Psikolog Yasemin Can, sosyal medyanın gençlerde iletişim sorunlarına, duygusal kopukluğa ve yalnızlaşmaya sebebiyet verdiğini açıkladı ve bu konuda alınabilecek önlemleri değerlendirdi.

Psikolog Yasemin Can

Sosyal medya araçları iletişimi kolaylaştırıyor ve bilgiye kısa yoldan ulaşımı sağlıyor. Bu araçlar kontrolsüz şekilde kullanıldığında ise davranışsal sorunlara yol açabiliyor ve fayda yerine zarar getiriyor. Terapistler çocukların gelişimlerini sürdürürken aileden ya da sosyal çevreden kendilerine rol model seçtiklerini ancak bugün ailenin ve çevrenin yerini sosyal medyanın aldığını ve bu durumun çeşitli sorunlara yol açtığını ifade ediyorlar.

Resmi ve sivil pek çok kurumda gençlere danışmanlık hizmeti veren Psikolog Yasemin Can ile bu konu üzerine konuştuk. Gençlerin sosyal medyayı aile ve arkadaşın yerine koyduklarını ve bu durumun onları ruhsal sorunlara açık hale getirdiğini ifade eden psikolog Yasemin Can bu konunun hassasiyetine vurgu yaptı:

Fatma T: Gençlerin gelişim süreçlerini tamamlarken aile ve akranları ile sağlıklı ilişkiler kurmaya ihtiyaç duyarlar ancak bugün bu değerlerin yerini sosyal medyanın aldığını görüyoruz. Bu duruma nasıl gelindi?

Yasemin Can: On üç yıl aile bütünlüğü bozulmuş genç bireylerin rehabilite edildiği bir kurumun yöneticiliğini yaptım ve burada aile desteğinden mahrum olan bu çocuklara rehberlik ettim. Şu anda aynı çalışmalara Meva Danışmanlık merkezinde devam ediyorum ve burada ebeveynleri ile birlikte yaşayan çocuklara danışmanlık hizmeti veriyorum. Fakat ilginçtir aile bütünlüğü bozulmuş olan çocukların da anne babanın şefkatiyle büyüyenlerin de arkadaş ilişkisinin yerine sosyal medyayı koyduklarını görüyorum. Bu çok tehlikeli bir durum. Gençler sosyal medya araçları ile sosyalleşmeye çalışıyor ve sanal bir dünyaya açılarak tehlikeli yollardan geçiyorlar.

Sosyal medya araçları sadece gençleri değil ailenin tüm fertlerini kendine bağımlı kılıyor ve vaktin çoğunu ellerindeki cep telefonları ile geçiren aile fertleri birbirlerinden uzaklaşıyorlar. Anne baba çocukları ile iletişim kuramaz hale geliyor. Danışmanlık sürecinde bu soruna yoğunlaşırken sadece gençlere değil anne babalara da yöneliyoruz zira onlar da arkadaş dost ihtiyaçlarını buradan karşılamaya çalışıyorlar.

Fatma T: İslam kültüründe aile bireyi eğiten ve terbiye eden bir okul gibi görülmüştür. Bu anlayışla büyüyen nesiller nasıl oldu da birbirlerinden uzaklaşıp bu araçların esaretine düştüler? Bunu neye bağlıyorsunuz?

Yasemin Can:  Dünyayı dizayn etmeye çalışan Silikon Vadisi sakinleri dijital dünya düzeninden bahsediyorlar ve bu düzene aşina olmamızı istiyorlar. Sanal alem renkli bir hayat olarak gösteriliyor ve çocuklarımız bu alana çekiliyor. Aile fertleri akşam bir araya geliyorlar anne, baba ve çocuklar ellerindeki cep telefonlarına eğiliyor ve kendi dünyalarına çekiliyorlar. Aile fertleri fiziki olarak bir arada olsalar da duygusal bir bağ kuramıyor ve ruhen birbirlerinden uzaklaşıyorlar. Gençler bu boşluğu sanal alemle gidermeye çalışıyorlar ve cep telefonları aracılığıyla istedikleri siteye istedikleri vakitte ulaşabiliyorlar.

Fatma T Sosyal medya araçlarının gençler için bir sosyalleşme alanına dönüştüğünü ve bunun ciddi sorunlara yol açtığını ifade ediyorsunuz biraz açar mısınız?

