Depremzede kardeşlerimize borçlarımızı ödemek üzere gittiğimiz Kahramanmaraş`ta bir haftalık hizmet dönemimizin ardından değerli büyüğüm Hüseyin Nuri Çomu ağabeyimin işaretiyle Adıyaman`a geçiyoruz;
Komşu iki şehir arasındaki 160 km.`lik yolda ilk durağımız 6 Şubat 2023 pazartesi gününe 04.17 saatine tarihlenen depremin merkez üssü Pazarcık oluyor. Deprem, Pazarcık`ta yapılarla birlikte yollara da zarar vermiş. Kısa süre içerisinde tekrar ulaşıma açılan yollarda ilerlerken önümüzdeki araçsürücülerine tabi olarak Pazarcık tabelası yakınlarında mola veriyoruz!
Pazarcık`ta gün henüz doğmuş. Yol boyunca fay kırıklarının olduğu yerleri merak eden refikimiz Sırlı Süleyman Efendi Pazarcık`ta gün doğuşunu Şair Osman Bülent Manav`dan ilhamla karşılıyor:
İlk gün ışığı camla selamlaştıktan sonra,
Pazarcık ovasında kaybolur kıvrım kıvrım.
Ben Maraş ın işte bu deprem karanlığında,
Bin ölüm bozgunuyla mahzun kalakalırım.
Yazarımız İbrahim Ethem Gören depremin merkez üsü Pazarcık ta
Ovalar tarım için!
Pazarcık`ta kısa bir nefeslenme fasılasının ardından yolumuza revân oluyoruz. Pazarcık`ta ekipler ilçeyi Gölbaşı`na taşıyan karayoluna sınır bir alanda canhıraş bir şekilde çalışıyor. Gündem, ilçe ahalisinin çadırlarda barınmasını temin sadedinden büyükçe bir alana beton dökülmesi. Heyhat burası ova! Ovalarda malum tarımsal üretim yapılır. Pazarcık ve köylerinde Narlı ovasına binaların dikildiğini gözlemliyoruz. Haddizatında yıkımlar da bu yüzden. Çadırkentin Gani dağının eteklerine kurulmasını öneriyorum!
Deprem sonrasında Adıyaman Gölbaşı ndan bir görünüm
Gölbaşı`nda yıkım büyük!
Aracımıza yakıt ikmali yaptığımız akaryakıt istasyonu çalışanının uyarısına binaen Gölbaşı istikametine doğru ilerlerken yola dikkat kesiliyoruz! Zira kara yolu bir hayli tamir görmüş. Kısa bir süre sonra Gölbaşı`ndayız. Buradaki yıkım Pazarcık`tan çok daha fazla ve ilçenin geneline yayılmış durumda maalesef. Evlerinin önünde çadır kuran kardeşlerimize geçmiş olsun dileklerimizi iletip menzilimize Adıyaman`a doğru ilerliyoruz.
Gölbaşı Ulu Camii
İbadethanelerde de hasarlı.
Gölbaşı`da pek çok cami ve mescit de depremde hasar görmüş. Bunlardan biri de Gölbaşı Ulu Cami. 2020 yılında Gaziantep Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından yaptırılan ibadethane. Müştemilatının, giriş duvarlarının ve şadırvanının yıkıldığını gözlemlediğimiz cami inşallah en kısa sürede cemaatine kavuşur.
Adıyaman Hz. Kâb Camii
Adıyaman, ah Adıyaman!
Şehre girer girmez bir taşınma telaşına şahit oluyoruz. Valilik az ve orta hasarlı binalardan asansör marifetiyle eşyaların kurtarılmasına müsaade etmiş. Cadde ve sokaklarda taşınma telaşı hâkim. Yükünü alan, eşyasını kurtaran güvenli olduğunu düşündüğü bölgelere taşınıyor.
Adıyaman da bir çadırkent-Fotoğraf Doç. Dr. ebubekir İnan
Depremin yaraları çadırkentlerde sarılıyor.
Osmanlı asırlarında Maraş`a ve akabinde Elbistan`a sancaklık yapan Adıyaman, Kahramanmaraş depremlerinden, depremin merkez üssüne nazaran daha fazla etkilenmiş. Kahramanmaraş`ta yıkımlar birkaçlokasyonda yoğunlaşırken burada depremin tesiri ilin geneline yayılmış. Hemen her sokakta yıkılan, hasar gören binalar görüyoruz. Müteahhit işi ve altında işletme/dükkân olan binaların yerle bir olduğunu gözlemliyoruz.
