Çoğu ebeveyn, çocuklarına "Çabuk telefonunu al, biraz oyun oyna" veya "Al şu telefonu, biraz sosyal medyaya gir" şeklinde doğrudan teşviklerde bulunmaz veya böyle bir görev vermezler. Buna rağmen, günümüzde neredeyse bütün çocukların elinde telefon vardır ve saatlerce sınırlama olmadan telefon kullanmaktan keyif alırlar. Akıllı telefonlar, içlerindeki uygulamalarla o kadar caziptir ki, herhangi bir teşvik veya ödüle gerek kalmadan herkes onunla vakit geçirmek için can atıyor, hatta bağımlılık boyutunda bir ilgi gösteriyor.
Öte yandan, ebeveynler çocuklarına sürekli "Al şu kitabı oku", "Ödevini yap", "Ders çalış" derler. Fakat ne hikmetse çocuklar bu konuda pek de istekli değillerdir. Çocuklar kendilerine söylenen sözlerden çok, etrafındaki kişilerin davranışlarını örnek alırlar. Bir çocuk çevresinde sürekli telefonla meşgul olan anne baba, abi veya ablalarını gördüğünde ister istemez onları örnek alacaktır ve o da telefonla meşgul olmak isteyecektir.
Ancak bir çocuk etrafında sürekli kitap okuyan, ders çalışan bir anne baba gördüğünde ise onları örnek alacak ve o da kitap okumak isteyecektir.
Son yıllarda çocukların kitap okumaları üzerinde yoğun bir şekilde durulmakta ve kitap okumaya teşvik edilmeleri için çalışmalar yapılmaktadır. Birçok anne baba, çocuklarının kitap okuması için büyük çaba sarf ederek kitap alıyor, onları kütüphaneye götürüyor ve kitap okumaları için zorluyor. Okullarda da öğretmenler bu konuda yoğun çaba harcıyorlar.
Fakat bunca çabaya rağmen kitap okuma oranlarında maalesef büyük bir ilerleme kaydedilemiyor. Pek çok kişi bu durumun sebebi olarak çocukların ellerinde çok sık görülmeye başlanan telefon ve tabletleri gösteriyor. Bu durumun etkisi yadsınamaz olsa da, bence asıl neden anne babaların ve öğretmenlerin kendilerinin kitap okumaması ve boş zamanlarında sürekli telefonlarla ve  ekranla haşır neşir olmasıdır.
Büyükler olarak bizler kitap okumaya vakit ayırmadığımız ve evlerimizde kitap okuma kültürü oluşturmadığımız müddetçe, çocuklarımızın kitap okuma sevgisi ve zevki kazanması çok zordur. Bu işe bir çözüm arıyorsak, çözümü büyüklerde aramamız gerekir. Bence önce büyüklerde bir okuma seferberliği başlatmamız ve çocuklarımızın bizi örnek almalarını sağlamamız gerekir. Aksi takdirde, okuma anlama ve yorumlama konusunda çok daha kötü günler bizi bekliyor olabilir.
 

Öneriler:
⦁    Ebeveynler ve öğretmenler olarak öncelikle kendimiz kitap okumalı ve bu alışkanlığı çocuklarımızla paylaşmalıyız.
⦁    Evlerimizi kitaplarla donatmalı ve her zaman elimizin altında kitap bulundurmalıyız.
⦁    Çocuklarımızla birlikte kitapçılara ve kütüphanelere gitmeli, kitap seçimlerinde onlara yol göstermeliyiz.
⦁    Kitap okumayı keyifli hale getirecek ortamlar ve aktiviteler yaratmalıyız.
⦁    Çocuklarımızı kitap okumaya zorlamak yerine, onları teşvik etmeli ve bu konuda isteklendirmeliyiz.
⦁    Farklı türde kitaplar sunarak her çocuğun ilgisini çekecek kitaplar bulmalarını sağlamalıyız.
⦁    Kitap okumayı bir ödev gibi değil, keyifli bir etkinlik olarak görmelerini sağlamalıyız.
Unutmayalım ki, çocuklar en çok örnek aldıkları kişilerden etkilenirler. Onlara kitap sevgisini aşılamak istiyorsak, öncelikle kendimiz bu sevgiyi yaşayarak ve göstererek örnek olmalıyız. Kitabı sevmeyen, kitap okumayan bir anne babanın kitabı seven, kitap okuyan bir çocuğu olmaz, olamaz.

12 Temmuz 2024
Adem Keven