Müzehhibe-i Münevverân tezhip sergisi sanatseverlerin beğenisine sunulurken Ü mraniye, mezkû r sergiyle kültür sanat hizmetlerine yeni bir halka daha eklemiş oldu.
Önceki gün (20 Şubat Perşembe) Ü mraniye Kültür ve Sanat Merkezi nde sanatseverlere merhaba diyen Müzehhibe-i Münevverân sergisini gazetemiz internet editörü Özlem Gören ile beraber temâşâ ettik.
Sergiye Ü mraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım ile birlikte Hattat Hasan Çelebi, Prof. Dr. Faruk Taşkale, Doç. Dr. Münevver Ü çer ve Doç. Dr. Kaya Ü çer ile birlikte çok sayıda sanat sevdalısı, sanatkâr hattat, ebrucu, tezhipçi ve minyatür ustası iştirak etti.
Birbirinden âlâ elli eser...
Müzehhibe-i Münevverân da Mimar Sinan Güzel Sanatlar Ü niversitesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümü Başkan Yardımcısı ve Tezhip Anasanat Dalı Başkanı Doç. Dr. Münevver Ü çer in ve Doç. Dr. Kaya Ü çer in göz nurlarını barındıran birbirinden âlâ elli eser yer alıyor.
Lâlezar, Hû ve Gönül Yolu...
Lâlezar, Kavuşma, Fermân Lâle, Elif, Hak, Hî ç, Hû , Lâlenaz, Emr-i Lâle, İpek Yolu ve Gönül Yolu sanatkâr Ü çerlerin gönüllerinin fırça olup tezyin ettiği eserlerin bazılarının isimlerini teşkil ediyor...
Mandıracı dan Özkütükçü ye Kurfeyz den Sağlam a ve Anmaça...
Serginin açılışını Ü mraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım yaparken etkinlikte pek çok sanatkârla hasbihâl etme imkânını da elde ettik. Hasan Çelebi yi, Prof. Dr. Faruk Taşkale yi, Ahmet Sabri Mandıracıyı, Savaş Çevik i, Gülçin Anmaçı, Nilüfer Kurfeyz i, Selim Sağlam ı, Serap Bostancı Tuluk u, Ruhi Ayangil i, Fatma Kesgün ü, Gürkan Pehlivan ı, Cihangir Aşurov u ve Hakan Özkütükçü yü ve Ü mraniye Belediyesi Kültür İşleri Müdürü Kemal Süleymanoğlu`nu son cümleye dâhil etmek vakıa mutabık olacaktır.
MSGSÜ Geleneksel Türk Sanatları Bölümü tam kadro halinde sergideydi.
Güzel Sanatlar Akademisi`nin devamı olan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Ü niversitesi`nin ülkemiz kitap sanatlarında ayrı bir yeri var. Halim Efendi`den Rikkat Kunt`a Necmeddin Efendi`den Muhsin Demironat`a kadar pek çok kitap sanatları ustasının birikimine sahip Ü niversitede geleceğin sanatkârları yetişiyor. Yarının ustalarının yetişmesine hamle çapında katkılar üreten MSGSÜ Geleneksel Türk Sanatları Bölümü tam kadro halinde sergideydi. Okulun Geleneksel Türk Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Faruk Taşkale, Atilla Yusuf Turgut, Hüsna Kılıç, Betül Demir, Beliz Huyutemiz, Hilal Memişoğlu, Hürriyet Gençbay ve Dr. Hüseyin Gündüz`ü temsilen kıymetli eşi Perihan Gündüz sergide Münevver ve Kaya Ü çer`i yalnız bırakmadı.
Sergiler sanatkârları bir araya getiriyor.
Sanat sergileri sanatçılarla sanatseverleri ve dahi koleksiyonerleri buluşturuyor. Sergiyi izlemeye gelen ülkemizin önde gelen ebru koleksiyonerlerinden iş adamı İsmail İnci ile Müzehhibe-i Münevverân vesilesiyle görüşme imkânımız oldu. Günümüzün önemli ebrucularının yüzlerce eserinin emanetçiliğini yapmakta olan koleksiyoner İnci ile yakın zamanda koleksiyonu özelinde bir mülakat yapma husususunda mutabakata vardık.
Başkan Yıldırım: Bu eserler hangi medeniye ait olduğumuzun nişanesidir.
KİPTAŞ genel müdürlüğü döneminde de geleneksel sanatlarla yakından ilgilenenerek sanatkârın yanında yer alan Başkan İsmet Yıldırım açılışta yaptığı selâmlama konuşmasında şu mesajları verdi: 'Bu eserler bizim hangi medeniyetten geldiğimizi gösteriyor.
Geleneksel sanat eserleri çok önemli.
Onun için geleneksel sanat eserleri çok önemlidir. St. Petersburg`u görmeden Rusyayı anlayamazsanız. Aynı şekilde İstanbul`u anlayabilmek için öz sanatlarımızı görmek ve böylelikle medeniyetimize temas kurmak gereklidir. Geleneksel sanatlarımızı görmeden medeniyetimizi anlayamazsınız ve dahi tanıyamazsınız.'
'Ü çerler, yeni bir tezhipsever kitlesini oluşturmayı başardı.'
Müzehhibe Münevver Ü çer in ve Kaya Ü çer in son 25 yılda kendine has tarzları ile tezhip sanatındaki klasik anlayışa kendi yorumlarını katmak suretiyle farklı tarzların da ortaya çıkabileceğini gestererek, yeni bir tezhipsever kitlesi oluşturmayı başaran sanatçılar olduğunu ifade eden İsmet Yıldırım, Münevver ve Kaya Ü çer in eserlerinin geçmişin, bir adım öte öz medeniyetimizin derinliklerinden gelen mirasın, bugünün yaşanmışlıkları ve duyguları ile meczedilmesi sû retiyle hayat bulduğunu söyledi.
