İstanbul 2 Nolu Barosu’nun başarılı avukatlarından, 2 Nolu Baro Başkan Adayı Av. Ahmet Yılmaz ile öğrencilik yılları, meslek hayatı, STK hizmetleri, İstanbul 2 Nolu Barosu nezdinde gerçekleştirmeyi planladığı hizmetlere dair gerçekleştirdiğimiz e-mülakatı değerli okuyucularımızın irfanına arz ediyorum.
İbrahim Ethem Gören: Ahmet Bey sizi tanıyabilir miyiz?
Av. Ahmet Yılmaz: Ben Ahmet Yılmaz. Önce insan, sonra avukatım. İnsan, kendisini sadece sözlerle tanıtmakta biraz zorlanabiliyor. Bir insanın kendisini ne kadar tanıdığı da meçhul. Ama öz geçmiş mahiyetinde biraz bahsedecek olursam, 5 Ekim 1978 yılında Ordu’nun Ünye ilçesinde dünyaya geldim. Bu tarihin benim için bir önemi var. Merhum Fethi Gemuhluoğlu benim hayatımda çok önemli bir yere sahiptir. Ondan çok şey öğrendim. Kıymetli bir münevverdir. Fethi Gemuhluoğlu 5 Ekim 1977 yılında vefat etmiş ve ben, Fethi ağabeyin vefâtından tam bir yıl sonra dünyaya gelmişim.
Rahmet olsun Fethi Bey üstadımıza. Fethi Bey’in misyonu günümüzde hem kitaplarıyla, hem talebeleriyle, hem de mahdumları Ali ve Selman Beylerle birlikte devam ediyor.
İlk ve orta öğrenimimi Ünye’de tamamladıktan sonra 1996 yılında Tekirdağ İmam Hatip Lisesi’nden mezun oldum. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 2001 yılında mezun olduktan sonra serbest avukat olarak çalışmaya başladım. Aralarında, Karate Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği, Ata Sporları Vakfı Mütevelli Heyeti Üyeliği, Hikev Mütevelli Heyeti Üyeliği, Ünder Başkanlığı, Ordular Kültür Derneği Yönetim Kurulu Üyeliği, İstanbul Ünyespor Yönetim Kurulu Üyeliği ve Ufuk Yıldızı İzcilik Derneği Kurucu Üyeliği de bulunan birçok sivil toplum kuruluşunda görev aldım. 2020-2024 yılları arasında da Hukukçular Derneği Başkanlığı yaptım. Evliyim ve üç çocuk babasıyım. Bunlar bir insanı tanıtan ya da tanıtmaya yeterli hususlar mıdır bilemiyorum ancak kendimden kısaca bu şekilde bahsedebilirim.
Âlâ. Avukatlık mesleğini hangi mülahazalarla tercih ettiniz ve avukatlık bir meslek olarak nezdinizde hangi karşılıkları buluyor? Bu kısımda meslek hayatınıza da müşfikâne nazar edelim.
Daha önce muhtelif yerlerde bu soruya cevap verme fırsatı bulmuştum. Huzurunuzda tekrar ifade etmekten memnuniyet duyuyorum.
Lütfen…
Benim hukuk okumamda ve avukat olmamda ilkokul öğretmenimin çok büyük etkisi ve katkısı olmuştur. Kendisi hukuk okumamı ve avukat olmamı istemişti. Bunu bana söylediğinde ilkokul 3. sınıftaydım. Bilirsiniz o dönemlerde bir çocuğun kahramanı çoğunlukla öğretmenidir ve benim için de öğretmenimin yeri çok ayrıydı ki kendisiyle hâlâ görüşürüm. Öğretmenimin bu isteği beni etkilemişti ve bir karşılık bulmuştu. Sonraki yıllarda babam bir trafik kazası geçirdi. Benim için ağır ve travmatik bir hadiseydi. Belediyeye ait bir kamyon bile isteye babamın kullandığı traktörü yoldan çıkararak, takla atmasına sebep olmuştu. Babamla birlikte traktörde bulunan iki akrabam tabiri caizse ölümden dönmüştü. Bu kazanın neticesi olan davaların takibini Ünye’de bulunan kadın bir meslektaşımız yapmıştı. İlk defa hukukla karşılaşmam, avukatla tanışmam bu vesileyle oldu. Burada yaşadığımız birtakım zorluklar, hukuk okuma ve avukat olmam konusundaki kararımı pekiştirmişti. Haksızlığa uğramak, hakkını alamamak, kendini müdafaa edememek çok kötü bir duyguydu. Bu olaydan sonra hukuk okuyarak topluma ve insanlara daha fazla faydalı olabileceğimi düşünmeye başladım. Liseyi okuduğum Tekirdağ İmam Hatip Lisesi’nde hocalarımızdan daha detaylı öğrendiğimiz hak, hukuk, hakikat, adâlet gibi kavramların insanların hayatında ve toplum düzeninde ne kadar önemli olduğunu gördüm. Ve benim için hukuk okumak, avukat olmak vazgeçemeyeceğim bir ideale ve hedefe dönüştü.
