Değerli okuyucularımız, geçen yazımızda anlatmaya çalıştığımız önemli bir sorun olan kabızlık konusunda bilgi paylaşmaya devam ediyoruz.
Bazı ilaçlar: Antiasitler: Alüminyum hidroksit ve kalsiyum karbonat içerenler Antispazmotik ilaçlar Antidepresanlar Demir hapları Antikonvulzan ilaçlar (epilepiside nöbetleri önleyen ilaçlar) Bazı ağrı kesiciler(özellikle kodein, morfin gibi opioid analjezikler)
Bazı hastalıklar:
Nörolojik hastalıklar: Bağırsağı hareket ettiren sinir uyarılarının oluşmasını veya iletimini engelleyerek bağırsak hareketlerini azaltır, kabızlığa neden olur. Örneğin: Hichprung hastalığı, Multiple skleroz, Parkinson hastalığı, İnme, omurilik yaralanmaları
Metabolik ve Endokrin hastalıklar: Diyabet (Şeker hastalığı),Tiroid bezinin yeterli çalışmaması, üremi, hiperkalsemi gibi bazı elektrolit bozuklukları
Kurşun zehirlenmesi
Skleroderma ve lupus gibi bağ dokusu hastalıkları
Bağırsakların mekanik nedenlerden dolayı tıkanması
İltihabi yapışıklıklar
Bağırsak kanseri: Kabızlığın nadir sebeplerinden biridir. Özellikle 40 yaş üzeri kişilerde, yakın zamanda başlamış açıklanamayan kabızlık, kilo kaybı, dışkıda kanın eşlik ettiği durumlarda gecikmeden doktora başvurulmalıdır.
Bağırsakların kendi üzerine katlanması (volvulus)
Kabızlık daha çok kimlerde görülür?
Siz zannedersiniz ki bir tek kendiniz kabızsınızdır. Oysa toplumda kabızlık tahmin edildiğinden daha fazladır. Hele gidin bakın dahiliye servislerine gastroenterologlara müracaat eden kimselerin neredeyse yüz kişide yirmi kişisi kabızlık şişkinlik gaz şikayetiyle baş vurmaktadır. Bir de kadınlar ve çocuklarda erkeklere oranla daha fazla görülür. Kabızlığa modern şehrin hastalığı da derler. Kırsal alanda yaşayan sebze meyve gibi lifli yiyecekler tüketen kişilerde kabızlık çok daha az görülür.
Bizler modern hayatla birlikte beslenme şeklimizi de değiştirmek zorunda kalmış insanlarız. Yine iş yerlerinde hareketsiz ve stres yüklü ortam da sebepler arasındadır.
Az hareket edebiliyoruz. Sinirli, titiz ve hırslı kişiler olup çıkıyoruz. Kabızlık da daha çok böyle kişilerde görülüyor. Sürekli seyahat eden, oturarak veya ayakta meslek icra eden kişilerde, herhangi bir nedenle sürekli olarak büyük aptes ihtiyacının giderilmesini erteleyen kişilerde bu durum daha sık olmaktadır. Doğuştan gelen bazı hastalıklar da bebeklerde inatçı kabızlığa yol açabilir.
Ruhsal değişimlerin en yoğun yaşandığı büyüme ve ergenlik çağı, sindirim sistemine bağlı fonksiyonel şikâyetlerin sıklıkla görüldüğü çağdır. Özellikle öğrenime devam eden gençlerde sınav stresinin de eklenmesi geçici fakat sıkıntılı kabızlığa neden olabilir.
Yine multipl skleroz, parkinson hastalığı gibi kas ve sinir sistemini tutan hastalıklar, omurilik travmaları, kurşun zehirlenmesi ve diğer fonksiyonel nedenler bağırsağı hareket ettiren sinir uyarılarının oluşmasını veya iletimini engelleyerek bağırsak hareketlerini azaltır, kabızlığa neden olur.
