Boğaziçi Ü niversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümü öğrencisi yirmi yaşındaki Ali Umut Usta otostop ile dünya turuna çıkıyor.

İlk otostop deneyimlerine Türkiye`de 4 yıl önce başlayan ve Ocak 2019 tarihinden itibaren bu alanda yoğunlaşan BÜ öğrencisi Usta İstanbul`dan 'otostop çekerek' İstanbul-Trabzon, Trabzon-Batum, Batum-Tiflis, Tiflis-Trabzon, Trabzon-Ankara, Ankara-Mersin, Mersin-İzmir ve İzmir-İstanbul etaplarını sorunsuz bir şekilde gerçekleştirmiş.

Otomobil, kamyon, polis arabası, kaymakam makam aracı, traktör, iş makinası ve motorsiklet gibi birbirinden farklı ulaşım araçlarla yol alan Ali Umut Usta`nın yeni hedefi ise otostop ile dünya turuna çıkmak.

Kendini 'yürüngen insanlar' kategorisine dâhil eden Boğaziçi Ü niversitesi öğrencisi Ali Umut Usta ile otostop maceraları ve dünya turu hayali üzerine konuştuk.

`height=

Sizi tanıyabilir miyiz?

Merhabalar ben Ali Umut Usta. 1998 yılında Trabzon`da doğdum ve Boğaziçi Ü niversitesi`ni kazanana kadar orada yaşadım. Memur bir ailenin dördüncü çocuğuyum, dört kardeşten en küçüğüyüm ve en yakın kardeşim benden 11 yaş büyük. Liseyi Türkiye`nin ilk dokuz köy enstitülerinden biri olan Beşikdüzü Anadolu Öğretmen Lisesi`nde okudum ve o okuldan Boğaziçi Ü niversitesi`ni kazanan sayılı öğrencilerdenim.

Boğaziçi Ü niversitesi`nde öğrencilik hayatınız nasıl devam ediyor?

Boğaziçi Ü niversitesi bana dünyanın sandığım kadar küçük olmadığını gösteren ilk araçlardan biri benim hayatımda. Bu okul size öncelikle birçok görüşü öğretiyor, sonrasında onlara saygı duymayı öğreniyorsunuz.

Boğaziçi Ü niversitesi öğrencilerini geleceğe hazırlıyor

Okul bizi geleceğe hazırlıyor yani birey yapıyor bizi. Bunu derslerle, arkadaşlık ilişkileriyle projeler ve bu tarz şeylerle yapıyor ve en önemlisi bize büyük düşünmeyi öğreten bir okul. Çünkü burada imkânsızın sadece gitmeyi seçmediğimiz bir yol olduğunu anlıyoruz. Etrafımızdaki bin bir çeşit zeki insan bize bunları gösteriyor ve bir süre sonra siz de o zeki insanlarla yaşamaya alışıp iyi şeyler yapmaya çalışmaya başlıyorsunuz.

İyi de İngilizce hazırlık sınıfını bir yılda geçememişsiniz! Remedial öğrencilerin karşılaştıkları sorunlar neler?

Öncelikle barınmak bizim için büyük bir problem. Çünkü okulumuz bize yurt imkanı sunmuyor ve bu çoğu arkadaşımın memleketine dönmesine neden oldu. Ve bu durum büyük bir psikolojik sorun.

Ayrıca Boğaziçi Ü niversitesi`ni kazandığımız için ailemiz başarısızlıklarımızı kabullenemiyor ve üzerimizde büyük bir baskı oluyor. Sınavlardaki dış ve içetmenlerden olan başarısızlıklar ise bu psikolojik baskıyı arttırıyor.

Peki bu durumdaki öğrencilerle kim/kimler ilgileniyor?

Şahsen ben araştırınca her şeyin olduğunu gören bir insanım. Kimileri 'bizle ilgilenen yok' tarzı şeyler diyebilir, ama aksine var. Mesela Boğaziçi Yöneticiler Vakfı remedial öğrencilerin bursunu devam ettiriyor, belli koşullar altında. Bu büyük bir nimet bizim için. Ayrıca vakıf bayan öğrencilere barınma için de imkân sunuyor, ayrıca okulda bizimle ilgilenen insanlar da var.

Hazırlığı niye geçemediniz? Çok mu geziyorsunuz?

Açıkçası yoğun sınav temposundan sonra birazcık tatile ihtiyacım vardı ama sanırım biraz uzun tuttum bu tatili ve hazırlığı geçemedim. Çok gezdiğim söylenemez(di)! Önceden her öğrencinin gezdiği kadar, tatillerin el verdiğince geziyordum ama remedial senemde çok gezdim. Evet ama geçemememin asıl nedeni geldiğim yer. Bizim orada İngilizceye çok önem vermiyolardı ki biz de pek önemini kavrayamamıştık.

Yollarda kendini arıyor

Yollarda neler arıyorsunuz? Otostop fikri nasıl gündeminize geldi?