Meslek hayatımda da bunu hep hatırladım. Hiç unutmadım. Mesleğime bu gözle baktım ve bu yolda, şahsıma emek vermiş herkese karşı yüksek saygı besledim. Örneğin baro başkanlığına aday olmadan önce yanında staj yaptığım üstadımı arayıp iznini aldım. O izin verdikten sonra adaylık sürecini başlattım. Mesleğim, serbest avukat olarak geçti. Az evvel de belirttiğim gibi kendimi önce insan, sonra avukat olarak tanımladım. Bu süreçte mesleğimin saygınlığına, meslektaşlarımla olan dayanışmaya ve müvekkillerim nezdinde özellikle avukatlığa duyulmasını istediğim itibara halel getirecek tüm davranışlardan kaçındım.
Av. Ahmet Yılmaz: Savunma kıymetli bir haktır.
Savunma kıymetli bir haktır, bu hakka hizmet eden avukatlık mesleği de önemlidir. Bugün baktığımda bir kişinin bile derdinin çözümünde ufak da olsa emeğim varsa sadece bunun için bile iyi ki avukatım diyebiliyorum. Ve iyi ki avukatım.
Türkiye’de hukuk eğitiminin vasfının düştüğüne dair eleştiriler var. Bu konuda barolara düşen sorumluluklar nelerdir? Bu noktada Baronuz ne gibi projeler üretecek?
Birazdan yeri gelirse daha detaylı konuşuruz belki ama bizim İdeal Hukuk Hareketi olarak baro yönetimini meslektaşlarımızın tarafımıza lâyık görmesi halinde baroyu hangi anlayışla yöneteceğimize ilişkin belirlediğimiz ilkeler var. Bu ilkelerimize ideal hukuk hareketinin internet sitesinden ve muhtelif sosyal mecralarda yer alan hesaplarımızdan okuyucular ulaşabilir. Meslekî görevlerimiz olarak belirlediğimiz ilkelerimizden birisi de hukuk fakültelerinde verilen eğitimlerin daha nitelikli hale gelmesi için yetkili kişi ve kurumlarla iş birliği yapmak. Hukuk fakültesi sayısının çokluğu, hukuk lisans eğitimine kayıt yaptırmaya hak kazanmak için belirlenen sıralama barajının yetersiz kaldığı ve bazı fakültelerde eğitim veren akademik kadronun yeterli niteliği haiz olmadığı maalesef bizi derinden üzen bir konu.
Başta avukatlık mesleği olmak üzere hukuk mesleklerinin nitelikli hale getirilmesi için hukuk lisans eğitiminin nitelikli olması elzemdir. Baronun, bu meselenin çözümüne katkı sunmak için ilk aşamada hukuk fakültelerindeki kontenjanın azaltılması, sıralama barajının yeniden düzenlenmesi, hukuk fakültesinin kurulması ve varlığını sürdürebilmesi için akademik düzeyde taşıması gereken şartların ağırlaştırılarak iyileştirilmesi ve eğitim müfredatının geliştirilmesi için başta Yükseköğretim Kurulu olmak üzere ilgili kurumlarla ortak çalışmalar yapması ve bu çalışmaların sürüncemede kalmayıp nihayete ermesi için takipçisi olması gerekmektedir. Biz, bu saydıklarımızı gerçekleştirebilirsek -ki bunun için var gücümüzle çalışacağız- bu ilk aşamada fakültedeki öğrencilerimize, akabinde hukuk mesleğini icra edeceklere ve nihayetinde de toplumumuza ve adalete hizmet olacaktır.
