Birçok yabancı seyyah, eserlerinde Türkler in yardımseverliklerinden bahsederken, hayvanlara karşı olan sevgilerini de dile getirirler. Thevenot, seyahatnamesinde:

'; Onların iyilikseverliği hayvanlara, bu arada kuşlara kadar ulaşır. Her gün birçok kimse pazarlara kuş satın almaya gider ve bunları serbest bırakırlar. Söylediklerine göre, bu kuşların ruhları, kıyamet gününde Allah ın huzurunda onların iyiliklerine şahitlik edeceklerdir.'

Moltke ise Türkiye Mektuplarında, 'Türkler hayırseverliklerini hayvanlara karşı bile gösterirler. Ü sküdar da bir kedi hastanesi bulursun, Bayezid Camii nin avlusunda da güvercinler için bir bakım yeri vardır' diyerek şöyle devam eder:  'Birçok mezar taşının altı oyulmuştur. Buraya yağmur suları toplanır ve sıcak yaz günlerinde köpekler ve kuşların susuzluklarını giderebilme vazifesini görür. Müslümanlar hayvanların şükranının da insanlara hayır getireceğine inanırlar.'

***

Seyyah Le Brayn, 'Türklerin iyiliği insanlarla sınırlı değildir. Hayvanları ve kuşları da içine alır. İhtiyarlara ve çocuklara gösterdikleri büyük ilgi gibi hayvanlara iyilik etmekten de zevk alırlar. Leylek ve kırlangıçlar kovulma tehlikesine maruz kalmaksızın istediği Türk evinin üzerinde yuvasını yapabilir.' demiştir.

***

Fransız seyyah A. L. Castellan ise bu güzellikleri şöyle yansıtır: 'Bir Türk meskeni inşa edilirken, güvercinlerin ve diğer kuşların susuz kalmamaları için münasip yerlere yalaklar yapmak Türk sivil mimarisinin vazgeçilmez özelliklerindendir. İstanbul`a hububat, gemilerle gelir ve limanlara boşaltılır. Binlerce kuş boşaltmayı bekleyip hücuma geçer. Onlar için çuvallar açılır ve Türk gümrüğünün harçolarak aldığı miktardan fazlasını tüketirler.'

****

Castellan bahsettiği bu özel yapılar olan 'Kuş Evleri'ni hiçgezip gördünüz mü?

Ecdad, hamiyet ve merhamet gibi yüce duygular konusunda öyle ileri gitmiştir ki, mimariden sanata birçok alanda bunu izlerini görebilirsiniz. Oluşan bu hissiyatın vücut bulduğu en değerli mimari yapılardan biri ise kuş evleridir.

'Kuş sarayı', 'serçe sarayı' ve 'kuş köşkü' gibi adlarla anılan bu yapılar, ecdadın nezaket, zarafet ve iyilik temelleri üzerine kurduğu yaşam felsefesini mimari olarak yansımasıdır.

Gezip, gördüğünüzde Türk sanatını şekillendiren sanatkârların ince zevkini, geniş hayal gücünü, ayrıntılara verdiği önemi  farkedersiniz. Kuş evleri inşasında titizlikle çalışılırdı. Mümkün olduğu kadar yüksek yerlere yapılmaya çalışılan kuş evleri bu yolla yırtıcı hayvanların saldırılarından korunuyordu. Rüzgârın geliş yönü ve güneşin vuruş açısı gibi hesaplamalar yapılarak inşa edilen kuş evleri, ileri bir duyarlılık ve zahmetle yapılırdı.

****

Osmanlı mimarisinde 17. yüzyılın sonlarından itibaren görülmeye başlandı, 18. yüzyılda ise birçok yapının üzerinde inşa edilerek yaygınlaştı. Osmanlı Devleti döneminde yaptırılan kuş evlerine başta İstanbul olmak üzere ülkenin dört bir yanında rastlanmaktadır. Batıdaki kadar heykel ve kabartma kullanmayan Osmanlı binalarının  dış cephelerini  kuş evleri hareketlendirmiş ve süslemiştir.    Çoğunlukla güvercin, serce, kırlangıçve leylekler için tasarlanan bu mimari yapılar, ilk dönemlerde cami, medrese, kütüphane, han, kilise gibi yapıları süsledi, ardından özel konutların duvarlarında da yer verilmeye başlandı. Öyle ki ecdadın elinin değdiği her yerde bir kuş evi görebiliriz.

***

Çoğunluğu taştan, ahşaptan, pek azı da tuğladan yapılan evler, iki grup olarak sınıflandırılır. Birincisi ve çoğunluğu, bina cephelerinden dışa taşkın yapılan hücre veya odacıklar şeklinde olanlardır. Buna örnek ise Ü sküdar Ayazma Camii, Eyüp Şah Sultan Sebili dir. Bunlar, bazen konsollar üzerine cumba şeklinde ileri doğru uzatılmış tek katlı köşk veya yalı görünümünde minik yapılara ya da çok katlı saraylara benzerler. İkinci grup kuş evleri ise, bulundukları binaların cephe duvarları arasına niş şeklinde oyulmuş odacıklar halindedirler.