Yollarda kendimi arıyorum. Bu tarz yıllarda (gap years) düşünmeye çok zaman oluyor. Bu dönemde kendimi ne ölçüde tanıdığım sorusuyla karşılaştım ve bunun için yollara düştüm ve olayın yolda olmak olduğunu anladım. Çünkü yolda karşınıza her şey gelebilir ve bu durumlar kendinizi tanımanızda size yardımcı olur. Otostopu liseden beri çekiyordum. Okulum evime uzaktı. Ben otostop çekerek para biriktirirdim bu sene ise neden uzak mesafelere otostopla gitmiyorum dedim ve başarabildiğimi fark ettim.

Otostopla Batum ve Tiflis`e gitti

Şimdiye kadar bu yolla nerelere gittiniz?

Trabzon içinde defalarca yaptım. İstanbul`da ise hazırlık kampüsünün uzak olmasından ve ulaşımın sık olmamasından dolayı orada da kullandım ama büyük çaplı ilk otostopum Ankara`ya gitmekle oldu ve üçkere Ankara`ya gittim. Sonrasında ise Trabzon, Batum, Tiflis, Mersin ve İzmir gibi yerlere gittim.

Otostopçu için aracın önemi yoktur

Hangi araçlara bindiniz?

Açıkçası bir otostopçu için aracın önemi yoktur, önemli olan yol kat etmektir, bu yüzden neredeyse beni almak için duran her araca bindim, ama henüz gemi kullananmadım. Onu Cebelitarık`tan Fas`a geçerken kullanmayı düşünüyorum.

Sizi aracınıza alanlar nasıl tepki gösteriyor?

Genelde hoş karşılanıyorum. İnsanlar beni seviyor, onlara yol arkadaşı olup hikâyelerimi anlatıyorum, onlar da beni gideceğim yere götürüyor. Beni evine davet eden, yemek yediren ve para veren bir sürü insan oldu.

Güvenli mi sizce bu işler!

Otostopun güvenlik konusuna gelince kesinlikle korkacak bir şey yok, çünkü bu olay karşılıklı güven meselesidir, şoförün size bir şey yapma ihtimali olduğu kadar sizin de ona bir şey yapma ihtimaliniz vardır. Bu bizim aramızdaki gizli bir anlaşmadır, bu yüzden bir şey olmaz, olan insanlığımıza olur, önyargılarımızı kırarız.

Otostopla yolunuz uzamıyor mu? Vakit kaybı nakit kaybı kadar değerli değil mi?

Öğrenci olduğum için olmayan naktimi kaybedemem, vaktim ise elimde olan tek şey ve onu iyi kullanmalıyım ve kesinlikle otostop zaman kaybı değildir, gerçek hayattır ve okulda öğrenemeyeceğiniz birçok şeyi öğrenirsiniz. Gideceğim birçok yere aynı yöne giden otobüslerden daha hızlı gidiyorum.

Dünyayı gezme fikri nereden aklınıza düştü?

İlk planım Fransa`ya gitmekti sonra bunu nasıl yapacağımı araştırmaya başladım. Simyacı`yı okudum ve neden İspanya`ya gitmiyorum dedim. Oradan neden Fas`a gitmiyorum, derken fikir dünya turuna döndü. Ayrıca Barkın Laçin Özdemir ile BYV`nin Story etkinliğinde tanışmıştım o da benim yaşlarımda ve tüm kıtalara ayak basmış en gençTürk. Onunla tanıştığım zaman yoktu kafamda bu kadar büyük çaplı bir seyahat ama sonradan büyüdü olay.

Aileniz bu işlere nasıl tepki veriyor?

Tabii ki de endişelendiler, ama onlara mantıklı açıklamaları yaptım ve beni tanıdıkları için bana inanmaya başladılar, ama her ebeveyn gibi hiçbir zaman içleri rahat olmayacak.

Amacınız nedir? Neyi hedefliyorsunuz?

Amacım 365 günde 7 kıta ve 7 harika. Eğer bunu başarabilirsem bütün kıtalara ayak basmış en gençTürk olacağım, ama bu sadece maddi amaçbu.

İnsanlara umut olmak istiyor

Manevi amacınız nedir?

Manevi amacım ise insanlara umut olmak, çok sıradan bir insanın parasız pulsuz bir şekilde dünyayı gezebilecek olması insanlara hayallerinin peşlerinden koşmaları için bir neden olabilir, eğer birileri benim sayemde gülerse;

Gelecek kaygınız yok mu? Okulunuzun uzaması sizi endişelendirmiyor mu?

Kesinlikle yok, çünkü gelmemiş bir şeyden kaygılanmak mantıklı gelmiyor ve bu tarz sorular insanları yollarından döndürüyor.

Bu gezinin bana neler kazandırabileceği tahmin bile edilemez ve ben gitmeden böyle düşünmeye başlarsam hiçgidemem. Okul bana inanılmaz şeyler katan bir kurum. Onun uzaması beni endişelendirmez çünkü gelecekte böyle bir fırsatımın olmayacağını biliyorum.

Pekiyi bu uğurda ne zaman yollara düşeceksiniz?

