Kız Kulesi, dirilişi ve direnişi temsil eden, bir “ışık anıtı” olarak aslında Bizans’ı değil şehre hâkim olmayı deneyen Bizans’ın karanlığını dağıtan fenerdir.

İstanbul Sezai Karakoç’un İslâm medeniyetini temsilen seçtiği şehirlerden birisidir. “Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi” kitabında, Medeniyetimizin Büyük Krizi yazısında "hem kitlelerin, hem aydınların yakalandığı köklü bir kriz olan" medeniyet buhranı İstanbul’un da ruhunu etkilemiş, dönüştürmeye başlamıştır. 

665604B5 2C6C 4147 Ba91 5B2D6Dc3C18E

İstanbul, yedi tepesinde yükselen minareleri, her köşesine ruh katan mimari değerleri, tarihi dokusuyla İslâm medeniyeti ile bütünleşmiş Müslüman bir şehirdir. Sezai Karakoç, İslâm medeniyetinin dirilişi ile İstanbul’un dirilişini eş zamanlı kurgular. Karakoç’a göre, şehrin olumsuzlukları bir tür ölümdür, ölüm kaderdir fakat son değildir. Sezai Karakoç, “Kız Kulesine Gazel II” şiirinde Kız Kulesi’ni bir tür sembol olarak seçer. Kız Kulesi, dirilişi ve direnişi temsil eden, bir “ışık anıtı” olarak aslında Bizans’ı değil şehre hâkim olmayı deneyen Bizans’ın karanlığını dağıtan bir tür nurlu fenerdir. 

0E81Ebbc 029D 4399 B228 5F8Dab9F46Ba

"Denizin ortasında yükselmiş ışık anıtıdır o 
İslâmın denizden güneşe yükselen sütunu gibi 
Denizden yükselmiş bir Eyyûb Sultan gecesi mumu gibi 
Geceyi gündüze dönüştüren ruh oyunu gibi 
(…)
Bizans dirilmek için ummasın ondan medet
 O yalnız ve yalnız İslâmın dirilişine işaret 
Bir şehâdet parmağı gibi yönelmiş Tanrı‘ya" 

Gündüzü başka güzel, gün batımı büyüleyici, gecesi bambaşka Kız Kulesi üzerine Batılılarca Hero-Leandros efsanesi, Tekfur kızını sokan yılan efsanesi, Seyyid Battal’ın 700 gaziyle Kız Kulesi’ni basarak kral kızını alması gibi çeşitli efsanelerin yapısıdır. Salacak Kıyısı’nda martıları kıskandıran süzülüşü ile MÖ. 410’de üzerine oturduğu kayalıklardan söz edilir. 

E978B2Ae Cc2E 448A Aa91 Adbdeb66D1Cb

M.Ö. 5 yüzyılda, kulenin bulunduğu adacıkta bir gümrük noktası oluşturulur. Karadeniz’den gelen gemileri denetlemek ve vergi almak amacıyla üzerine bir kule inşa edilir. 12. yüzyılda Doğu Roma İmparatoru I. Manuel Kommenos tarafından adacıkta bir savunma kalesi inşa edilir.  Fetih’ten sonra 1453’te Fatih Sultan Mehmet buraya yeni bir kale inşa ettirir ve bir nöbetçi birliği yerleştirilir. Bayramlarda, padişahların tahta çıktıkları zaman sahil saraylarını ziyaretlerinde Kız Kulesi’nden top atışı yapılması gelenek halini almıştır. 1726 tarihinde Damat Nevşehirli İbrahim Paşa Karadeniz ve Marmara’dan gelen gemilere geceleri yollarını göstermesi için fener koydurmuştur. Bu tarihten itibaren artık bir kule değil fener olarak hizmet vermeye başlamıştır. 1830-1831 yılları arasında karantina hastanesine dönüştürülmüştür. 1836- 1837 yılları arasında 20-30 bini kişinin hayatını kaybettiği veba salgını sırasında hastaların bir kısmı burada kurulan hastanede tecrit edilmiştir. 1847’de kolera salgını nedeniyle yolcu ve hastalar Kız Kulesi’nde karantinaya alınmıştır. 
1857’de Fenerler idaresine devredilir, 1926’da istanbul Liman İdaresi’ne geçer fener işlevi yanı sıra gaz deposu olarak da kullanılır. Kız Kulesi bir müddet radar istasyonu olarak kullanılır. 1994’te Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na devredilir. 1995-2000 yılları arası kapsamlı bir restorasyon sonrası özel bir tesise kiralanmıştır.  T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı sahipliğinde yapılan çalışmalar sonucunda anıt eser olarak kapılarını ziyaretçilerine açmıştır. 

Fba49571 A1A0 40Fb B8B2 A6F4Adb7F9E4

Üsküdar sahilde Kız Kulesi’nin karşısına konumlanmış bir bank, gönlü daralan, canı sıkılan, günün yorgunluğunu üstünden atmak isteyenlerin seyir köşesidir. Edebi eserlerden, tarihe, efsanelerden Sezai Karakoç’un “diriliş” temsiline kadar anlamlar yüklü  Kız Kulesi’ni  tek başına temaşa etmek her kişinin kendi dünyasında yeni uyanışlara ilhamdır.