Yasemin Can: Gençlerde varoluş savaşının izleri bariz şekilde görülür. Genç bir şekilde var olduğunu göstermeye çalışır ki; bunu sanal alemde daha rahat yapabiliyor. Burada hayali kahramanlar var ve istedikleri her şeyi yapabiliyorlar. Cinsiyet ayrımı yok, başarısızlık yok, zayıflık yok… Güç var… Fakat bu araçların kontrolsüz şekilde kullanımı gencin sevme, sevildiğini hissetme, acıma ve pişmanlık duygularını köreltiyor ve gerçek hayata uyumlarını zorlaştırıyor. Danışmanlığını yaptığım gence annesinin ölümü haber verildiğinde güldüğünü hatırlıyorum. Niçin güldüğünü sorduğumda da hangi duyguyu yaşadığımı bilmiyorum demişti. Denge bozulunca genç neye üzüleceğini neye sevineceğini, neye pişman olacağını bilemiyor. Duygusuz kalmak, nötralize olmak insanı hayatın gerçeklerinden uzaklaştırıyor. Gerçek hayatta öldürmek, rencide etmek ve şiddet normal karşılanmaz ancak sosyal medya üzerinden sergilenen görüntülerde ya da oyunlarda öldürmek, dövmek, vurmak normal karşılanır. Gençler farkında olmadan burada izledikleri şiddet görüntülerini modeller ve suça eğilimli hale gelirler.

Fatma T: Sosyal medya kontrollü kullanılmadığında bir tehlikeye dönüşüyor. Aileler bu tehlikeye karşı hangi önlemleri alabilir ve onları doğal yaşamın içine çekebilmek için neler yapabilirler?

Yasemin Can: Aile ilk evvela bu konuda çocuklara kendileri model olmalı ve bu araçları ihtiyacın dışında kullanmamalıdırlar. Güne sosyal medyada sergilenen olaylara odaklanarak başlayan anne babanın bu konuda çocuğa verdiği tavsiyelerin tesiri olmayacaktır. Anne babalar bu araçların nerede, ne kadar ve nasıl kullanılacağı noktasında çocuklara örnek olmalıdırlar.

Fatma T: Sosyal medyanın gençler üzerindeki olumsuz etkileri ilgili uzmanlar tarafından gündeme getiriliyor ve ailelere destek amaçlı eğitim çalışmaları yapılıyor fakat beklenilen sonuca ulaşamıyoruz. Siz bunu neye bağlıyorsunuz?

Yasemin Can: Silikon vadisinin sakinleri sanal dünyayı kurdular ve bütün dünyaya yaydılar. Fakat kendi çocuklarını doğal ortamlarda doğal yöntemlerle eğitiyor ve onları bu araçlardan uzak tutuyorlar. Burada çocuklar kara tahta ve tebeşir kullanıyor, toprağı işliyor, el işi yapıyorlar. Biz de bu modeli tekrar aktif hale getirerek çocuklarımızın doğal yapısının bozulmasını engel olmalıyız. Bunun için aileden devlete, devletten sivil kuruluşlara kadar hepimiz çaba göstermeli ve kaybettiğimiz şeyleri geri kazanmalıyız.

Fatma T: Çep telefonları ile simbiyotik bir bağ kuran bireylerin bu konuda kararlı bir tutum sergileyip özgürleşmeleri mümkün mü? Bunun için neler yapabilirler?

Yasemin Can: Ben kendim cep telefon orucu tutuyorum ve telefonu belli saatlerde ve sadece ihtiyaç olduğunda kullanıyorum. Arkadaşlarıma, dostlarıma bana ulaşacakları vakitleri söylüyorum ve telefon kullanımını sınırlıyorum.  Dışarı çıkıyorum cep telefonunu almıyorum onlar ulaşamadıklarında telefonun yanında olmadığını biliyorlar. Belirlediğim vakitler haricinde telefona dokunmuyorum, çalışmalarıma ağırlık veriyorum, arkadaşlarımla sohbet ediyorum, yürüyüşe çıkıyorum, çocuklarımla ilgileniyorum.

Fatma T: Cep telefonu kullanımını sınırladıktan sonra hayatınızda neler değişti, paylaşabilir misiniz?

Yasemin Can: Her şeyden önce insanın becerileri gelişiyor. Daha önce telefon numaralarını ezberlemekte güçlük çekiyordum artık kolayca ezberleyebiliyorum. Zamanı iyi kullanıyorum, kendime yeterince vakit ayırabiliyorum. Telefon yokken gerçekten özgürüm.

Lütfen vaktinizi israf etmeyin, cep telefonunu ihtiyacınız kadar kullanın ve özgürlüğü yaşayın, ailenizle birlikte vakit geçirin, beş taş oynayın, kitap okuyun, sohbet edin.

Bunları çocuklarınızla birlikte yaptığınız takdirde iletişim güçlenecek ve çocuğunuz sosyal medyaya ihtiyaç duymayacaktır. Bunu alışkanlık haline getirmek elbette kolay değil ama mümkün…

Fatma T: Son olarak okuyucularımıza neler tavsiye edersiniz?

Yasemin Can: Çocuklarımızı sevgi açlığına terk edip farklı arayışlara sürüklememeliyiz onlara hakları olan sevgiyi vermeli ve tüketen değil üreten nesiller olabilmeleri için desteklemeliyiz. Değeri hiçbir şeyle ölçülemeyecek olan zamanı doğru kullanmalı ve bu konuda onlara model olmalıyız.