Deprem Adıyaman da yeni binaları da vurdu! Fotoğraf Doç. Dr. Ebubekir İnan
Burada evvelemirde dikkatimizi çeken diğer bir husus yeni binaların, henüz inşaat aşamasında olan mesken ve sitelerin dahi yıkılmış ya da oturulamaz durumda olması. Saniyen, Adıyaman sokaklarında Maraş`a nisbetle daha fazla vatandaşımızı görüyoruz. Bu keyfiyet çadırkentlerde de kendini gösteriyor. Depremin 14`üncü günü itibarıyla Adıyaman`da 14 çadırkentte yaklaşık 45 bin vatandaşımız barınıyor. Depremin yaraları çadırkentlerde sarılıyor.
Ulaşım altyapısı hızla tamir ediliyor.
Adıyaman`ın ulaşım altyapısı depremden bir hayli zarar görmüş. Türkiye`nin hemen her bölgesinden gelen belediye ekiplerini imece usulüyle yolları, köprüleri tamir ederken müşahede ediyoruz.
Dünya hayatı oyun ve oyalanmadan ibarettir!
Kahramanmaraş`a nazaran çadırkentlerin hacmi daha geniş, nüfus daha fazla; Çadır ahalisi yemek, su, battaniye kuyruklarında, çocuklar her zamanki gibi oyun, oyuncak peşinde; Hayat da zaten oyun ve oyuncaktan ibaret değil mi? Yol arkadaşımız Sırlı Süleyman Efendi unuttuğumuz hakikati Ankebû t Suresi`nin 64`üncü ayet-i celilesinden naklediyor: '(Oysa onların tek gerçek kabul ettikleri) bu dünya hayatı hakikatte sadece bir oyun ve eğlenceden ibarettir âhiret yurduna gelince işte asıl hayat odur keşke bunu bilselerdi!'
Sağlık hizmetleri kesintisiz sürüyor.
Adıyaman`da depremzedelere yönelik sağlık hizmetleri âfetin ilk anından itibaren kesintisiz devam ediyor. Adıyaman ölçeğinde tedavi edilemeyecek hastalar İstanbul`a ve Ankara`ya naklediliyor. Şehre ayrıca büyük bir sahra hastanesi de kurulmuş. Çadırkentlerde Sağlık Bakanlığı ile özel kuruluşların sağlık kabinleri mevcut. Bu kabinlerde görev yapmakta olan gönüllü doktorlarla görüşüp acil sağlık gereksinimi olan ve medikal malzemelere ihtiyaçduyan kardeşlerimizin hizmetinde olduğumuzu belirtip ihtiyaçları Kahramanmaraş`taki anlaşmalı medikal firmamız üzerinden temin ediyoruz. Ulaşabildiğimiz çadırkentlerden sorumlu AFAD yöneticileriyle de aynı minval üzere kavilleşiyoruz.
Adıyamanlılar da gani gönüllü;
19 Şubat Pazar günü itibarıyla Adıyaman`da elektrik ve su mevcut değil. Marketlerin tamamı ile benzin istasyonlarının büyük bölümü kapalı. Halk, ihtiyaçlarını yardımlarla ve örneği pek az görülen bir tesanüdle temin ediyor. Adıyamanlılar da gani gönüllü insanlar. İhtiyaçtan fazlası kesinlikle talep edilmiyor. Ziyaret ettiğimiz çadırlardan söz birliği edilmişçesine 'hiçbir eksiğimiz yok, Allah razı olsun' âvâzı işitiliyor.
STK`lar devletin yükünü hafifletirken bölge halkına nefes oluyor.
Adıyaman`da çalışmalarımızı Kur`an`a Hizmet Vakfı`nın lojistik ve ikmal merkezi hüviyetine büründürdüğü Merkez Kuba Camii bünyesinde sürdürüyoruz. Burada depremzedelerin pek çok ihtiyacı karşılanıyor. Camiinin haziresi aşevine dönüştürülmüş, üçöğün sıcak yemek pişiriyor, çay kazanı mütemadiyen kaynıyor! Yakın bölgelerde çadırlarda yaşayan depremzedelerden buraya gelenlere piknik tüpü, ayakkabı, çorap, elbise, iççamaşırı takdim ediliyor. Adıyaman`da bu minval üzere pek çok gönüllü oluşum bir yandan devletimizin yükünü hafifletirken diğer yandan bölge halkına nefes oluyor.
'Yer o dehşetli sarsıntısıyla sarsıldığında; '
 fet bölgesi deprem fırtınasına tutulmuş vaziiyette. Adıyaman arzı artçı depremlerle sarsılıp dururken Sırlı Süleyman Efendi, Zilzâl sû resini okuyor: 'Yer o dehşetli sarsıntısıyla sarsıldığında ve yer ağırlıklarını dışarı attığında ve insan, 'Ne oluyor buna!' dediğinde o gün yer, bütün haberlerini Rabbinin ona vahyettiği şekilde anlatır.'
Ortalık toz bulutu!
