Anadolu coğrafyasının merkezi sayılabilecek bir yerde, 1928 yılında Konya Ereğlisi`nin Orhaniye köyünde Merhum Cafer Bey ile Nefise Hanım`ın oğlu olarak doğmuştur. Ereğli Samet Paşa İlkokulunu, Niğde Ortaokulunu ve Adana Erkek Lisesini bitirdi. 1953 yılında Ankara Ü niversitesi Ziraat Fakültesinden Ziraat Yüksek Mühendisi olarak mezun oldu.
      Toprağın kadr -ü kıymetini bilen 'coğrafyayı vatanlaştırma' idealini benimseyen bir neslin ferdi olarak  ziraat eğitimini seçmesi belli ki anlamlıydı. Hep bir toprağın insanı olma, ayağı yere basma, başı havada olmama ideali içinde oldu. 1930`lu, 40`lı yılların Türkiye`sinde vatanseverlik ülkenin gelişmesine katkıda bulunma, geri kalmışlık zincirini kırma cehdi olarak algılanıyordu. Tarıma dayalı ekonominin tabiî sonucu olarak o günlerde ziraat eğitiminin ayrı bir önemi vardı. Ankara Ü niversitesi Ziraat Fakültesinde akademisyen olarak başlayan meslek serüveni bir başarı öyküsüdür. Bu başarı hikâyesinin kilometre taşlarından biri de Eisenhower Vakfı`nın verdiği Fulbright bursiyeri olarak Amerikan Cornell Ü niversitesinde istatistik eğitimi almak olmuştur. Zootekni Kürsüsü nde 30 Haziran 1955 ten itibaren  asistan, 29 Kasım 1962 de doçent, 30 Haziran 1966 da da profesör ünvanını aldı. Karataş, 18 Mart 1965 ile 30 Haziran 1966 tarihleri arasında Ankara Ü niversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölüm Başkanlığı görevlerini de yürüttü . Atatürk Ü niversitesi kuruluşunda bir ekiple birlikte büyük  gayreti ve emeği oldu. O üniversitede  dekan iken TRT Genel Müdürü görevi ile bürokrasiye geçti.
    Şaban Karataş Hoca, doğum tarihinden de belli olduğu üzere Cumhuriyet`in ilk nesillerindendir. Ama bazıları gibi Batıcı ve inkârcı değildir. Yerli ve millî bir Türk aydınıdır. Yabancılaşmadan çağdaşlaşmak fikrine inanmış ve bu sebeple de kendi alanında Batı`nın en iyi üniversitelerinde ilim tahsil etmiştir.
      Şaban Karataş, 88 yıllık ömür sayfasını fazilet mücadeleleri ile değerli kılan ender şahsiyetlerden biri oldu. İri ve uzun cüsseli değildi, ama yüreği ve vakarı başı dumanlı dağlar gibiydi. Her hâl ve şartta inancının gereğini yapma ve irade ortaya koymada bileği bükülmeyenlerdendi.
            1976-77 yıllar sadece devlet televizyonlu, devlet radyolu bugünkü günlere, zamanlara  pek benzemeyen pıtırak gibi bitmiş çok sayıda televizyon ve binlerce radyonun bulunmadığı, her kafadan bir sesin çıkmadığı farklı günlerdi. Tek sesli olarak nitelendirilen o günkü Türkiye`de TRT, oldukça mühim  bir kurum olup  maaşı bol, harcamalar oldukça genişti. Bu sebeble de siyasetcilerin gözü bu kurumdaydı. Sağ, sol politik mücadelesinin oldukça sert geçtiği dönemde TRT de bundan etkilendi. Yalçıntaş`tan önce 1974-1975 yıllarında İsmail Cem (İpekçi) TRT Genel Müdürü görevini yapmıştı. Onun döneminde, TRT`de kadrolaşma oldu. İsmail Cem`den sonra TRT`ye Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş Genel Müdür olarak atandı. Ancak bu görevi uzun sürmedi. Bir yıl sonra Nevzat Yalçıntaş gitti. Yerine Şaban Karataş geldi. (Ocak, 1976)  
Döneminde  TRT Genel Müdürlüğü görevini aleyhinde açılan davaların gölgesinde  görevini yürüttü. Danıştay ın İsmail Cem in görevden alınmasını sağlayan kararnameyi iptal etmesine rağmen, Demirel Başkanlığı ndaki 'Milliyetçi Cephe' hükümeti TRT Genel Müdürlüğü ne Prof. Dr. Şaban Karataş ın atama işlemlerini başlattı. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk de, Karataş ın atama kararnamesini onayladı. Yapılan başvurular üzerine Danıştay, Prof. Dr. Karataş ın atanmasına ilişkin işlemler için 13 Şubat 1976 da yürütmeyi durdurma kararı aldı. Bu arada, CHP de Karataş ın görevden alınması için TRT Seçim Kurulu aracılığıyla girişimlere başladı. TRT yayınları ve Genel Müdür Karataş ın sözleri gerekçe gösterilerek  dönemin başbakanı Bülent Ecevit tarafından yapılan başvuru incelemeye alınarak, Danıştay 'nihai' kararı verip Karataş ın atama kararını iptal etti.