Hacı Ormanoğlu ismini ilk kez "Fark Yaratanlar" programında duymuştum. Bir köy öğretmeni olarak çıktığı yolda, yoksul çocuklar için başlattığı eğitim seferberliği, kitap okuma, okutma faaliyetleri ve bitmek bilmeyen enerjisiyle dikkatimi çekmişti.

O programda, gözlerindeki ışıltı, ses tonundaki heyecan ve projelerine duyduğu tutku beni derinden etkilemişti. O günden sonra Hacı Ormanoğlu’nun hikâyesi, benim için sadece bir öğretmenin hikâyesi değil, bir insanın inançla nasıl dönüşüm başlatabileceğinin sembolü oldu.

Sonra bir TEDx konuşması yaptı. Orada da aynı samimiyeti, aynı inancı gördüm. Ardından “Goncalar Solmasın” isminde bir dernek kurduğunu öğrendim. Bu dernek aracılığıyla daha fazla çocuğa ulaşmayı, onların hayatlarına dokunmayı hedeflemişti. Özellikle kırsal bölgelerde eğitim imkanlarına erişimi sınırlı olan çocuklar için bu dernek adeta bir umut olmuş. Eğitim kampları, kitap okuma etkinlikleri, örnek öğretmenlik modeli ve sosyal sorumluluk projeleriyle büyük bir etki alanı oluşturdu.

Ama Hacı Ormanoğlu’nun hikâyesi sadece yaptığı projelerden ibaret değil. Deneyimlerini sınıfla sınırlı tutmayan, yazıya döken bir öğretmen. Kaleme aldığı kitaplarda yılların birikimini, öğrendiklerini, acı-tatlı anılarını, hayata ve eğitime dair derin gözlemlerini samimi bir dille paylaşıyor. Bu kitaplar yalnızca öğretmenlere değil, anne babalara, gençlere, eğitime gönül veren herkese ilham veriyor. Eğitimde motivasyon, çocuk psikolojisi, değerler eğitimi gibi konularda yazdığı her satır, içtenlikle yazılmış birer hayat dersi adeta.

Eğitimde Samimiyet ve Yaşanmışlık
Hacı Ormanoğlu'nun en belirgin özelliği, yaşadığı zorlukları ve acıları öğretmenliğine nasıl taşıdığıdır. Yazdığı her kitap, her hikâye, kendi çocukluğunun izlerini, çektiği sıkıntıları ve mücadeleleri içerir. Ama bu hikâyelerde sadece acı ve zorluklar yoktur. Aynı zamanda umut, azim ve değişim vardır. Yaşanmışlık ve samimiyet, Ormanoğlu’nun öğretmenlik felsefesinin temel taşlarıdır. Acılardan, yokluklardan yılmak yerine, onları ders olarak alıp öğretmenliğine katmak… İşte gerçek öğretmenlik tam da bu! Onun öğretmenliği, her bir öğrencinin sadece ders kitaplarından değil, hayattan ve gerçek deneyimlerden dersler almasını sağlar.

6 A5 D9 D C9 A F9 D 4 F3 C A2 E F A D A55 A16 B E A9

Zorlukları Ders Olarak Almak ve Dönüşüm
Ormanoğlu, hayatta karşılaştığı zorlukları sadece olumsuzluklar olarak görmemiş, aksine bu deneyimleri hem kişisel hem de mesleki olarak birer öğretici unsur haline getirmiştir. Her zor zaman, ona bir şey öğretmiş, onu daha güçlü ve daha sabırlı yapmıştır. Bu anlayış, yalnızca özveri ve fedakârlık ile şekillenir. Zorlukları dönüştürme, insanın en güçlü yönüdür ve Hacı Ormanoğlu’nun hayatı, bunun en güzel örneğidir. Dönüşüm ve gelişim, onun eğitimdeki temel ilkelerindendir. Her acı ve sıkıntı, bir sonraki adımda neşeye dönüşür. Öğrencilerine de bu bakış açısını aşılar.