Sivil toplum faaliyetlerine hayatınızın her döneminde yer verdiniz. Sözün bu yerinde STK hizmetlerinize göz atarak Hukukçular Derneği’ndeki Başkanlık döneminizdeki hizmetlerinizi konuşalım… Rehberliğinizde Hukukçular Derneği’nin alametifarikasını da öğrenmek isteriz.
İtiraf etmeliyim bu benim için duygusal bir soru oldu.
Neden?
Zira Hukukçular Derneği’nin ve dolayısıyla sivil toplum faaliyetlerinin hayatımın her döneminde önemli bir yeri oldu. Bu hizmetleri sunmayı bana nasip ettiği için de Allah’a şükrediyorum. İnsanın hayatını bir nebze olsun anlamlı kılan işlerdir, sivil toplum faaliyetleri ve hep bu bakışla bir şeyler yapmaya çalıştım. Hukukçular Derneği, bildiğiniz üzere Türkiye’nin en büyük ve en eski hukuk derneğidir. Kurulduğundan beri, sayısız nice işlere imza atan bu Derneğe Başkan olarak hizmet vermek benim için bir gurur vesilesidir.
Derneğimizde başkan olarak vazife yaptığımızda ilk olarak dostluğu ve muhabbeti pekiştirmeyi önceledik. Hesabî değil hasbî niyetlerle birlikte hareket etmenin değerli olduğuna inanarak üyelerimizin de teveccüh ve destekleriyle yola revan olduk. Bu süreçte; binlerce hukuk fakültesi öğrencisiyle temas halinde olduk, onlarla sık sık bir araya gelip programlar düzenleyerek meslek büyükleriyle aralarında köprü oluşturduk, 600 öğrencimize burs verdik, meslektaşlarımızın meslekî sorunlarıyla birebir temasta bulunup hak ihlallerinin takipçisi olduk, kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak sorun tespit ettiğimiz sahalarda çözüme erişmek için üstün gayretler sarf ettik, genç meslektaşlarımızın çalışabileceği alanlara dair alanında bilgili avukatlarımızla buluşmalar düzenleyerek sorular sormalarını ve bilgiye ulaşmalarını sağladık, dinimize edilen hakaretlere sessiz kalmayıp dünya barolarına mektuplar gönderdik, bugün maalesef hâlâ devam eden Filistin’deki soykırım için farklı dillerde açıklamalarımızı ve taleplerimizi ilgililerine ilettik, yürüyüşler düzenledik, seyahatler gerçekleştirdik, İstanbul gibi kadîm bir şehrin tarihini öğrenebilmek için rehberlerimiz eşliğinde kültürel ve tarihî seyahatler düzenledik… Daha sayamayacağım nice güzel işler yaptık. İyi niyetle yola koyulunca bu niyetinize eşlik eden yüzlerce dostunuz da ortak oluyor ve el birliğiyle kıymetli işler yapabiliyorsunuz.
Kültür sanat alanındaki çalışmalarınız?
Dernekte kültür sanat faaliyetlerine de ağırlık vermiştik. Her biri ayrı ve kıymetlidir ancak bende özel yeri olan bir faaliyetimizden ayrıca bahsetmek isterim.
Lütfen…
8 Ocak 2022’de, hukuk ve adâlet içerikli bir geleneksel sanatlar sergisi düzenlemek nasip oldu. Bu sergide, Türkiye’nin değişik illerinden projeye destek veren sanatçılar; hüsn-i hat, tezhip, ebru ve naht alanlarında çalışmalarını gerçekleştirerek “Hukuk ve Adâlet” temalı, toplam 32 adet eser meydana getirdi. Yaklaşık bir ay boyunca bu eserler sergilendi. Çok sayıda hukukçu, sanatı ve hat severin katılımıyla da değer buldu. Bu vesileyle müsaadeniz olursa değerli hemşehrim Hattat Mustafa Râkım Efendiyi de anmak ve ortaya koyduğu üslûp ve deyim yerindeyse açtığı çığırla pek çok hattatı da etkileyen Râkım Efendi’ye Allah’tan rahmet diliyorum.
