Dünya tarihinin her döneminde, ülkeler ellerindeki kaynakları, insanların temel ihtiyaçlarını karşılama yolunda, değerlendirme sorunuyla karşı karşıya gelirler. Dönemlerinin güçlü ülkeleri, ellerindeki kaynakları hem ekonomik, hem toplumsal açıdan değerlendirmesini bilen ülkelerin arasından çıkarlar. Bir insanın olduğu yerde üretim, tüketim, üç insanın olduğu yerde yönetim sorunları olur. Bunun için, sanatların en eskisi, bilimlerin en yenisi olan üretim ve yönetim, eldeki kaynaklarla zorunlu, temel ihtiyaçları karşılama bilimleri olarak tanımlanırlar. 

Dünyanın sorunlarına bütüncü bir gözle bakan Roma Kulüb’ü, ekonomide  her yıl biraz daha büyüme bağımlısı, haline gelen Kuzey ülkelerine, “Sınırlı dünyada, sınırsız büyüme çıkmaz sokaktır” diyerek, bir dizi araştırma daha yaptırıyor. Onlar arasında “Reshaping the International Order” , “Goals for Mankind” , “Beyond the Age of Waste”,”Limits and Beyond : 50 Years from the Limits to Growth ”, “No Limits to Learning”  gibi, çalışmaları,  aydınlar arasında ilgiyle karşılanıyor. Kitaplaştırılan araştırmalar, büyük tartışmalara yol açarak, yeni çalışmalara öncülük yapıyorlar. 

Teknolojiyle birlikte yaşanılan dünyada, “Dördüncü Sanayi Devrimi”nin yazarı, “World Economic Forum”unun kurucusu, Klaus Schwab  her yıl yapılan“Davos Buluşmaları”nın birini, dünyanın önde gelen aydınlarının ve yöneticilerinin, “Doğrusal Büyüme”nin doğurduğu sorunların tartışılmasına ayırarak, dünyanın gündemine taşıyor. İnsanı bir yandan güçlendiren,bir yandan zayıflatan teknoloji  Birleşmiş Milletler’in gündeminde de önemli yer tutuyor. Küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin, yol açtığı çevresel sorunlar konusunda, yıllık geniş katılımlı toplantılar yapılıyor.

Cennet’ten gelip, dünyadan geçip, Cehennem’e gitmek istemeyenler, Mevlana gibi her alanda “Dün geçti, düne dair sözler dün gibi geçip gitti, bugün yeni sözler söylemek gerekir” diyerek, gelecek yıllara damgalarını vuruyorlar. Onlar Filistin’de, Ukrayna’da iki komşu ülke arasında başlayan, kısa zamanda küresel boyutlar kazanan, çok boyutlu savaşların önüne geçme yolunda, bütün aydınları sorumluluk almaya davet ediyorlar. Ve “Economics”in “Egonomics”, “Ecology’nin “Egology” olmaktan çıkarılmasında, bütün sivil toplum kuruluşlarını göreve çağırıyorlar.