Hasan Çelebi: Geleneksel sanatlarımız sabır üzerine inşa edilir.
Sergide küratör M. Lütfi Şen`in yönetiminde Reisülhattatin Hasan Çelebi ve Doç. Dr. Münevver Ü çer ile bir söyleşi de vardı. Hasan Çelebi söyleşide geleneksel sanatlarda sabrın yerini Hızır Aleyhisselâm ile Musa Aleyhisselâm arasında Kur`an-ı Kerim`de de geçen kıssayı örnek vererek belirledi.
Münevver Ü çer: Öz sanatlarımızı gençlere sevdirmeye çalışıyoruz.
Sergi açılışında konuşan Münevver Ü çer sorumlu bir akademisyen olarak öğrenci yetiştirdiğini belirttikten sonra öz sanatlarımızı gençlere sevdirmeye çalıştığını şu cümlelerle dile getirdi: 'Öğrenci yetiştiriyorum ve bu sanatı gençlere sevdirmeye çalışıyorum. O yüzdendir ki değişik tarzlarda yaptığım çalışmalar var. Yenilik arayışındayım ama bunu yaparken o dönemin, klasik dönemin ustalarının yaptığı inceliği bozmadan, klasikten beslenen, yepyeni eserler ortaya koymaya çalışıyorum.'
Güzel sanatlara ilgisi lise yıllarında başlamış.
Doç. Dr. Münevver Ü çer in güzel sanatlara ilgisi lise yıllarındayken başlamış. O yıllarda yaptığı resim çalışmalarını inceleyen resim hocası 'Mutlaka güzel sanatlarda okumanı isterdim' demiş. Böylelikle Güzel Sanatlara yönelen muhatabımız üniversiteye dereceyle girmiş. O gün bugündür sanatla, tezhiple, yazı tezyinatıyla, kitap sanatlarıyla içiçe bir hayat süren Münevver Ü çer geriye dönüp baktığında 'Ben Allah`ın sevgili kuluymuşum ki çok sevdiğim bir mesleğe sahip oldum hocamın sayesinde' diyor.
Doç. Dr. Ü çer: En iyisini yapmaya çalışıyorum.
Bu satırlar sanat hayatında 35 yılı geride bırakan hocaların hocası Doç. Dr. Münevver Ü çer e ait. 'Bir kere doğru bir inşa, doğru bir öğrenci yetiştirmeyi bana farz kıldı. Yani ben bu işe atıldığım günden beri en iyisini yapmaya çalışıyorum. Beni geçecek, benden daha iyi eser yapacak öğrencileri yetiştirmeye çalışıyorum. Çünkü bu sanatı bir sanat gözüyle değil bana verilmiş bir lütuf (Allah ın lütfu) olarak görüyorum. Ve öğrendiklerimi de en iyi şekilde öğrencilerime öğretmeye çalışıyorum. Bu durum benim için bir zorunluluktur. Bunun için Akademi de kaldım. Bu benim zekâtım. Çünkü orada öğrendim. Ve bunun karşılığından da öğrenci yetiştirerek zekâtımı vermeye çalışıyorum.'
'Sanatta ileriye gitmek lazım.'
'Sanatta hep ileriye gitmek, yenilik yapmak zorundayız. 21`inci yüzyılda nasıl teknoloji gelişiyorsa tezhibe de yenlikler getirmek zorundayız. Çünkü yapılan bir şeyin tekrarını yaparsanız o sizin olmaz zaten. Onu, o işi başkaları yapmıştır, siz ancak kopyasını yapabilirsiniz.
Sanat kopya ile gelişmez.
Sanatı geliştirmek kopya ile olmaz. Yeniden bir tasarım yapmak da zor bir şey. Ancak bunu yaptığınız zaman bir sanat olur.' diyen Doç. Dr. Münevver Ü çer, tezhipte kağıdın yanına üçüncü boyutun da eklenmesinin vakıa mutabık olacağını düşünerek ahşap, deri, sedef ve metal malzemelerin üzerlerini nakşediyor. Böylelikle kâh Kızıldeniz den çıkartılmış doğal bir sedef, su bazlı boyalarla tanışarak denizlerin dibinde başladığı yolculuğunu salonların duvarında yeni bir boyutta sürdürüyor. Ve kâh da topraktan filizlendikten sonra ağaçolarak ömrünü tamamlayan ahşap parçaları sanat, estetik ve altınla taçlanarak bu kez koleksiyonerlerin mekânlarını şenlendirmeye başlıyor.
Tezhip sanatına ahşap üzeri kâğıt tezyinat öğesini kazandırdılar.
Ü çerler tezhip sanatımıza ahşap üzerine kâğıt tezyinat öğesini kazandırmakla da mâruf. Sanatkârlar bu bağlamda stilize edilmiş hat sanatı eserlerini ahşabın tahtına aktararak su bazlı boyalar ve altın varakla yepyeni eserlere dönüştürüyor.
Müzehhibe-i Münevverân 15 Marta kadar ziyarete açık...
Böylelikle Ü mraniye Kültür ve Sanat Merkezi nin sergi alanında yanyana dizilen Lafza-i Celâl levhalarından açıkça zikir sesi işitiliyor. Söz konusu zikre şahit olmak isteyenler için Müzehhibe-i Münevverân 15 Mart Pazar gününe kadar ziyaretçilerini bekliyor olacak.
