İnsanlar 2.5 milyon yıldan uzun bir süredir diğer hayvanların etiyle besleniyor. Bu süre zarfında, dünya tarım endüstrisi patlama yaşadı ve Dünya’nın buzsuz topraklarının yüzde 26’sı hayvancılığa ayrıldı; fakat bunun çevreye bir maliyeti var. Hayvancılık endüstrisi küresel sera gazı emisyonlarının ortalama %18’inden sorumlu. Peki, laboratuvar ortamında üretilen et, buna çözüm olabilir mi? Yapay et ile vejetaryenler arasında uzlaşma sağlanabilir mi? İşte dünyanın yapay et üretimi konusunda geldiği nokta…
BİLİM İNSANLARI NASIL ET ÜRETİYOR?
Bilim ve Teknik dergisinin son sayısında yayımlanan bir yazıya göre, çevresel etkiyi en aza indirmeye yardımcı olmak ve çiftlik hayvanlarını barındırmak için gereken alanı azaltmak için bilim insanları tarlalardan uzakta, laboratuvarlarında yiyecek yetiştirmeye başladılar. Çiftçilerin buzağı ve civcivlerden çiftlik hayvanları yetiştirip besledikleri gibi, bilim insanları da canlı bir hayvanı kesmeye gerek kalmadan gerçek üründen elde edilen küçük hücrelerden oluşan bir ürün grubuna bakıyorlar.
Genellikle lokal anestezi altında küçük bir biyopsi yoluyla hayvan kasından alınan bir kök hücre örneği alınıp büyümesi için bir kültüre yerleştiriliyor. Kök hücreler vücudun diğer hücrelerinin yedeği gibi hareket eder: uyarıldıklarında kök hücreler kas ve yağ hücreleri gibi özelleşmiş hücre tiplerine dönüşebilir. Bilim insanları, esasen yağ ve kas hücrelerinden oluşan bir koleksiyon olan eti geliştirmek için çıkarılan kök hücreleri, değişme yeteneklerini tetikleyen amino asitlere ve karbonhidratlara maruz bırakıyor. Değişen kök hücreler, bir yığın kas lifi gelişene ve yeni et, hamburger gibi et ürünlerinde kullanılacak kadar bollaşana kadar büyümeye ve çoğalmaya bırakılıyor.
HANGİ HAYVANLARIN ETİ YETİŞTİRİLEBİLİR?
Şimdiye kadar inekler, tavuklar ve domuzlar da dâhil olmak üzere sadece birkaç hayvan türünün hücreleri bu yeni et formuna dönüştürüldü. Ancak bazı şirketler kanguru, timsah ve devekuşu gibi daha egzotik etlere de yönelmeyi planlıyor. Şu anda laboratuvarda yetiştirilen et yaygın olarak bulunmuyor. Kültürlenmiş et satışına izin veren ilk ülke 2020 yılında Singapur oldu. 2023’te San Francisco’lu start-up Upside Foods gibi Amerikan şirketlerine kültürlenmiş et ürünlerini ABD’de satmaları için yeşil ışık yakıldı.
MAMUT KÖFTELERİ: SOYU TÜKENMİŞ HAYVANLARIN ETİYLE ZİYAFET ÇEKEBİLİR MİYİZ?
"Sadece birkaç hayvan türünün hücreleri bu yeni et formuna dönüştürüldü” derken, bunun bir istisnası var: mamut. Soyu tükenmiş yünlü mamutun (Mammuthus primigenius) ve yaşayan en yakın akrabası Afrika filinin (Loxodonta) DNA’larını birleştiren Vow adlı Avustralyalı bir şirket, Mart 2023’te ilk mamut köftesini servis etti. Köfte yenebilecek kadar lezzetli görünse de henüz kimsenin ağzından geçmedi. Etin güvenliği ve insan vücudunun olası olumsuz bağışıklık tepkisi konusundaki korkular, mamut etinin tadının gizemini koruduğu anlamına geliyor.
Laboratuvarda yetiştirilen et, hem et yiyenlerin hem de vejetaryenlerin ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir alternatif olabilir mi? Bu sorunun cevabı, etin kalitesi, maliyeti, güvenliği ve etikliği gibi birçok faktöre bağlı. Ancak bir şey kesin: laboratuvarda yetiştirilen et, gıda endüstrisinde devrim yaratabilecek bir teknoloji.