Prof. Dr. Okan Tüysüz, “1999 depremi Türkiye’de 'milat oldu' denilen depremlerdir. Maalesef milat falan olmadı, kısa sürede unuttuk.” diyor haklı olarak.
6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinden sonra yaşanan büyük felaket ve tarifi mümkün olmayan büyük acıdan sonra bu sefer biraz daha farklı olduğunu düşünüyorum. Ama yine de depremlerin Türkiye’nin bir gerçeği olduğunu daima hatırda tutmak ve depremlerin “afete” dönüşmesini önlemek için:
- 6 Şubat tarihi “Türkiye Afet Riskini Azaltma ve Afet Kayıplarını Anma Günü” olarak ilan edilmeli ve o gün; evlerden okullara, iş yerlerinden kışlalara, hastanelerden hapishanelere; yediden yetmişe herkes, deprem tatbikatına katılmalı ve bu konuda milli bilinç, milli refleks oluşmalıdır.
- Bütünleşik Afet Yönetimi Sisteminden, Toplum Tabanlı Afet Yönetim Sistemine geçilmelidir. 6 Şubat depremlerinde gördük ki milli duygularımız, milli dayanışma ruhumuz ve özverimiz çok yüksektir. Sivil toplum kuruluşlarımız ve her bir vatandaşımız kendi imkânları ölçüsünde büyük fedakarlıklar yapmıştır. Milletimizin bu sosyal zenginliği “Toplum Tabanlı Afet Yönetim Sistemi” ile daha verimli olacaktır.
- Ülkemizde sık yaşanan; deprem, sel, çığ düşmesi, orman yangınları, patlamalar ve kapımıza dayanak kuraklık gibi birçok doğal, teknolojik ve insan kaynaklı afetler nedeni ile etkili bir “Risk Analizi”, “Zarar Azaltıcı Önlemler”, “Etkili Müdahale”, “Afet Sonrası İyileştirme” ve “Yeniden İnşa” süreci için Afet Bakanlığı kurulması düşünülmelidir.
- Depremin etkisini en ağır gösterdiği Kahramanmaraş ve Hatay’da en çarpıcı yıkılmaların olduğu bir alan Açık Hava Deprem Müzesi yapılarak hem deprem konusu güncelliği korunmalı hem de öğrenciler düzenli olarak oraya götürülerek “metafizik bir ürperti” ile bu konulardaki bilinç hafızlara kazınmalıdır.