Kutlu şehir İstanbul’umuzun fethinin 571. Yıl dönümündeyiz. Bazilikalardan camilere, külliyelere kavuşan İslam Medeniyeti ile parlayan İstanbul’un doğum günüdür bir manada fetih. İnsan tüm sesleri susturup İstanbul’u duymaya başlayınca, kiliseden camiye, kasırdan saraya, kulelerinden kubbelerine, Galata’dan Kız Kulesi’ne, Boğaz’ın akıntısından Haliç’e, taşı toprağı, su kanalları, sarnıçları ile her köşesinden bir tını gelir. İstanbul her adımda İslam hoşgörüsü, Fatih’in inanca saygısı, sanata, kültüre, ticarete, bilime olan tutkusunu anlatır.
İstanbul, MS 330 yılından 1453 yılına kadar yaklaşık 11 yüzyıllık tarihsel sürecinde Nika ayaklanmaları, depremler, yangınlar gibi birçok hadiseye maruz kalmıştır. Her çağda imparatorların hayallerini süslemiş, uykularını kaçırmıştır. Kutlu şehrin her taş, her sütun, her bir mozaiğinde İstanbul destanını haykırır işiten kulaklara, gören gözlere.
Dördüncü Haçlı Seferi’nde Latinler, Bizans’ı hedef alarak Konstantinopolis’i işgal edip, yağmaladılar. Bizans tarihçisi Steven Runciman Haçlıların işgali hakkında “Tarihte İstanbul’daki yağmanın örneği yoktur.” demiştir. 1204 yılında başlayıp 1261’e kadar devam eden Latin istilasından sonra günden güne gerileyip bir köy haline gelen şehirde, yapılar yorgun düşmüştür. Kariye defalarca tadilat görmüş, Ayasofya harabeye dönmüştür. 1453’te müstakbel kutlu başşehrinin ellerine bir harabe olarak düşmesini istemeyen, hiçbir yapıya kat’i sürette zarar verilmemesi şartını koşan kutlu komutan şehrin yağmalanma tehlikesi ve zarar görmesini önlemek için önce uzlaşmak istese de neticede şehir fetih yolu ile alınmıştır. İstanbul, fetihten sonra Osmanlı’nın başşehri oldu. Fatih Sultan Mehmet, fetihten sonra ilk iş olarak yorgun alınan şehri imar ve iskan faaliyetlerine girişti. Kutlu sultan Fatih’in avuçlarına bir İstanbul gülü düştü, yedi tepede yediveren gibi açtı, ilelebet Fatih kokmaya devam edecek.
Fatih Sultan Mehmet Han’ın hayatında derinleşmek ve onu iyi okumak gerekiyor. Fatih Sultan Mehmet’in düşünce, inanç dünyasından alınan ilhamlar ile geleceğin Fatihlerini yetiştirmek çok kıymetli. Kutlu şehrin fetih yıl dönümünde Fatih’i “II Mehmet Fatihname” sergisi anlatıyor. Fatih biyografisi, minyatür sanatının detaylarıyla İstanbul Lale Müzesi’nde düzenlenen sergi ile 12 Haziran’a kadar ziyaretçilerini bekliyor. Sekiz seneden fazla bir zamanda, akademik bir kadro ve tarihi belgelerin kaynaklığında hazırlanan sergi, minyatür sanatı ile bir Fatih belgeseli lezzeti yaşatıyor. Algan Sanat Grubu’nun hazırladığı sergideki eserler, Görsel Yönetmen Reza Hemmatirad ve talebelerinin eserlerinden oluşuyor. Büyük emekler ve aşkla hazırlanan Fatih minyatürleri İstanbul aşıklarını muhabbete bekliyor.
İlelebet İstanbul…