Âmin… Türkiye’de hukukun, adaletin tecellisinde baroların etkinliği, misyonu nedir?
Hukuk, adaletin tecelli etmesi için bir araçtır. Adalete erişmek için de bir araç olarak kullanacağımız “hukuk”un “ideal olan normlar’’ çerçevesinde inşa edilmesi ve uygulanması gerekir. İdeal Hukuk, bu yönüyle hukuk meslekleri mensuplarına büyük bir ödev yüklemekte olup hem teorik düzeyde geliştirilmeyi hem de pratik düzeydeki uygulanırlığının takibini, sürekli şekilde zorunlu kılmaktadır.
Hukuk meslekleri mensupları içerisinde ise hem teorik düzenlemeler olan mevzuatın iyileştirilmesi gereken yönlerinin hem de pratik uygulanırlığın yani yargılama safhalarının sorunlarının; her detayına hâkim olan, en etken grup Avukatlardır. Avukatların mesleklerini icra ederken tespit etmiş oldukları bu geliştirilmeye/çözülmeye muhtaç eksiklik ve sorunların ise iletildiği ve güçlü bir sesle ifade edilebildiği yegâne merci de meslekî örgütlenme çatısı altında bir araya geldikleri Barolardır.
Av. Ahmet Yılmaz: Barolar ideal hukuka uyma zorunluluğunu hatırlatır.
Barolar, politikalarını; mensuplarının bizzat sahadan tecrübe edilerek aktardıkları veriler üzerinden belirler. Politikalarını belirledikten sonra da gerek kamuoyuna gerekse de çözüme memur Kamu Kuruluşlarına; adaletin tecellisi için “İdeal Hukuka” uyma zorunluluğunu hatırlatır.
İşte Barolar, etkin ve aktif bir yönetim anlayışında olurlarsa, bu silsileyi takip ederek adaletin tecellisi ve toplumda bu tecelliye güvenin oluşması noktasında çok ciddi bir kırılma noktası oluşturabilirler. İnşallah biz İstanbul 2 Nolu Baromuzda, İdeal Hukuk Hareketi olarak bu kırılma noktasını gerçekleştirerek bir değişime önderlik edecek; eserlerimizle hem diğer Barolara hem de Türkiye Barolar Birliğine, adaletin nasıl esas amaç haline getirildiğini göstereceğiz.
Ekim ayında gerçekleştirilecek olan İstanbul 2 Nolu Barosu’nun genel kurulu ve seçimlerinde Başkan adaylığı için kollarınızı sıvadınız! Başkan seçildiğinizde neler yapacaksınız?
Evet, kollarımızı sıvamak tabirinin sözün bu yerine oldukça uygun düştüğünü düşünüyorum zira gerçekten de çok uzunca bir süredir, İdeal Hukuk Hareketi adını verdiğimiz ekibimizle birlikte, gece gündüz demeden istişareler ve saha araştırmaları yapmakta; mesleğimize, Baromuza ve hukuka dair sorunlarımızı tespit ederek çözümleri için projeler üretmekteyiz. Bu doğrultuda, Baro yönetimine seçilmemiz durumunda;
İlk olarak, gerçekleştireceğimiz çalışmalara ‘’Hangi İlkeler ve Değerler’’ doğrultusunda yön vereceğimize karar verdik ve 29 adet ilkemizi kamuoyu ile paylaştık. İlkelerimizi Baronun “Meslekî Görevleri” ve “Toplumsal Görevleri” ekseninde 2 ana çatı altında kategorize ettik. Sonrasında da bu ilkelere sadık kalarak gerçekleştireceğimiz çalışmalarımızın neleri ihtiva etmesi gerektiğine karar vererek 52 başlığa ayırdığımız “Vaatlerimizi” kamuoyu ile paylaştık.
