hatıralarımızdan tüm resimlerinizi
Ve defolun!” diyerek haklı davasını haykırmıştır.
Filistinli yazar İbrahim Nasrallah, "Gazze'de Yaşamak" kitabında, Gazze'nin tarihini, kültürünü, insanlarını ve direnişini anlatmıştır. Kitabın arka kapağında şöyle yazmaktadır:
Gazze'de Yaşamak, Gazze'nin tarihine, kültürüne, insanlarına ve direnişine ışık tutan bir roman. Gazze, dünyanın en büyük açık hava hapishanesi olarak bilinir. Ancak, Gazze, aynı zamanda, en büyük umut ve hayat kaynağıdır. Gazze, her gün yeni bir mucize yaratan, her gün yeni bir kahraman doğuran, her gün yeni bir destan yazan bir yerdir. Gazze, yaşamak için değil, yaşatmak için var olan bir yerdir.
Filistin davası, sadece Filistinlilerin değil, tüm insanlığın davasıdır. Filistin davası, sadece siyasi bir mesele değil, aynı zamanda insani, ahlaki ve vicdani bir sorumluluktur. Kudüs, dünyanın anahtarıdır. Bu anahtar, kimin elindeyse, dünya düzeni de ona göre şekillenir. Kudüs, Müslümanların elindeyken, dünyada huzur, adalet ve barış hakimdi. Ne zaman ki Kudüs, başkasının eline geçti, dünya huzurunu kaybetti. Filistin halkına destek vermek, onların haklı mücadelesine katılmak, hepimizin görevi ve sorumluluğudur. Bu konuda, yapabileceğimiz birçok şey vardır. Bunlardan bazılarını sizlere şöyle sıralayabilirim:
- Filistinli sivil toplum örgütlerinin taleplerine kulak verelim ve onlara maddi, manevi ve siyasi destek sağlayalım. Filistinli insan hakları örgütü Al-Haq, İsrail'in işgaline, yerleşimcilere ve ayrımcılığa karşı mücadele ettiğini ve uluslararası toplumdan da bu konuda sorumluluk üstlenmesini istediğini açıklamıştır. Al-Haq'un web sitesini ve sosyal medya hesaplarını ziyaret ederek, onların çalışmalarını takip edebilir, onlara bağış yapabilir, onlara mektup yazabilir, onlara destek için imza kampanyası düzenleyebilirsiniz.
- Filistin halkının yaşadığı acıları, özellikle Gazze’de yaşanan soykırımı, zorlukları ve haklı direnişi anlatalım. Filistinli yazarlar, şairler, sanatçılar, aktivistler ve sivil toplum örgütlerinin eserlerini okuyalım, paylaşalım, yorumlayalım. Filistinli yazarlar, şairler, sanatçılar, aktivistler ve sivil toplum örgütlerinin eserlerinin daha çok kişilere ulaşmasını sağlayalım. Filistinli yazarlar, şairler, sanatçılar, aktivistler ve sivil toplum örgütlerinin eserlerini, kendi dillerimize çevirelim, yayınlayalım, tanıtalım. Bunları yapalım ki Filistin davasının ne olduğunu daha çok kişiye anlatmış olalım.
- Filistin halkına duyduğumuz sevgi, saygı ve dayanışmayı ifade edelim. Filistin halkının yanında olduğumuzu, onların acılarını paylaştığımızı ve onlara dua ettiğimizi söyleyelim. Filistin halkının özgürlüğüne, bağımsızlığına ve barışına kavuşması dileğimizi yineleyelim. Sadece sözde değil eylemlerimizle de destek olmalıyız.
- Filistin'de yaşanan insan hakları ihlallerine karşı mücadele etmenin birçok yolu vardır. Yahudi mallarının boykot edilmesi de bu yollardan biridir. Hatta bence en önemli ve etkili tepkilerden biridir boykot. Yahudi mallarının boykot edilmesi, sadece İsrail'in işgaline, yerleşimcilere ve ayrımcılığına karşı bir tepki olarak değil, aynı zamanda, Filistinli halka ve sivil toplum örgütlerine destek olarak yapılmalıdır. Yahudi mallarının boykot edilmesi, Filistinli halkın taleplerine uygun olmalı, onların haklarını korumaya yönelik olmalıdır. Bütün varlık gayesi, dini, imanı para olan bir toplum ancak bundan anlar. Ekonomik olarak zayıflayan bir Yahudi lobisi dünya siyaseti üzerindeki etkisini de yitirecektir.
- Yahudi mallarının boykot edilmesi, son olarak, sadece ekonomik bir eylem olarak değil, aynı zamanda, siyasi, kültürel ve sosyal bir eylem olarak da yapılmalıdır. Yahudi mallarının boykot edilmesi, sadece Yahudi ürünlerini satın almamak veya kullanmamak değil, aynı zamanda, Yahudi kurumlarını, şirketlerini ve bireylerini izole etmek, onlara baskı yapmak, onları protesto etmek, onları kınamak, onları yargılamak, onları cezalandırmak anlamına da gelmelidir.
- Bu konuda, çocukları, toplumu bilinçlendirmek, önemli bir görevdir. Bu görev İslam dünyasının değerli eğitimcilerine ve din alimlerine düşmektedir.
- Filistin davası, bizim davamızdır. Filistin halkı, bizim kardeşimizdir. Filistin toprakları, bizim vatanımızdır. Daha düne kadar Ulu Hakan Abdulhamit’in korumasında bulunan Kudüs’ün tekrar özgürleşmesi bizim ellerimizdedir. Bağımsız ve bütünleşik bir Filistin ve özgür bir Kudüs için mücadeleye devam etmeliyiz.
Unutmayalım ki, Filistin davası, sadece Filistinlilerin değil, tüm insanlığın davasıdır. Allah, Filistinli kardeşlerimizi korusun, yardımcısı olsun, zaferini nasip etsin. Amin.
4 Kasım 2023
Adem Keven