Omurilik yaralanmalarından sonra kalın bağırsağın refleks kontrolü kaybolduğu için inatçı kabızlık görülebilir.
Dışkılama hissinin sürekli baskılanması kabızlığa neden olur. Çocukluktan itibaren tuvalet alışkanlığı kabızlığa sebep olabiliyor. Örneğin, çocuk okulun tuvaletini evindeki kadar temiz bulmuyor. Tiksiniyor ve tuvaletini evine kadar bekletiyor. Yine büyük iş merkezlerinde, nice çarşı binalarında, nice görkemli lüks alış-veriş alış merkezlerinde göze hitap eden yerlerdeki temizlik ve titizlik tuvaletlere gösterilmiyor. Bütün bunlar bağırsağın boşaltım sistemini bozan faktör oluyor.
Oysa neler yapılabilir? Örneğin okuldaki tuvaletler bilinçli olarak en az evlerimizdeki kadara temiz tutulmalıdır. Buna rağmen yine de genel tuvalete gitmekten tiksinen aşırı hassa çocuklar varsa onlara annesi çişini sabah kahvaltısından sonra evde yapıp öyle okula gidecek şekilde düzen kurmaya çalışabilir. İş yerlerinde ise, birincisi şu kolaycılık bir yana bırakıp, işin sağlık boyutunu da düşünerek, böylesi iş merkezlerinde tuvaletler de en az vitrinler kadar temiz olmalıdır. İkincisi de alafranga tuvalette temas nedeniyle hijyenik bulmayanlar için alaturka tuvaletler de bulunmalı. Tabi ki, kilolu sorunu, bel fıtığı, dizinde kireçlenme vs gibi sorunu olanlar için de alafranga tuvaletler olmalıdır. Ama en önemlisi her iki tuvalet de en az vitrinler kadar temiz ve bakımlı olmalıdır. Buna rağmen kimi insan, iş yerinde olsun, böylesi alış veriş merkezinde olsun tuvalete gitmek istemiyor. Tuvaletini evinde yapmak üzere erteliyor. Bu da bağırsağı tembelleştiriyor, duyarsızlaştırıyor.
Beslenme alışkanlığı çok önemli
Sağlıksız beslenme deyince aklınıza eğer et, süt, tereyağı, bal, kaymak yiyememe geliyorsa yanılıyorsunuz. Sağlıksız beslenme vücudun ihtiyacı olan gıdayı zamanında ve yeteri kadar alamama demektir. Örnek verelim, bulgur pilavını yemeyen insan sağlıksız besleniyor demektir. Çünkü bulgurda bağırsakların çalışmasına yardımcı olacak sellülozik madde vardır. Ama çok insan bulgur yemez. Yine örneğin, hayatımıza ekmek arası bir düzen girdi. Yarım ekmek döner, hamburger, dürüm vs. gibi sulu yemekler alışkanlığı neredeyse yok olacak. Hepsinden önemlisi sofrada yemek yerine ayaküstü çabuk çabuk bir şeyler tıkınıp sadece karın doyurmak mantığı. Diyetimizdeki liflerin yeteri kadar olması gerekir, çünkü lifler emilmeyip su çekerek dışkı hacminin oluşmasına ve dışkının yumuşamasını sağlar. Kepek, lifin en önemli kaynağıdır. Ayrıca meyve ve sebzelerde de bol miktarda lif bulunur. Ayrıca bol su, meyve suyu, ayran için. Kafein içeren kola ve kahve gibi içecekler dışkıdaki su miktarını azalttığı için mümkün oldukça az alınmalıdır.
Ne zaman doktora başvurmalıyım?