Empati ve İnsan Olmanın Değeri
Eğitim sadece bilgi aktarımı değildir; aynı zamanda empati ve insani değerlerle de şekillenir. Ormanoğlu'nun hayatındaki en güçlü öğreti, başkalarını anlama ve onlara destek olma gücüdür. Bir öğretmen olarak, öğrencilerinin duygusal ve psikolojik ihtiyaçlarına duyarlı olmalı ve onların ihtiyaçlarına cevap verebilmelidir. Yasemin'in hikâyesi bunun bir örneğidir. Yasemin, köydeki eğitim imkanları nedeniyle bir ortaokula gitmekte zorlanıyordu. Ancak Hacı Ormanoğlu'nun inancı ve desteğiyle, Yasemin'in hayatı tamamen değişti. Bir kişiden ne olur ki? sorusunun cevabı işte burada yatıyor. Bir öğretmen, öğrencisinin hayatına dokunarak sadece o bireyi değil, toplumu da değiştirebilir.

Yasemin'in Hikayesi
Yasemin, Hacı Ormanoğlu’nun köy okulunda okuyan öğrencilerinden biriydi. Beşinci sınıfa giden bu çalışkan, dürüst ve üretken kız çocuğu için büyük bir engel vardı: köyde ortaokul yoktu ve babası kızını ilçe merkezindeki okula göndermek istemiyordu. Hacı Ormanoğlu, defalarca babasıyla konuştu, ikna etmeye çalıştı ama sonuç alamadı.

Tam o günlerde Türkiye genelinde bir süt firmasının, “ Süt içmenin faydaları nelerdir?” konulu yarışması duyuruldu. Ödül, tam 2000 TL idi. Öğretmen, sınıfındaki tüm öğrencileri bu yarışmaya hazırladı. Yasemin’i özellikle cesaretlendirdi. Çünkü o, hem çok yetenekliydi hem de bu ödül, onun okuması için bir umut ışığı olabilirdi. Yasemin büyük bir özveriyle resmini yaptı, öğretmeni de bizzat ilçe milli eğitim müdürlüğüne teslim etti.

Ve günler sonra güzel haber geldi: Yasemin Türkiye birincisi olmuştu! Ödül olarak 2000 TL kazanmıştı. Bu başarı, sadece bir resim yarışmasının zaferi değil; bir kız çocuğunun kaderinin değişimiydi. Hacı Ormanoğlu bir kez daha babasıyla görüştü. Bu sefer, sözleri karşılık buldu. Baba ikna oldu, Yasemin ilçe merkezindeki ortaokula kayıt yaptırdı. Belki de o gün, o resimle, o başarıyla, sadece bir öğrenci değil; bir toplumun kız çocuklarına bakış açısı da değişti.

Hayalleri Gerçekleştirmek ve İlham Verme
Bugün geldiği noktada hâlâ yılmadan çalışıyor. Kitaplar yazıyor, okul okul gezerek öğretmenlere, ebeveynlere ve gençlere ilham oluyor. Eğitim seminerleri, konferanslar, yazılar… Bitmek bilmeyen bir enerjiyle, sadece fikirleri değil, umutları da çoğaltıyor. İnancı ve kararlılığı, sadece eğitim camiasında değil, bütün topluma yayılmakta. Her öğretmenin okuması, tanıması ve örnek alması gereken bir isim o.

Son söz mü?
Hacı Ormanoğlu, yaptığıyla övünmeyen ama yaptığı her işte fark oluşturan bir öğretmen. Sözlerini eyleme dönüştüren, hayalini işine yansıtan, öğrencisinin hayatına dokunan bir insan. Onu gıptayla izliyor, enerjisine, kararlılığına ve ilham veren duruşuna hayranlık duyuyorum. Yaşanmışlık ve samimiyet, zorlukları ders olarak almak, özveri ve fedakârlık gibi ilkelerle şekillenen öğretmenlik anlayışı, onun yalnızca öğretmenleri değil, toplumları da dönüştüren bir güç olmasını sağlamıştır.

6 D27148 F 8 E9 D 489 C 9886 736059 A B42 C1

Kitaplarını okuyun. Projelerini inceleyin. Onunla tanışmamışsanız bile, yazdıklarında kendinizi bulacaksınız.