İnovasyon her alanda yeni fikirlere yer vermek, yeni fikirleri mevcut bilgilerle harmanlayarak ortaya çıkacak değişikliklerden ticari yarar sağlamak olarak tanımlanabilir. Günümüzde ticaret ve icadın bileşimi 'ticat' olarak da ifade edilmektedir. İnovasyon o kadar önemli konu oldu ki, ülkelerin politikaları haline gelerek küresel kalkınmada bile etkili olmaktadır. Ü lkeler kendi önceliklerine göre kendi inovasyon stratejilerini çizmek durumundadır. Bu ise oldukça zahmetli bir iştir. İktidar, beyin gücü, üniversite, planlama, olanaklar, sanayi, teknoloji, endüstri ve piyasa gibi tüm elemanlar inovasyonun içinde yer alan bölümlerdir. İnovasyonun etkinliğinin olabilmesi, toplumun her kesiminin ve iktidar erkinin olayı benimsemesi ve desteklemesi ile mümkündür. Bizim toplumumuzda yeniliklere çok da sıcak bakılmadığını hepimiz biliyoruz ki, geleneksel statükocu yapımız, yeniliğe ve değişime engeldir. Kalıplaştırdığımız düşüncelerimiz, alışkanlıklarımız, karakterimiz, yaşantımızın her noktasında yeni kararlar almamızı zorlaştırmaktadır. Neden Türk bilim adamları yurt dışında çok daha başarılı olmaktalar? Çünkü orada teşvik ediliyorlar, ortam ve olanaklar çok daha iyi durumdadır. Ü lkemizdeki GSYH`nın binde 11 gibi çok küçük bir bölümü Ar-Ge yatırımlarına ayrılıyor.  Bu oran ile hızlı teknolojik gelişme mümkün olamaz. Günümüzde var olan Ar-Ge Yasası büyük firmaları destekler nitelikte olup, kobiler için yeterli destekler içermemektedir. Türkiye`de inovasyonu geliştirmek için bölgesel inovasyon merkezleri Türkiye`nin 7 bölgesinde faaliyete geçirildi ve belirli bölgelerde belirli sektörlerin ağırlıklı olarak yer alması kümelenme sağlanmaya başlandı. Buna ilaveten önemli projelere imza atabilecek birçok küçük firmaya destek ve teşvik programı uygulamaya alınıyor. Ekonomik kriz dönemlerinde inovasyon ve Ar-Ge yatırımlarına öncelik verecek firmalar, krizleri fırsata dönüştürmüş olurlar. Yeni iş fikirleri üreten ve bu fikirlerini hayata geçirebilen insanlar hem ekonomiye çok büyük bir katkı sağlar hem de istihdam oluştururlar. Girişimcilikte iş kurma sürecinin en zor kısmı iş fikrini bulma sürecidir. Ü lkemizde ise iş fikirlerine ve girişimciliğe ancak yakın geçmişte önem verilmeye başlanmıştır.
Günümüz dünyasında rekabet hızla ilerlemektedir. Bu ortamda firmaların ayakta kalabilmeleri, pazar payını artırabilmeleri, organizasyon yapılarını yenilemelerine ve geliştirebilmelerine bağlı görünmektedir. Teknolojik gelişmeler sayesinde insanlar, firmalar, ülkeler birbirlerine bir  'tık' mesafesinde bulunmaktadırlar. Pek çok ürün ve hizmet dünya coğrafyasından bağımsız olarak pazarlanabilmektedir. Küçük kentlere  bir örnek Ereğlide bu anlamda bir hizmet yahut üründe yurtiçi ve yurtdışı pazarda  öne çıkabilecek midir? Konumuzun can alıcı yönü budur. Ereğli son 20 yıldır gelişen  Süt işleme, tarım, bahçecilik ve et üretimi dışında yeni sektörlere inovasyona yönelme zarureti ortadadır ulusal düzeyde  büyük bir markamız bulunmamaktadır. İlerleyen yıllarda iklim değişiklikleri ve sıcaklık artışlarının yer altı su rezervlerimizi bitirme noktasına getirmesi, sulu tarım alanlarının azaltılması bunu zaruri hale getirecektir. Konya`da oluşan inovasyon ve araştırma geliştirme faaliyetlerinin bir kısmının Ereğli`ye kaydırılmasını sağlayabilmeliyiz, bu kentin kendi dinamikleri içerisinde sağlayamadığı  yeni sektörlere  yönelebilme kabiliyetini  hızlıca ortaya çıkarabilecektir. Ereğli`mizdeki büyük ve orta ölçekli zirai ve ticari işletmelerimizin ifade ettiğimiz değişimleri  bu trendleri takip etmeleri bu cepheden önemli. Ereğlili bir akademisyenin inovasyon ,yeni iş önerisini  sizler için derledik.