Bü İngilizce Hazırlık Sınavı -biz buna kısaca 'Prof' diyoruz- 21 Mayıs Salı günü. Sınavdan sonra Trabzon`a dönüp ailemi son kez göreceğim, ondan sonra takriben Haziranın ortalarında besmele çekip çıkmayı düşünüyorum bir aksilik olmazsa.

Rotanız belli mi?

Tabii ki de. Kabataslak bir rotam var. Ama karşıma çıkabilecekleri tahmin bile edemezken rota konusunda nasıl emin olabilirim! Bir kent beni aşırı etkiler, orada daha uzun bir süre kalabilirim, gideceğim rotada savaş çıkabilir, bu durumda yolumu değiştiririm. Otostop çekmek istemem, kalırım. Yani bu bana bağlı, ben ne istersem o olacak biiznillah.

Peki tüm bunlar için cebinizde kaçlira var?

Tam olarak 800 lira; Ama ailemin yolladığı para da var her ay onlarla hayatta kalmaya çalışacağım.

800 lira tabii ki yetmez. Bu parayla Bosna`ya bile gidemezsiniz. Tüm dünyayı nasıl dolaşacaksınız?

Daha önce dediğim gibi gidilir, yapılır, edilir, bunlar sadece bizim koyduğumuz engeller. İnsanlar isterse her şeyi yapabilir, ben Türkiye içindeki 5000 km.`lik otostopumda toplamda 100 lira harcadım ve sadece yemeğe gitti bu para.

Hırlısı var, hırsızı var; Tanımadığınız insanların araçlarına biniyorsunuz hiçkorkmuyor musunuz?

Az önce bindiğim araçların sürücüleriyle aramızda olan gizli anlaşmadan söz ettim. Bunun yanı sıra zaten kötü niyetli adamlar almıyorlar bizi ve ben insanın kalbinde ne varsa karşısına onun çıkacağına inanan bir insanım.

Dünya korkulacak bir yer değil

Tabii ki de soyulma ihtimalim, hatta ölme ihtimalim var, ama elimden gelen önlemleri aldığım sürece dünya korkulacak bir yer değil. Hırlı ve hırsız her yerde var.

Gideceğiniz yerlerde nerelerde kalacaksınız?

Couchsurfing diye bir uygulama var onun sayesinde insanların evinde ücretsiz bir şekilde kalabiliyorsunuz.

Uygulamanın içeriğinden de söz eder misiniz?

Kültür alışverişi üzerine bir uygulama. İnsanlar gönüllü. Zaten bunun yanı sıra çadırım var, kalacak ev bulamazsam çadırda kalırım, tren garlarında kalırım veya hostellerde çalışıp paramı da kazanırım, barınma işini de böylelikle hallederim.

Hiçtanımadığınız kişilerin evinde kalmaktan söz ediyorsunuz. Cidden kendinizi iyi hissediyor musunuz?

Evinde kalacağım insanların profillerine bakarak onlar hakkında fikir sahibi olabiliyorum ve onlar da keza benimkine bakıyorlar ve yeni insanlar, yeni ülkeler, yeni kültürler tanıdığım için kendimi harika hissediyorum.

İnsan umduğunu değil, bulduğunu yer!

Gideceğiniz ülkelerde ne yiyip ne içeceksiniz?

İnsan umduğunu değil bulduğunu yer demiş atalarımız. Yemek konusunda hiçseçici değilim ne çıkarsa yerim. Ama tabii ki gideceğim yörelerin yöresel yemekleri önceliğim olacaktır.

Ali Umut, yürüngen insanlar kategorisinde!

Sağlığınızdan endişe etmiyor musunuz?

Gitmeden önce gideceğim yerlerle alakalı endemik hastalıklar için aşı olmayı düşünüyorum ve uzun bir yolculuk olacağı için hayat sigortası yaptırma planım var, ama bunun için yeterli param yok. Bakalım bir şekilde hallederiz diye düşünüyorum. Diğer bir yandan bu zorlu yolculuğu kaldırabilecek bir fiziksel gücüm var, çünkü böyle yaşayan bir insanım, zaten kendimi yürüngen insanlar kategorisine koyuyorum.

Kendinizi nasıl güvende hissedeceksiniz?

Sanırım bu gezinin bana katacağı en büyük şey bu olacaktır. Mülkiyet ve aidiyet duygusunu benden silip beni dünya vatandaşı yapmasını umuyorum. Böyle olursa da her yerde güvende hissederim. Ama tabii ki başlarda hiçtanıdık simalar görememek, Türkçe konuşamayacak olmak, rahatça sarılabileceğim insanların olmayacak olması beni endişelendiriyor ama teknoloji gelişti, ailemle, arkadaşlarımla rahatlıkla görüşebilirim.

Ü lkeler arasında geçişleri nasıl yapacaksınız? Pasaport sorunu olmayacak mı?

Yeşil pasaporta sahibim ve çoğu ülkeye girebiliyorum o yüzden bu bir sorun değil.

Ne diyelim, yolunuz ve bahtınız açık olsun.

İlginiz için teşekkür ediyorum.