Uzun süre kabızlık çekiyorsanız ve sadece kabızlık ilaçları ile tuvalete çıkabiliyorsanız bu kısır döngünün kırılması, kabızlığa neden olabilecek bir hastalık varsa bunun araştırılması için doktora gitmelisiniz. Özellikle 40 yaşın üstünde olup yakın zamanda başlamış, nedeni açıklanamayan kabızlık ve kilo kaybı varsa. Dışkılama ile birlikte kan gelirse. Çabuk yorulma, halsizlik, soğuğa karşı toleranssızlık, ses kalınlaşması gibi şikâyetleriniz varsa (guatr bezinin az çalışması neden olabilir) Şiddetli karın ağrısı, kusma varsa, Ayrıca ıkınmaya bağlı olarak makatta çatlak, yarık ya da basur varsa doktora başvurun.
Tedavi;
Bağırsak hareketlerinin yeniden düzenlenmesi için yapabileceğiniz en önemli üçşey:
BOL SU İÇMEK
BOL LİFLİ GIDA ALMAK
EGZERSİZ YAPMAK
Hafif kabızlığı olan birçok hasta yukardaki değişikliklerle tedavi olabilir. Buna cevap vermeyen hastalarda ek olarak bazı kabızlık ilaçları doktor kontrolünde geçici süre kullanılabilir. Kabızlık için kullanılan çeşitli ilaçlar vardır:
Kitle oluşturucu laksatifler: Bu gruptaki ilaçlar sindirilmeyen bitkisel kaynaklı maddelerdir. Bu maddeler su tutarak şişer ve kitle etkisi oluştururlar. Diğer laksatfilere göre daha az bağımlılık oluşturduğu için daha güvenlidirler. Psylium, Kalsiyum polikarbofil, kepek, agar bu gruba aittir.
Ozmotik etkili laksatifler: Bu gruptaki ilaçlar sünger gibi su çekerek etki gösterirler. Etkileri daha çabuk başlar. Sorbitol, lakloz, mannitol, magnezyum ve sodyum içeren bileşikler bu gruptandır.
Stimulan laksatifler: Bu ilaçlar bağırsakta ritmik kasılma sağlarlar. Ayrıca bağırsak yüzeyi üzerinde tahriş edici etkisi vardır. Bu ilaçların uzun süre kullanılması bağırsak sinirlerinde zedelenmeye yol açabilir. Bisakodil, laktuloz, hint yağı bu gruptandır.
Yumuşatıcı laksatifler: kalın bağırsaktaki dışkıyı ve bağırsak yüzeyini yumuşatarak ve yüzey gerilimini azalarak etki ederler. Sıvı vazelin, sıvı yağlar, gliserin, dokuzat sodyum bu gruptandır.
Hamilelik ve Kabızlık
Hamilelik süresinde anne vücudunda bir takım hormonal değişiklikler olmaktadır. Bu hormonların bazıları sindirim sistemini de etkilemekte, mide, ince bağırsak ve kalın bağırsak da dâhil olmak üzere tüm sindirim sisteminin hareketi azalmaktadır. Bu nedenle hamileliğin başlangıcından itibaren artan bir şekilde kabızlık görülür. Hamileliğin ilerlemesi ile büyüyen bebek ve rahim, karın içinde daha fazla yer kaplar ve özellikle kalın bağırsağın son kısmı üzerinde baskı olur. Bu durum da büyük aptesti zorlaştırır. Hamilelikte ve doğum sonrası emzirme problemlerinde akupunktur tedavisi çok yararlıdır.
Akupunktur ve kabızlık tedavisi
Kabızlık, başta da belirttiğimiz gibi rahatsızlık olan vücudun verdiği en önemli işarettir. Bir sinyaldir. Dolayısıyla kabızlığın giderilmesi için kabızlığa sebep olan rahatsızlıkların tespit edilip giderilmesi lazımdır. Akupunkturla kabızlığın tedavisi o açıdan önemlidir. Akupunktur vücudu bir bütün olarak tedavi eder. Hormon dengesini düzenler, Bağışıklık sistemini düzenler, Bağırsağın kendi içve dış cidarının kanlanmasına ve beslenmesine sebep olur. Bağırsak boşaltım görevini daha sağlıklı yerine getirir. Sindirim sistemini düzenler.