Erciyes Ü niversitesi Mühendislik fakültesi öğretim eski üyesi Ereğlili hemşehrimiz Prof dr Hasan Yetim ve araştırma ekibi peynir altı suyundan şalgam ve ketçap üretti. 
  Peynir üreten firmalarda atık olarak doğaya salınan peynir altı suyunun çevreye verdiği zararı engellemek için suyu farklı formlarda kullanabilecekleri çalışmalar yapılarak Daha önce yurt dışında benzer çalışmalarla peynir altı suyundan meyve suyu, şarap, bira ve sirke üretildiğini, ancak tat sorunundan dolayı piyasada tutunamadığını kaydeden Hasan  Yetim 'Peynir altı suyu laktik asit fermantasyonuna uğrayan bir ürün. Şalgam da aynı şekilde turşulaştırılarak laktik asit fermantasyonu uygulanarak yapılan bir ürün. Bu benzerlikten dolayı peynir altı suyundan şalgam üretmeyi düşündük. İlk başta peynir altı suyu kullandık, suyun içerisindeki laktozdan dolayı şalgam tadından uzaklaştı. Sonra yarı yarıya havuç, yarı yarıya peynir altı suyu kullanmaya başladık' dedi.
NORMAL ŞALGAMDAN DAHA LEZZETLİ
Peynir altı suyundan yapılan şalgamın duyusal analiz testinden başarıyla geçtiği 'Yaklaşık 20 kişiye tattırdık. Normal ürettiğimiz şalgama göre daha iyi değerler aldık, tadıyla, doygunluğuyla daha başarılı bir sonuca ulaştık. Tek başaramadığımız, şalgamın boğazı yakan tadı. Ona dair çalışmalara da devam ediyoruz.'
ŞALGAMDAN KETÇAP Ü RETTİ
Peynir altı suyundan ürettikleri şalgamdan ketçap yaptıklarınıda kaydederek 'Ketçap domates suyu, domates püresi, nişasta, şeker, sirke, çeşitli baharatlar içeriyor. Biz de aynı formülü şalgama uyarladık. Domates yerine şalgam suyu ve yine baharatları ekledik. Bize has ve bize uygun ketçap elde ettik. Tadı diğer ketçapla aynı değil. Şalgamdan yapıldığı için şalgam tadı ve kokusu var. Ama normal ketçap kıvamında. Bunun
şöyle bir artısı olacağını düşünüyoruz, normalde ketçap sevmeyen ama damak tadı olarak şalgama alışkın olanlar bu ketçapı daha çok sevecek. Nitekim bunu duyusal analiz testlerinde denedik.'
Tarım Bakanlığı ndan gerekli izin alındıktan sonra Kayseri deki bir gıda firması ile peynir altı suyundan ketçap üretimine geçilecek peynir altı suyundan üretilen şalgam ve ketçabın, hem peynirdeki hem de havuçtaki besin değerlerinden dolayı daha zengin bir gıda haline geldiğine dikkat çeken araştırma heyeti 'Havuçtan geçen renk maddeleri ve antioksidan özellikleri var ve bunlar kanser hücrelerinin oluşumunu engelliyor. Bu nedenle şalgam biyolojik olması nedeniyle faydalı. Peynir altı suyundan geçen mineraller ve laktik asit sayesinde şalgam çok daha besleyici hale geliyor.'
Söz konusu çalışmalar için Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ndan destek aldığını belirten araştırma heyeti içerisinde ERÜ Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof.Dr. Hasan Yetim ve Yıldız Teknik Ü niversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Osman SağdıçÖğretim Görevlisi Hasan Cankurt bulunmakta .
Orta Anadolu`nun hayvancılık ve süt üretim merkezi konumundaki Ereğli ve bölgesi için  bu yeni üretim ve değerlendirme şeklini , ekonomik değer olarak üretime katacak girişimcilere duyurulur