İşe geç kalan çalışan müsâmaha bekler. Ödevini zamanında teslim etmeyen öğrenci müsâmaha diler. Borcunu vaktinde ödemeyen kişi müsâmaha ister.
Fikir ayrılığı yaşayan kişi zıt fikre sahip olduğu insandan müsâmaha bekler. Farklı din, mezhep ve kültürler birbirlerinden müsâmaha beklerler.
Müsâmaha “hoşgörülü davranmak”, “göz yummak”, “affetmek” anlamlarına gelir. Müsâmahakâr “hoşgörülü” demektir. Müsâmahasız iş hayatı, sosyal hayat yürümez. Müsâmahasızlık, şiddet, zulüm, bağımlılık, fanatiklik ifade eder. Müsâmaha olmadan fikir ve tefekkür dünyası kurmak mümkün değildir.
Saygı Kubbealtı lugatında, “bir şeye, bir kimseye değer vermekten ileri gelen ölçülü davranma hissi çekinme ile karışık bir sevginin verdiği dikkat ve itina gösterme duygusu.” anlamına gelir. Yusuf Has Hacib, “Saygı ve sevgi büyüklerle küçükler arasındaki uçurumu yok eden bir köprüdür. Kendinden büyüğe saygı göstermeli, kendinden küçüğe ise şefkat.” sözü ile bugün yaşadığımız, anlam vermeye çalıştığımız, içinden çıkamadığımız tüm çatışmaların özüne dikkat çekiyor.
“Senin yaptığın bu davranış hatalı fakat hoş görmeyi seçiyorum” demek, bir noktada seni anlıyorum, anlamaya çalışıyorum ki anlaşabilelim demektir. Müsâmaha, yerine göre saygı, merhamet, affetmek, hoşgörmek…” mânâları ile son derece hayat doludur. Bugün konuşma dilinde, yalın saygı kullanılsa da müsâmahanın derinliğini, kelime anlamını tek başına karşılamıyor.
Müsâmaha, Batı’da “tolerence” kavramına denk gelir, bizim dilimize de “tolerans” olarak yerleşmiştir. Müsâmaha bazıları için taviz vermek ya da karşı taraftan sadaka talep etmek, güçsüzlük gibi algılanıyor. Zihinlerimize kazınan “sıfır tolerans” pek idealist, başarıya götüren yol olarak işleniyor. Sıfır tolerans ile rekabet bitmiyor, savaşlar durmuyor, dünyada huzur kalmıyor.
Müsâmaha etmeyene müsâmaha gösterilmez. Gerilemeden uzaklaşıp ilerleyebilmek, şiddet, kavga yerine edepli münakaşa ve bunun sonucunda da zengin bir fikir ve sosyal hayata şahit olmak istiyorsak müsâmaha olmak zorundadır. Müsâmahasız ilişkiler yürütülemez. Müsâmahanın suistimal edilmemesi de çok önemlidir.
Müsâmaha medeniyet inşa eder. Bir toplumun fertleri arasında müsâmaha yoksa sosyolojinin inceleme konusu olan beş kurum, “aile, siyaset, eğitim, din, hukuk, ekonomi” nin fonksiyonları ne derece sağlıklı işleyebilir? Medeniyeti işaret eden müsâmaha ruhu, toplumun her ferdinin içine işleyene kadar medeniyet nimetlerinden nasiplenmeye mahrum kalacağız.
Müsâmaha insan ilişkilerini ilmek ilmek dokuyan bir nakıştır.
Müsâmahaya layık olmayan insan kendi istikbalinin celladıdır.