İlkelerinize müşfikâne nazar edelim…
İlkelerimizi kısaca ifade etmek gerekirse; öncelikle, katılımcı çoğulcu ve dinamik bir ekiple birlikte üreteceğimiz hukuk politikalarıyla, yalnızca baro sınırları içerisinde kalmayı değil “ideal hukuku’’ temas edebileceği her türlü hukuki zemine taşımayı, görünür ve hissedilir kılmayı hedeflemekteyiz. Bu hedefin gerçekleştirilebilmesi için de Avukatlık mesleğinin “hukuk üreten ve hukuka yön veren’’ misyonunu temel alacak, mesleğimizin nitelik ve değerinin gelişmesi için de proaktif bir yaklaşımla, birbirini besleyen ve zenginleştiren çeşitlilikte çalışma sahaları oluşturacağız ve en önemlisi de Baromuzu şeffaflık ve öngörülebilirlik temelinde, meslektaşlarının ve üyelerinin kendilerinde “aidiyet ve birliktelik’’ hissedebileceği bir anlayışla yöneteceğiz.
Vaatlerinize de mufassalan değinir misiniz?
Memnuniyetle... Vaatlerimizi kısaca özetleyecek olursak da; yapacağımız çalışmalar neticesinde; her şeyden önce meslektaşlarımızın varlığını hissedeceği, sorunlarına çözüm üreten, yalnız olmadıklarını hissettiren bir baro oluşturmak istiyoruz. Mesleklerini icra ederken ihtiyaç duyacakları bilgiye daha kolay ulaşmalarını sağlayarak, teknolojik imkânların kullanıldığı ve altyapısı elverişli bir baro olmayı hedefliyoruz. Sadece hukuki ve meslekî alanlarda değil kültür ve sanat alanındaki yapacağımız etkinliklerle de meslektaşlarımızı bir araya getirerek tanışmalarına imkân sağlayan ortamlar oluşturmak istiyoruz.
Yönetim kurulundaki arkadaşlarımızla birlikte Adliyelerde daha çok bulunup, meslektaşlarımızın yanında olarak, karşılaştıkları sorunlara anında çözüm bulmayı arzuluyoruz. Adliyeler arasında servis hizmeti sağlayarak meslektaşlarımızın daha rahat adliyelere ulaşmasını temin edeceğiz. Meslektaşlarımızın yazılar kaleme alacağı bir dergimizin olmasını arzuluyoruz ve bunu hızlıca hayata geçireceğiz. Hazırlayacağımız aplikasyon ile meslektaşlarımızın hem baromuza dair bilgilere hem de ihtiyaç duyacakları başkaca bilgilere kolayca ulaşmalarını sağlayacağız. Genç ve stajyer avukatlarımızın Barodaki temsil gücünü artıracak, sorunlarının çözümü için ayrıca bir efor sarf edeceğiz.
Baromuzu nitelik ve niceliğiyle büyüyen bir prestij merkezi haline getirmek istiyoruz. Kıdemli üstadlarımızla genç meslektaşlarımız arasında bir tecrübe köprüsü inşa etmek istiyoruz. Kuracağımız ve geliştireceğimiz Merkez ve Komisyonlarımızla, alanında uzmanlaşmış profesyoneller ile hukuk üreteceğiz. Kamu Avukatlarının haklarının iyileştirilmesi için çalışacağız. Son olarak da, belki de en önemlisi, Avukatların gerek sosyal haklarının gerekse de mâlî haklarının, diğer meslek gruplarına nazaran daha dezavantajlı olduğu noktalarda, bu hakların kazanımı için mücadele edecek, kazanımlarımızı da yasal güvence ile korumak için çalışmalar yürüteceğiz. Genel hatlarıyla şimdilik bu kadar izah etmiş olalım.
İstanbul 1 Nolu Barosunun üye sayısıyla İstanbul 2 Nolu Barosunun üye sayısına baktığımızda arada epey bir fark var. Bunu neye bağlıyorsunuz? 1 Nolu Baroda olup da 2 Nolu Baroya geçmesini istediğiniz meslektaşlarınıza neler söylemek istersiniz?