Diğer taraftan Adıyaman`da enkaz kaldırma çalışmaları yoğun bir tempoyla sürüyor. Dolayısıyla ortalık toz bulutu! Hafriyat kamyonları caddelerde konvoy oluştururken aracımızı ara sokaklara sürüp çadırlarını evlerinin önüne kuran vatandaşlarımızı ziyaret ederek hasta depremzedelere ulaşma çabası gösteriyoruz. Şehirde âfetzedelerin hizmetine açılan futbol sahalarını, kapalı spor salonlarını, üniversite yerleşkesindeki tüm münhal alanları tarayıp kendilerine borcumuz bulunan hastaları arıyoruz.
Ve Adıyaman Ü niversitesi;
Yolumuz bizi Adıyaman Ü niversitesi`ne, hakikatli sanatkâr akademisyen Doç. Dr. Ebubekir İnan`a götürürken güneş, hüzün renginde Karadağlar üzerinde kaybolup gidiyor, şehir karanlığa bürünüyor.
Sözleştiğimiz yerde değerli arkadaşımız Ebubekir İnan`la Eğitim Fakültesi`nin otoparkında buluştuktan sonra dekan yardımcılığını deruhte ettiği Fen-Edebiyat Fakültesi`ndeki ofisine geçiyoruz.
Ü niversite binaları depremleri salimen atlatmış!
Ü niversite binaları biiznillah depremleri salimen atlatmış. Bununla birlikte Matematik âlimi Doç. İnan`ın odasında öteye-beriye fırlayan kitaplıklar depremin şiddetine dair önemli ipucu veriyor.
Hava soğuk, gündem daha soğuk...
Hava soğuk, gündem daha soğuk... Hocamız, bölge halkını derin uykuda yakalayan 6 Şubat depremine bir buçuk yıl önce taşındığı, yeni bir sitede bulunan binanın ikinci katındaki dairesinde ailesiyle birlikte maruz kalmış.
Yaşayan bilir!
Yaşayan bilir! Muhatabımızın ikram ettiği kahveyi yudumlarken depremin dehşetli anlarını, ailesini kurtarma çabalarını, kıyameti andıran sahneleri dinledikçe âfetin etkisine dair kanaatlerimiz şekle, sû rete bürünüyor!
Doç. Dr. Ebubekir İnan
Aynı zamanda ülkemizin önde gelen bakır kakma sanatı ustalarından biri olan Doç. Dr. Ebubekir İnan öğle saatlerinde vuku bulan ikinci depremden içinden tevafuklar geçen saniyelerle kurtulmuş hamd olsun.
İstanbul`dan, Salih Kadıoğlu arkadaşımızın önemli ricası üzerine arkadaşımıza bir daha, bir kez daha sarılırken deprem psikolojisini metanetli Anadolu insanının kalp atışlarında hissediyoruz!
Gönül iklimimiz, arkadaşımızın ofisine Mekke-i Mükerreme`den tevhidin renk, âhenk ve kokusunu taşıyan &ndash kullanılamaz durumdaki evinden henüz kurtardığı- kâbetullah örtüsüne nazarla ferahlarken, gözlerimiz, Dr. Muhammet Çevik in ebru sanatıyla müzeyyen kıldığı bir hilye-i şerifeye odaklanıyor. Mezkû r hilye her ne kadar camını, çerçevesini kaybetse de yazı ve bezemeli ebru alanları bütünüyle muhafaza edilmiş.
Adıyaman`da biiznillah daha güzel günlerde tekrar buluşacağız;
Ebubekir Hoca yorgun, gün boyu eşya indirmş; Kendisini daha fazla meşgul etmek caiz olmasa gerektir mülahazasıyla müsaadelerini istiyoruz. Biiznillah pek yakında güneş gülümseyen ufuklardan vaad edildiği gibi doğacak ve hep birlikte güzel günlerde, daha özel gündemlerle Adıyaman`da tekrar buluşacağız; Bu kez uhuvvet eksenli sohbetimize sanatı, edebiyatı eklemleyeceğiz.
Dost kara günde belli olur!
Hep birlikte indiğimiz otoparkta Sırlı Süleyman Efendi`nin gözü bir hafriyat kamyonuna iliştirilen Türkçe-Arapça yazıya takılıyor. Kuzey Iraklı kardeşlerimiz Barzani Yardım Vakfı üzerinden Adıyaman`a 100`den fazla iş makinası ve kamyon göndermiş. Kardeşlik hukuku da bunu, bizzat bunu gerektirir. Var olsunlar, eksik olmasınlar.
Barzani Yardım Vakfı aracı
Sırlı`nın, ecdadımızın asırlar öncesinden kurduğu 'Dost kara günde belli olur' hüküm cümlesine atıf yaptığı esnada istikametimizi bu kez Kâhta`ya çeviriyoruz. Sabah ola hayrola;
DEVAM EDECEK
İbrahim Ethem Gören-Yazı No: 473