***

Kuş evlerinin ahşap örnekleri yangınlar sonucu günümüze ulaşamamıştır.

***

Bazı kuş evlerinde sakaların, serçelerin beslenmesi içi yemlikler, suluklar, inip çıkabilmeleri için merdivenler, başlarını çıkarıp etrafı kolaçan edebilmeleri için balkonlar bulunur. Bu evlerin en güzel örnekleri ise, İstanbul Ü sküdar daki Yeni Valide, Ayazma-Selimiye camilerinde ve Topkapı Sarayı ndaki Darphane nin içavlusundaki binada yer alır.

İstanbul`un bilinen en eski kuş evleri 1504`te inşa edilen Bali Paşa Camisi`nde bulunmaktadır. Bugün Fatih Millet Kütüphanesi olarak bilinen Feyzullah Efendi Medresesi`nin caddeye bakan cephesinde bir dizi kuş köşkü göze çarpar. Ü çkonsol üzerine oturtulmuş ve meyilli bir çatı ile örtülen köşkler tamamen tuğladan yapılmıştır. Medresenin arka cephesinde ise taştan oyulmuş yıldız motifleriyle süslü başka bir kuş köşkü görülür.

***

Büyük Çekmece Köprüsü, Tokat ta Ulu Cami, 17. yüzyılda İstanbul da Yeni Cami, Niğde de Kiğılı Camii, Antakya da Ulu Cami, Amasya da Sultan Bayezid Camii gösterilebilir. 18. yüzyılda ise İstanbul da Nuruosmaniye Camii, Ü sküdar Ayazma Camii, Selimiye Camii, Taksim Maksemi, Zeyrek Şebsefa Mektebi, Saraçhane Amcazade Hüseyin Paşa Mektebi ni göstermek mümkün. Bunların içinde en önemlisi ise Topkapı Sarayı Darphane-i Amire binasında, çok katlı sarayı andıran, oymalı sırça köşk kuş evidir.

***

Günümüze sağlam olarak gelen kuş evlerinin bulundukları yapılar arasında en güzel örnekler, Nevşehir Kurşunlu Camii Kütüphanesi, İstanbul da Taksim Maksemi, Ü sküdar Ayazma Camii, Lâleli deki Sultan III. Mustafa ve III. Selim türbesi, Selimiye Camii ve Eyüp Şah Sultan Mektebi ile Kayseri Şeyh İbrahim Tennurî Çeşmesi dir.

***

İstanbul da Sultan III. Selim tarafından yaptırılan Selimiye Camii nin duvarlarında ve cami ayaklarında yer alan köşk biçiminde iki kuş evinin, geniş ve büyük kafeslerle çevrili olduğu görürüz. Ü sküdar Yeni Valide Camii nin bütün cephelerinde bulunan kuş evlerinden ikisi ise cami şeklindedir

***

İstanbul da bulunan diğer nadide kuş evlerinden bazıları ise, Feyzullah Efendi, Seyyid Hasan Paşa medreseleri, III. Mustafa Türbesi, Çukurçeşme Hanı, Balat Ahrida Sinegogu nda bulunuyor.

***

İstanbul Laleli semtindeki Laleli Cami nin alt kapısının yanındaki III. Sultan Mustafa nın türbesinde kuş evlerinin estetik güzelliği ve binanın köşesindeki konumu hayranlık uyandırır.

***

İstanbul Ü sküdar daki Ayazma Camii, Sultan III. Mustafa tarafından yaptırılır. Yapının en ilgi çekici tarafı ise çeşitli biçimlerdeki kuş evlerini bünyesinde barındırmasıdır. Sultan I. Mahmud tarafından yaptırılan İstanbul Taksim Maksemi nde de giriş cephesinde konsollara oturan birbirinin simetriği iki kuş evi bulunur.

***

Kayseri de, Şeyh İbrahim Tennurî Çeşmesi ndeki üçkatlı kuş evi ile İstanbul Laleli deki Sultan III. Mustafa ve III. Selim in türbesindeki kuş evleri yine zarif örnekler olarak karşımıza çıkar.

***

Kuş saraylarına İstanbul`daki bazı kilise ve sinagoglarda yapıldığını da görüyoruz. Bu güzel örneklerden Fener`deki Ayios Manastırı`nda yer alan kuş sarayını kendine has mimari üslubuyla sizi beklemektedir. Türk mimari üslubunun belirgin özelliklerini yansıtan evler, başka hiçbir Hristiyan yapıda mevcut değildir. İstanbul`un eski semtlerinden Balat`ta bulunan Ahirda Sinagogu`nda bulunan kuş evleri yapının arka cephesindeki pencerelerin yanında bulunur. Çift konsol üzerine oturtulmuş olan köşkler iki gözlü evciklerden oluşur.