Neden kitap okuruz?
Kitap okumak ne demektir?
Herkesin yaşadığı bir hayat varken, bir de bu hayatın içinde kitaba yer vermek neden?
Yaşadığımız duygulara, olaylara, hayata verilen emeğe, bildiğimiz her şeye tanıklık eder kitap. Bilmediklerimize tanıklık ediyor olması ise kitabı ayrıca önemli ve değerli kılmaktadır. Her şeyden önce öğretici olma özelliği vardır kitabın.
Ve ilk emrin oku! Olması kitabı, hayatımızın her alanında gerekli kılar. Tanıdık duyguları, edinilen bilgileri, yaşanmış tecrübeleri ve farkındalıkları onaylayıcı haliyle “evet, tereddüt etme bu böyledir!", eminliği verir insana. Yol göstericidir. Gözlerin farklı görmesini, dimağların farklı algılamasını sağlar. Daha geniş açılarla hayata bakabilme imkânını sunar. Kitabin kıymetini hatırlatan ve bu soruları kendime sormama vesile olan; içeriği ve kapsadığı konu başlıkları bakımından oldukça zengin bir kitaptan bahsetmek istiyorum.
Bir okur okuduğu kitaptan sonra bu denli doyum hissederek, bir kitap neden okunur? Neden kitap okumalıdır? Sorularını kendisine sorabiliyorsa, okuduğu kitap gerçekten amaca hizmet etmiş demektir.
Bir okur olarak ben bu soruları sorarken, yazar; kitabında, bir insan neden yazar, neden yazmalıdır, nasıl yaza, yazdıklarıyla ne kazanır ne kazandırır, bir yazar nasıl olmalıdır ve nasıl olur? Şeklinde çok kıymetli sorular sormuş ve kazanım dolu cevaplarıyla birlikte. Kitabın yazarına teşekkür etmeden önce, buyurun bu güzel esere birlikte bakalım;
"Kalemin Âhı" isimli kitabı, dağarcığımdaki "Kitapların Akı" rafına kaldırma eylemine, sizleri de ortak etmek niyetindeyim. Bu kitabın kazandırdığı farkındalıkları sizlerin bilgisine arz etmek, istifadenize vesile olmak isterim.
Konu içeriği ve anlatım gücü ve bir o kadar yormadan keyifle sizi başka dünyalara başka hayatlara götüren ve dönüşte heybenizde birçok bilgi ve tat bırakan emek dolu bir kitap.
O bakımdan, her bir konuyu tek tek değerlendirmek, elbette sayfalar sürer, belki kitap tahlili anlamında mini bir kitap yazmak icap eder. Hal böyle olunca, sözü kitaba bırakmak en arifane yoldur, demek istiyorum, bunu derken de Kitabın yazarı Eğitimci Sn. Adem Keven Hocamızın, bu konuda elbette ki sözü en başta okurlarına verdiğini de hatırlatmak isterim. Nitekim Eğitim Liderleri Zirvesi programında, okurlarına kitabıyla ilgili iki kelam söz etme imkânı sunmuştur. Böyle bir kitap için; bu nezaketin, görmezden gelinmeyecek bir mütevazılık ile okurlarının fikirlerine ve dönüşlerine kıymet vermenin iç içe olduğunu düşünüyorum. Kaldı ki, sözün kâr etmediğini, verilen sürenin yetersiz kaldığını yaşayarak da tecrübe etmiş olduk. Sözü kitaba bırakmalı, önerimi de bu hatıra ile onaylamış olalım.
Kalemin Âhı, iki yüz on bir sayfalık bir deneme kitabıdır. Öyle ki her bir başlığı ayrı bir kitap derinliğinde, konular çok güzel seçilmiş. İsterim ki, her denemeden en güzel cümleleri burada arz edeyim, inanın bu konuda gayret gösterip tek tek tespit ettiğim muhteşem cümleler, bilgiler, farkındalıklar var, lakin birini taşısam yazıya diğerinin boynu bükük kalır hesabı, işin içinden çıkamadım. Kalemin Âhı, ismiyle müsemma bir kitap. Bu konular, bu kitap yazılmasaydı, birçok şey eksik kalmış olurdu diye düşünüyor insan, kitabın bitiminde. Ve şöyle ifade ediyor, bu durumu yazar, kitabın bir yerinde, “yaşadığım bunca şeyi kendimle birlikte götürmek istemedim, paylaşmak istedim, kitap olması için uğraştım.” Bu sosyal ve manevi sorumluluk bilinci, genç nesillerimizde bu tarz kitapları okuyarak gelişecektir. Şu an ben bu satırları yazarken yeterli gelmediği için, kalemimin ah ettiğini hissediyorum.
Sn. Yazar Adem Keven Hocamız; yıllarca edindiği, özümsediği, yaşadığı bilgi ve tecrübeleri emek emek işleyip, birçok değerin aynı zeminde buluştuğu bir coğrafya misali, farklı iklimlerin rengini, kokusunu, dokusunu bir kitap olarak insanlığın hizmetine sunmuştur.
Bunu öyle uzun bir zaman dilimi ve sabırla yoğurmuş ki artık kitabin doğması için, kıymetli kalemi ah ederek yazarın biraz daha beklemesine müsaade etmemiştir.
Bunca emekle, sabırla bekleyen Kaleminizin Ahı çok güzel şeyler anlatmış Sn. Hocam. Farklı denemelerin bir araya gelişinde tatlı bir geçiş ve okuyucuyu yormadan bir seyir sağlayabilmek başarının teknik anlamda görünmeyen kısmı. Bu anlamda yazarlara da deneme anlamında, katkı sağlayabilecek bir eser, takdire şayan.
Kıymetli Yazar Sn. Âdem KEVEN Hocamıza bu vesile ile teşekkürlerimizi sunuyoruz. Sağlıklı bir ömür ve bu minvalde nice eserlerinizin kaleme alınmasını diliyoruz. Okuru istifade edeni bol olsun.
Kitaptan, paylaşmayı arzu ettiğim, fakat sözü uzatmamak için paylaşamadığım birçok bölümü; kitabı edindiğinizde sizlerin fark ederek, altını çizerek okuyacağınızdan eminim.
İşlenmemiş maden nispetindeki bir konuyu, işleyip mücevher olarak sunmaktır, bir yazarın işi ki, bu hâl; yazarlığa ayrı bir kutsiyet kazandırmaktır. Yaratılanı, yaratandan ötürü hatırlatmaktır, var olanı öğretmektir, Yaratan'a teşekkür, yaratılana hizmettir diye düşünüyorum. Bu hizmeti, değeri biz bu kitapta ziyadesiyle hissetmiş olduk.
Hiç mi paylaşmayayım, hepsini yazasım var. En azından, bir taşa dahi kazandırdığı değeri sizlerle paylaşmak isterim.
Bu anlamda; şu dizelere yer vereyim ki, gerisini siz düşünün.
"Taş deyip geçmeyin, taş ağırdır yerinde.
Nurdur kimi zaman, kimi zaman zulümdür taş.
Taş olmayan ne var şu alemde?
Saymaya kalksak ne kâğıt yeter ne kalem.
Camiler taş, minareler taş.
Mihrap minber taş.
Kubbe taş, sütun taş.
Ve en son bineceğimiz musalla taş.”
Diye devam ediyor.
Muhteşem bir yolculuk sizi bekliyor.
İyi okumalar diliyorum.
Saygı ve hürmetlerimle.
12.10.2023
Türkan Kafkas SEZER
(Kitap Tahlili II)