Üzülerek belirtmeliyim ki barolar konusunda meslektaşlarımız nezdinde genel olarak olumsuz ve karamsar bir bakış var. Baroların hiçbir şey yapmadığından, mesleğin sorunlarıyla ilgilenmediğinden, baroların varlığını hissetmediğinden şikâyet eden, “barolar olsa da olur olmasa da olur” diyen ve barolardan umudunu kesen birçok meslektaşımız var. Bu aslında mesleğimiz açısından son derece üzücü bir durumdur. Buna kayıtsız kalmak da mümkün değildir. İstanbul 2 Nolu Barosu kurulmadan önce İstanbul’daki meslektaşlarımız mecburen İstanbul 1 Nolu Barosuna üye oluyordu. Çoklu baro yasası da yakın bir zamanda yürürlüğe girdiğinden ve 2 Nolu Baromuz 2020 yılında kurulduğundan üye sayısına ilişkin aradaki fark biraz daha anlaşılır oluyor. Fakat yine de haklısınız, baromuzun üye sayısı her durumda az kalmaktadır. 4 yılda fark edilebilir bir artış olmamıştır. Bizim şöyle bir taahhüdümüz var, göreve gelmemiz halinde 2026 yılının Ekim ayının başına kadar baromuzda 5.000 aktif üye sayısına ulaşacağız. Bu üye sayısına ulaşamamamız halinde bir daha baro başkanlığına aday olmamak gerektiği kanaatindeyim.
İstanbul 1 Nolu Barosundaki meslektaşlarımızla görüştüğümüzde de meslektaşlarımızın, barolarının yönetiminden memnun olmadıklarını, baronun; hukukun gelişimine katkı sunmadığını, dar bir ekip tarafından yönetildiğini, çoğunlukçu bir anlayışın bulunmadığını özellikle son 20 yılda bir yozlaşma başladığını belirterek başkaca pek çok nedenle eleştiriler getirmektedirler. Dolayısıyla İstanbul 1 Nolu Barosundan kendi üyeleri de memnun değil. Kanaatimce meslektaşlarımız İstanbul 2 Nolu Barosunun kurulma amacına uygun hale gelmesini ve alışılmışın dışında, gerçekten hukuka, mesleğe ve meslektaşa hizmet eden bir baroculuğun karşılığını görmek istiyorlar.
Az önce kısaca bahsettiğim ilkeler ve vaatlerimizin gereğini yerine getirmek için meslektaşlarımız nezdinde karşılık bulacak samimi gayretlerimizi ortaya koyduğumuzda, meslektaşlarımızın barolardan olan şikâyetlerini ortadan kaldırdığımızda ve arzu ettikleri, hayalini kurdukları baroyu el ele oluşturduğumuzda inanıyorum ki baromuz, tercih edilen bir baro haline gelecektir.
Hasbihalimize sizin ilave etmek istediğiniz hususlar nelerdir?
Bizlere bu imkânı sağladığınız için, sizin şahsınızda İttifak Gazetesi ailesine çok teşekkür ediyorum. Benim için kıymetli bir hasbihal oldu. Serüvenimi sizlere anlatırken ben de hatırlamış oldum bir kez daha. Buna vesile olmanız nedeniyle şükranlarımı kabul edin lütfen. Daha iyisinin her zaman mümkün olduğu bir denklemde, daha iyiye yol açmak, çözüm odaklı olanların yapacağı ve isteyeceği bir şeydir.
Av. Ahmet Yılmaz: Biz daha iyiye talibiz.
Biz, daha iyiye talibiz. Buna inanıyoruz. Bunun için gücümüz var. Enerjimiz var. Heyecanımız var. En önemlisi bizim, hayallerimiz var. Bir yola çıktık sizin deyiminizle kollarımızı sıvadık. Niyetimiz hayırlı, serencâmımızın da hayırlı olmasını diliyorum.
Son olarak okuyucularımıza nasıl bir mesaj iletmek istersiniz?
Bu kısma kadar okuma nezaketi ve sabrı gösterdikleri için minnettarım. Tüm okuyucuları, hürmetle ve muhabbetle selâmlıyorum. Dilerim, ayırdıkları değerli vakte değmiştir. Aksini istemem, üzülürüm. İyi ki varlar, içinde bulunduğumuz çağ ve dönem bildiğiniz gibi sıklıkla basılı yayınların kıymetinin azalması ile eleştiriliyor. Buna rağmen hâlâ yazıya ve dolayısıyla muhabbete değer veren insanların olduğunu bilmek umut verici. Bu sebeple size ve değerli okuyucularınıza şükranlarımı bir kez daha sunuyorum. Tekrardan selâm ederim.
Vealeykümselâm. İlginiz için ben teşekkür ediyorum Ahmet Bey. Var olunuz. Baro seçimlerinde sizlere başarılar ve kolaylıklar temenni ediyorum.
İbrahim Ethem Gören/01.10.2024-Yazı No: 622