Dünkü yazımı okuyan bir arkadaşım aradı. Bana 'bizde Londra`daki kitapçılar gibi kitapçı yok mu da yazmıyorsun?' dedi. 'Benim bildiğim yok' dedim. 'Peki sahaflar çarşısı var' dedi. Doğru sahaflar çarşısı var. Ama ismi sahaflar.

Türkiye`nin en kıdemli sahaflarından olan Turan M. Türkmenoğlu, Bâbıâli Sohbetleri`nde Sahaflar Çarşısı`nın hikâyesini anlatmıştı.

1945 yangınından sonra bir çok yazma eserin yandığını belirterek, 'O yangından sonra sahaflara ilgi azaldı. Çarşıyı dolduracak sahaf bile bulunamıyor. İstanbul`da evler artık küçük yapıldığı için kitaplara yer bulunamıyor ve elden çıkarılıyor.'

Geçmişte Sahaflar Çarşısı`nın âlimlerin, şairlerin, yazarların, sanatkârların uğrak yeri olduğunu ifade eden Türkmenoğlu, bugün için artık sahafların sayısının çok azaldığını ve genelde ders kitapları ve kırtasiye satıldığını, buna da çok üzüldüğünü söyledi. Geçmişte çarşının müdavimleri arasında önemli şahsiyetlerin olduğunu belirterek, 'Ü niversite hocaları çok sık gelirdi. Bilhassa edebiyat, tarih, hukuk gibi sosyal bölümlerin hocaları üniversiteden çıkar çıkmaz çarşıya gelir ve kitap seçerlerdi.' diye anlatmıştı.

İstanbul Beyazıt Camii`nin arka tarafında bulunan, yıllardan beri İstanbul sahaf kültürünün yerleştiği Beyazıt Sahaflar Çarşısı, günümüzde Kapalı Çarşı`nın Fesçiler Kapısı ile Beyazıt Camii arasındaki sahada yer almaktadır. Osmanlı`da geçmişi 15. yüzyıla kadar dayanan sahaflık geleneğinin devamı niteliğinde olan sahaflar Kapalı Çarşı yapıldıktan sonra, medrese avlularında talebelerin ihtiyacını karşılamak için buraya yerleşti. Evliya Çelebi nin kayıtlarına göre, Kapalı Çarşı içerisinde elli kadar sahaf dükkânı bulunuyor ve buralarda yaklaşık üçyüz kişi çalışıyordu. İstanbul sahafları, 1894 yılı depreminden önce, şimdiki yerleri olan Hakkaklar Çarşısı na geçmeye başlamıştır. Deprem sonrası Kapalı Çarşı içerisindeki onarım uzayınca çoğu Hakkaklar Çarşısı na yerleşmiştir. Bu yerleşim 1910 lu yıllara kadar sürmüştür. Sahaf dükkânları buralarda artınca bölge zaman içerisinde Sahaflar Çarşısı olarak anılmaya başlanmıştır.

1950 yılında gerçekleşen yangın sonrasında Sahaflar Çarşısı, belediye tarafından tamamen yıkılmış ve betonarme olarak yeniden inşa ettirilmiştir. Yangın çıkmadan önce çarşıda sahaflar dışında çorapçı, tespihçi, saatçi, kolonyacı ve berber dükkânları da bulunuyordu. Sahaflar Çarşısı nın yangından önceki halini gösteren en önemli resim, o dönemde Hayat Tarih Mecmuası nda ressam Münif Fehim tarafından yapılan resimdir. 1952 yılında yaptırılan yeni çarşı için belediye yalnızca kitap satılmasını şart koşmuştur. Beyazıt Camii ve cami imareti arasında kalan çarşının biri meydana, diğerinin ise Çadırcılar sokağına açılan kemerli iki girişi vardır. Beyazıt Meydanı nda sürekli ortaya çıkan seyyar kitapçıları önlemek için, 1977 yılında Belediye tarafından onlara Sahaflar Çarşısı nda geçici olarak yer gösterilmiştir. Sergiciler zamanla orada kalıcı olarak bulunmaya devam etmişlerdir. İlerleyen zamanlarda yine Belediye tarafından, Sahaflar Çarşısı nın Beyazıt Meydanı tarafındaki girişine 1981 yılında, taş baskıdan malzemelerin sergilendiği bir vitrin yaptırmıştır. Çarşının ortasında ise ilk Türk matbaasının kurucusu olan İbrahim Müteferrika nın büstü bulunuyor. Sahaflar Çarşısı, günümüzde kitap meraklıları tarafından hala ziyaret ediliyor ama sıradan kitapların bulunduğu bir yer.

Öğrencilik yıllarımda Cağaloğlu`nda Mehmet Varış`ın Kitapevi isminde kitapçısı vardı ve kitapları ondan alırdım. Şimdi kapandı orası. Şimdi Beyoğlu ve Kadıköy`de güzel kitapçılar var.

Ayrıca Beyazıt tramvay durağının yakınlarında Özbek ve Özdemir çarşısı bulunmakta. Sahaflara göre çok daha uygun kitaplar satan kitapçılar bulunmaktadır. Bu çarşılarda ikinci el kitap satışı da yapılmaktadır.