Siyonist İsrail’in asker ve polisi işgal altındaki Filistin’in ezelî ve ebedî başkenti Kudüs haremine; Mescid-i Aksa'ya bir kez daha baskın düzenledi. Kadim ibadethanede onlarca kardeşimiz yaralanırken, pek çok Filistinli sivil gözaltına alındı. Medenî dünya yine sessiz kaldı!
Mescid-i Aksa, Foto-İ. Ethem Gören
İsrail işgal güçleri kadim Filistin şehirlerinde; Kudüs'te, El-Halil'de ve Müslümanların kutlu mekânlarında her fırsatta saldırıda Ümmet-i Muhammed’in maşerî vicdanını kanatıyor”
Yıllardır Mescid-i Aksa'nın tüm kapılarında siyonist askerler nöbet tutuyor! İslâm’ın ilk kıblesine ibadeteve ziyarete gelen Müslümanlara kimlik/pasaport soruyor. İstedikleri zaman Aksa'nın bahçesinde devriye geziyor. Kadim mescidde laubali davranışlar sergileyen Siyonist askerlerin tüm hareketleri lâyüs'el keyfiyetini hâiz. Otobüs duraklarında bekleyen Filistinlilere bile müdahale ediliyor. Gazze bir tarafa El-Halil kenti dahi kuşatma altında.
Yazarımız İbrahim Ethem Gören ve gazeteci-yazar Süleyman Gündüz Kudüs'te
İbrahim Aleyhisselâm'ın, Sâre validemizin, Yusuf Aleyhisselâm'ın, İshak Aleyhisselâm'ın medfun bulunduğu Halil'ür-Rahman Camii'ne İsrail askerlerinin kontrolünden geçerek girmek mümkün. Yahudi askerler Halil’ür-Rahman Camii'ni ziyarete gelen Müslümanları tahrik etmek için elinden geleni ardına koymuyor. Siyonist askerler postalarıyla girdikleri ibadethanemizde selfy çekiyorlar!
Kadın polislerin çokluğuyla dikkat çeken İsrail'in asker ve polis kuvvetleri devşirme Yahudilerle güçlendirilmiş!
Siyonist askerler Mescid-i Aksa'da, Foto-İ. Ethem Gören
Siyonist asker ve polislerin arasında Habeşistan'dan getirilen Falaşa Yahudileri de sayılarının çokluğuyla dikkat çekiyor.
İslâm âlemi hadiseye kayıtsız kaldıkça İsrail Müslüman ibadethanelerine ve yerleşim yerlerine kelimenin tam manasıyla çöküyor! Rabbim basiret, birlik ve dirlik ihsan eylesin. Filistinli kardeşlerimizin muîni olsun. Âmin.
Dün de tv ekranlarına ve sosyal medyaya İsrail askerlerinin Mescid-i Aksa saldırısına ilişkin görüntüler yansıdı…
Mescid--i Aksa'da Burak Mescidi'nde nöbet bekleyen Siyonist askerler. Foto-İ. Ethem Gören
Filistin topraklarında İsrail askerleri kardeşlerimize her gün saldırıyor, her gün Filistinli kardeşlerimizin evlerine, ocaklarına ateş ve acı düşüyor. Bizler arada sırada ekranlarımızda beliren videolardan, fotoğraf karelerinden birkaçdakikalığına mazlumun âhına kulak veriyoruz, sonrasında gündelik hayatın koşuşturması arasında Filistinlilerin dramı unutulup gidiyor…
Kubbet'üs-Sahra, Foto-İ. Ethem Gören
Oysa Filistin şehirlerine hemen her gün mermiler, bombalar, yıldırımlar yağıyor.
Ocaklar, ümitler, hayaller sönüyor.
İnsanlar sadece işlerini, eşlerini, aşlarını kaybetmiyor, hayatını, uzuvlarını, elini, ayağını ve en önemlisi Ümmet-i Muhammed’den ümidini kaybediyor.
(…)
Filistin’de insanlar iş bulup çalışamıyor, doğuyor, ağlıyor ve ölüyor.
Şehitlerin ardı sıra bebeler doğuyor.
Onlar büyüyüp çocuk oluyor.
Eline taşı alıp zalime atıyor.
Sonra adam oluyor.
Sonra “Metânasrullah” diyor.
Sonra da şehit oluyor. Hayatın çarkı böyle işliyor İbrahim Aleyhisselâm’ın yaşadığı topraklarda.
(…)
Yine, Filistin’de füzeye sapan taşı; bombaya dua ile mukabelede bulunuluyor.
Zalim attığında mazlumun bağrı deliniyor. Mazlum attığında taş miğferde; kurşun yelekte sönüyor.
(…)
Onların zalime atacakları taşları her zaman bulunacak.
Akşam olup gidecekler, dudaklarda dua olup kalacaklar.
Başkaları yine seyredecek.
Bir başkası dua okuyacak; analar ağıt yakacak.
Onlar her zaman “Ölümden yana değil, dirilişten yana” oldular: Daha doğrusu “Ölümden değil; ölüm sonrasından yana” oldular.
Siyonist askerler Kudüs sokaklarında. Foto-İ. Ethem Gören
(…)
Ümit sadece fakirin değil; mazlumun da ekmeği çünkü!
Ümit her zaman var olacak. Ve dudaklarda Üstad Necip Fazıl’ın “Şarkımız” serlevhalı hüzün ve ümit dolu şiiri yankı bulacak…
Kırılır da bir gün bütün dişliler,
Döner şanlı şanlı çarkımız bizim.
Gökten bir el yaşlı gözleri siler,
Şenlenir evimiz, barkımız bizim.
Yokuşlar kaybolur, çıkarız düze,
Kavuşuruz sonu gelmez gündüze,
Sapan taşlarının yanında füze,
Başka âlemlerle farkımız bizim.
İbrahim Ethem Gören-Yazı No: 496